Zenginimiz bedel öder, şehidimiz buzdandır

YORUM | LEVENT KENEZ

Acı olan şu ki, Tunceli’de şehit olan askerler eğer donmamış olsalardı şu an onlarla ilgili herhangi bir şey konuşuyor olmayacaktık. “Tunceli kırsalında çıkan çatışmada iki asker şehit oldu, kaçan teröristlerin yakalanması için bölgede güvenlik güçleri geniş çaplı operasyonlara devam ediyor”. Bu kadar. Yazılmış olmak için yazılan sadece yer ve  isimlerin değiştiği taziye mesajları arasında kaybolup gidecekti olay. Elbette yine öyle olacak. Ateş düştüğü yeri yakacak. Çoktandır şehit haberleri maç skoru ile magazin haberi arasında timeline’da bir satır, televizyonda kayıp giden bir altyazı. Eğer iktidarın yiyeceği rant varsa en duygusal haliyle gözü yaşlı hikayeler, olay kapatılsın isteniyorsa ara ki bulasın haberleri.

Farklı seslerin çıktığı tek yer olan sosyal medyada da tepkiler olayın donma ayrıntısı üzerine. Neden öldüklerinden ziyade nasıl öldükleri mesele. O kadar kanıksanmış ki ölmek… Ölmeye itiraz yok, itiraz donarak ölmeye.

Dün grup toplantılarında konu gündeme geldi. Erdoğan tahmin edildiği gibi şehadetten girdi, dinsiz Kemal’den devam etti, CHP camileri ahıra çevirdi kısmını bu kez okumadan bitirdi. Her zamanki mide bulandırıcı üslup ve ajitasyonuyla. Şehit olduktan sonra ha donmuş ha vurulmuş ha yakılmış ne önemi vardı. Başkasının evlatları üzerinden güzelleme yapmak ne güzel ya. “Bakan açıkladı nasıl öldüklerini” diyor. En dehşet kısım da orası. Açıklama dediği “Hava bozdu, helikopterler gidemedi, Allah rahmet eylesin”…Kılıçdaroğlu’nun da herhangi bir samimiyeti olduğunu sanmıyorum.

Soruşturma açılmış. Bir kaç subayın, astsubayın siciline malolacak o kadar. Erler bilmese, tanıklar olmasa belki donarak öldüklerini bile hiç bilemeyecektik. Yok başkaları da varmış ama onlar donmadığına göre çocuklar mı acaba narinmiş! Mersinli olduklarına göre soğuğa alışkın mı değillermiş! Neredeyse ölenlere çıkacak fatura. Belki öyle bile olur. Pilot öldüyse raporun pilotaj hatası çıkması gibi. Acaba bu kaçıncı donma olayı bu kirli savaşta hiç duymadığımız.

Bu olay üzerine bir üst düzey istifa olacağını zerre aklına getiren var mı? Tabii ki yok. Kim istifa etsin? Kendi ülkesinin sınırları içerisinde bir ordunun personelini dağda dondurarak kaybetmesi medeni bir ülkede istifa silsilesi getirecek, günlerce manşetlerden, haber bültenlerinden düşmeyecek bir olay. Hadi diyelim kimsenin bu çatışmalara, savaşa prensipte bir itirazı yok; düşünsene, oğlunu askere gönderiyorsun yakıyorlar, dağda donduruyorlar, tenekeden araçla havaya uçuruyorlar, 1-2 ay kıytırık eğitimle eline silah verip ölmeye ve öldürmeye yolluyorlar ve bu 40 yıldır devam ediyor. Ve kimse isyan edemiyor. Sana “Vatan sağolsun” dedirtene kadar başka zaman kapının önünden geçmeyecek sıralı protokol evine hücum ediyor. Tabutuna kolunu koyuyor sesini çıkaramıyorsun. Geride kalanlara tutulmayacak sözler, maddi-manevi vaatler. Bu şerbet bu kadar lezzetli ve değerliyse neden sadece fakirlerin ve kimsesizlerin çocukları içiyor yıllardır öğrenemedik. En artist milliyetçi, sorsan vatana-millete canı feda olacak tosun bedelli kuyruğunda. Bir defasında İzmir’de kahraman bir anne ‘vatan sağolsun’ demiyorum dedi vatan haini ilan edeceklerdi. Kardeşinin ölümüne isyan eden, “Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonuna kadar savaş diyor? Saraylarda 30 tane korumayla gezip zırhlı arabalara binip ‘Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok” diye bağıran yarbaya o gün dokunamamışlardı, 15 Temmuz bahanesi ile ordudan attılar. Hukuk mezunuymuş şimdi avukatlık dahi yaptırmıyorlar.

Seçim sonuçlarının masada belirlendiği, bunu bilmesine rağmen sesini çıkaramayan muhalefetin bu kadar boş, işlevsiz olduğu hatta önemli kısmının mevcut durumdan epey hoşnut olduğu yerde her trajik olayı Saray’daki ihtişam ve israfla kıyaslamanın da bir anlamı kaldı mı bilmiyorum. Skandallar yaşanmasa da bir diktatör var başımızda, ailesi ve suç örgütü ile birlikte ülkeyi idare ediyor. Ülkenin kaynaklarını emiyor. Servetlerine servet katıyor. Ve şüpheniz olmasın yaygın kanaatin aksine AKP’ye oy veren kesimin ezici çoğunluğu herşeyi biliyor. Bunu bir sonraki yazı konusu yapalım.

Hepimiz defalarca şahit olduk ve biliyoruz ki mesele insan hayatının bir öneminin olmaması. Bu, dün de böyleydi, bugün daha acı bir şekilde geçerli. Sadece çatışmalar için geçerli değil bu. İş cinayetlerinde de böyle, trafikte de böyle. 1 ölümde kıyamet kopmayınca diğer ölümler sadece istatistik oluyor. Bize de neden dondular demek kalıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. “Yillardir” olan ile son yillarda olani ayirt etmekte fayda var.
    Hasa verdigi cani aliyormus gibi tavir takinan kimse yoktu eskiden.
    Sehidin itibari en yuksekteydi, kirli ellerini tabutlara direyen yoktu…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin