Zor süreç

YORUM | ORHAN ÖZCAN

Her şey gözle göremediğimiz bir virüsle başladı. Ekonomiler durdu. İnsanlar evlerine kapandı. Bir bölgede ve bir ülkede başlayan hastalık tüm dünyaya yayıldı ve tüm dünya pandeminin olumsuz etkilerini iliklerine kadar hissetti. Bu gerçek bir siyah kuğu olayı idi. Pandemi sırasında ve sonrasında tedarik zincirlerindeki büyük aksamalar, büyüme oranlarını aşağıya çekerken, tüm ülkelerin merkez bankaları bolca para bastı. Basılan ve doğrudan hane halklarına ulaşan bu paralar, özellikle gelişmiş ülkelerde çoktandır unutulan enflasyon canavarını uyandırdı. Enflasyon oranları bazı ülkelerde çift hanelere ulaşınca bunun doğal ve doğru sonucu olarak merkez bankaları faiz artırmaya başladılar ve bunun da sonucu olarak finansal istikrar sorunu ve resesyon tehlikesi ile karşı karşıya kaldılar.

FED,  bu artırımlara başladığından beri en çok finansal istikrarı önemsiyordu ama korktuğu şeyle de karşılaştı. Şu anda ABD’de finansal kesime, bankalara karşı bir güven erozyonu oluşmuş  durumda. Küçük bankalardan büyüklere mevduat kayışları bunun göstergesi ve bu nedenle ABD’de orta ölçekli bankalar topluluğu hükümetten mevduatlara sınırsız güvence getirilmesini istiyor.  ABD’de zora giren bir banka (First Republic Bank) için onbir büyük ABD bankası 30 milyar ABD doları mevduat enjekte ediyor. Erken ve çabuk davranılıyor ama ilginç gelişmeler yaşanıyor.

ABD’nin bankacılık krizi Avrupa’ya da sıçramış durumda. Ancak İsviçre bankası Credit Suisse’in zora girmesinin nedeni, ABD’deki bankaların zora girmeleri ile aynı değil. ABD’deki banka krizinin nedeni doğrudan doğruya artan faiz oranları sonrası bankaların portföylerinde bulunan tahvil fiyatlarının düşmesi. Gerçekte kötü bir yönetim sorunu yok. Ancak Credit Suisse’nin  durumu farklı.  Credit Suisse kötü kredi portföyü nedeniyle zora girmiş durumda. Saatleri ve bankaları şaşmaz denilen ve Basel Komitesi ile gerçek bir bankacılık üssü olan İsviçre’nin iki numaralı bankası ciddi bir şekilde zora giriyor ve 2007’de piyasa değeri 90 milyar ABD doları olan 167 yıllık Credit Suisse’yi, ülkenin bir numaralı bankası olan UBS, 3 milyar ABD doları gibi bir paraya satın alıyor. 

Credit Suisse olayının artçı etkileri önümüzdeki dönemde görülecek. Özellikle Credit Suisse’deki sermaye benzeri kredilerin ödenmeyecek olması önemli etkiler yaratmaya aday.

Özellikle ABD tarafında güven sorunu aşılabilir gibi duruyor. Son aşamada tüm tasarruf mevduatlarına sınırsız güvence getirilmesi bu sorunu çözer. Ancak Avrupa tarafında kötü kredi portföyü sorunu sadece Credit Suisse ile sınırlı değilse, daha ciddi bir mühendisliğe ihtiyaç var demektir.

Tüm bu gelişmeler finansal sistemin kredi verme iştahını azaltacağından, yükselen faiz oranları ile birlikte hem ABD tarafında hem de Avrupa’da resesyon beklentilerini daha da artıracaktır. Önümüzdeki dönem,  gelişmiş ülkelerde hem hükümetler hem de merkez bankaları için çok zorlu bir sürece işaret ediyor. Hem hükümetlerin,  hem de merkez bankalarının çok zorlanacağı bir sürece giriyor gibiyiz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin