Zaman daralıyor, kendinizi kurtarın!

YORUM | Doç. Dr. MAHMUT AKPINAR

Pek çok devlet dünyayı kasıp kavuran Korona salgını karşısında sağlıklarını koruyamayacağı gerekçesiyle mahkumları tahliye ediyor. Hukukun üstünlüğünü, adaleti esas alan devletler cinayet, tecavüz gibi toplum için tehlike arz eden suçlular hariç, diğer suçluları salıyorlar.

Yargının bağımsız olduğu, çoğulcu, liberal, demokratik sisteme sahip ülkelerde zaten siyasi suçlu yok veya çok az. Ama bugünlerde otoriter ülkeler bile siyasi suçluları bırakıyorlar. Birleşmiş Milletler (BM): “Siyasi tutukluları bırakın!” diye hükümetlere çağrı yaptı. Türkiye’de ise sözde “İslamcı” iktidar katilleri, tacavüzcüleri, hırsızları bırakıp, kendine muhalif olanları bırakmayacağını ifade ediyor. İslam’a göre kişilere karşı işlenmiş suçların affedilmesi o kişinin rızasına bağlıdır. Ama AKP bunları affedip, iktidarına tehdit gördüğü ve uyduruk sebeplerle hapse attığı muhalifleri ölüme mahkum etmeyi tercih ediyor. Türkiye yeryüzündeki en büyük siyasi hapishanelerden birisi. İktidara muhalif, eğitimli milyonlarca insan ya cezaevinde veya dışarda mahpus hayatı yaşıyor.

Son günlerde ailesinden birisi hapiste olan insanlar yakınlarının hakkını savunmak için “ZamanDaralıyor AcilTahliye” diye videolar hazırlıyor ve paylaşıyorlar. Babasız büyüyen ve onun özlemiyle kavrulan çocuklar, annesiyle birlikte hapiste kalıp gün yüzü görmeyen bebekler, AKP zulmü nedeniyle annesi ve babası hapse konmuş, ebe-dedesiyle kalan, ana ve baba hasretini aynı anda çeken yavrular gözleri yaşartıyor, yürekleri dağlıyor. Onların iliklere işleyen feryatlarını sonuna kadar izlemeye dayanamıyorum; yarısında kapatmak zorunda kalıyorum. Türkiye’de yaşanan tablo çok acı ve yürek yakıcı!

Erdoğan korkusuyla veya imkankarını yitirmemek için zulme sessiz kalan, yaşanan adaletsizliğe gözlerini, kulaklarını kapatan, vicdanını hepten yitirmemiş insanlar!

Allah’tan daha çok Erdoğan’dan korkan, ama gerçekte milletin vekili olarak Meclise giden AKP vekilleri!

Cemaatine, grubuna, tarikatına iktidardan gelen imkanlar, kamu kaynakları nedeniyle arşa ulaşan zulme kulak tıkayan, Zalim’in eylemlerini meşrulaştıran dindarlar, muhafazakarlar, cemaat-tarikat mensupları!

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Ve

Yaşananlara parti, hizip, ideoloji penceresinden bakıp “ama onlar da..” diye başlayan cümlelerle bebelere, analara, masumlara yapılan zulmü hafif görmeye/görtermeye yeltenen, asgari insanlık refleksi gösteremeyenler!

Zulüm düzeninin dişlisi olmaktan kurtulmak için bu size son fırsat olabilir; zulme ses verin! Adaletin rafa kaldırılması ve keyfi uygulamalar nedeniyle yüz binlerce aile mağdur, perişan, zor durumda. Bu insanların somut hiçbir suçu yok. Şimdi seslerini duyurmak istiyorlar. Egonuz, aidiyetiniz, korkularınız, beklentileriniz belki buna fırsat vermiyordu. Ama bir virüs size hatanızdan dönme, vicdanınıza ses verme fırsatı sundu. Gelin kendinizi zulüm kıskacından kurtarın! İnanıyorsanız ahiretinizi, inanmıyorsanız dünyadaki onurunuzu heder etmemek için bir adım atın, bir ses verin, bir şeyler yapın! Bakın bir virüs hepimizi eşitledi ve bizi tekrar düşünmeye, empatiye davet ediyor!

Eyy AKP! Ey Saray ve avanesi! Ey kamu otoritesini kullananlar! İnfaz düzenlemesinde uyuşturucu tacirini, hırsızı, katili, çocuk tecavüzcüsünü bırakmak, ama öğretmeni, gazeteciyi, akademisyeni, doktoru, hemşireyi “terörist” diye içeride tutmak, öldürdüğünüz adaletin cesedine bir de tecavüz etmektir. Masum-mazlum insanların özgürlüğüne kavuşması, bir miktar rahatlaması için size dil dökmek,  Zalime mecbur kalmak hepimize giran geliyor. Gelin şu virüs vesilesiyle biyolojik virüslerden çok daha tehlikeli, vicdanlarınız öldüren zulüm virüsünden kurtulun! Zaman aleyhinize işliyor! Geç olmadan, Allah ve kullar nezdinde “zalimler” olarak kalıcı olarak damgalanmadan kendinizi kurtarın!

Şimdiye kadar farklı sebeplerle susan, sinen, hakkı haykırma cesareti, Zalim’e ses verme erdemi gösteremeyen Türk toplumu! Korona nedeniyle katili, hırsızı, uyuşturucu tacirini tahliye edip, sarma saran teyzeyi, hayırsever hacı amcayı, bir gazeteye abone olanı, gazeteci, akademisyen, öğretmenleri içerde tutmak ahlaksızlığın, ilkelizliğin dik alası! Bunu içine sindiren toplum için başka belaya gerek yok! Ey Anadolu insanı! “Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının! Bilin ki Allah azabı çetin olandır.”(Enfal, 8/25) ayetinin tehdidinden kendinizi kurtarmak için zaman daralıyor. Herşeye gücü yeten, Adil ve Müntakim olan Allah’ın bu tehdidine maruz kalmamak, umumi belaya uğramamak için keşke ses verseniz, keşke bir şeyler yapsanız!

Bu çağrılar yalvarma değildir. Zulüm çarkının parçası/destekçisi olanlara kendilerini zulüm ağından kurtarmaya, Hak için ses vermeye davettir!

Ey zulme payanda olanlar!

Ey zalime arka çıkanlar!

Zaman daralıyor, pişman olmak ve zulüm çarkının dişlisi olmaktan kurtulmak için bu son fırsat olabilir.

Vicdanınızı dinleyin! Masumları, mazlumları hapisten değil, kendinizi zulümden kurtarmak için, ahirette karşınıza çıkacak ağır sualler için, ebedi hayatınızı heder etmemek için, bir an önce ses verin, bir şeyler yapın!

Hz Peygamber’in Hz Aişe validemize: “senin için bir şey yapamam, Ya Aişe! Kendini kurtarmaya bak!” dediği o dehşet günü için nolur bir adım atın!

Zalimin korkusu veya size sunduğu imkanlar size en fazla kabre kadar eşlik edecek! Annenin evladını görmediği, boynuzsuz koyunun boynuzludan hakkını aldığı o hesap günü için bir şeyler yapın, kendinizi kurtarmaya bakın!

Zulmedenler ve zulme destek verenler için zaman daralıyor!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin