Yeni dünyada şark zihniyetiyle yaşamamak

YORUM | VEYSEL AYHAN

Geçen yazıda ABD’deki bir Türk doktor hakkındaki iddialardan bahsetmiştim. Bu doktorun Hizmet Hareketiyle organik bir bağı bulunmuyor. Hizmet’le irtibatlı herhangi bir STK, vakıf, dernek veya platformla bağı da yok. Aslında ABD yasalarına göre doktor da değil. Çünkü Türkiye’den alınmış bir tıp diplomasıyla ABD’de doktorluk yapma imkânı yok. Bunu yapmak için fevkalade zor sınavları aşmanız gerekiyor. 

Ama uyanıklık yapıp herhangi bir sosyal ağa demir attıysanız referanslar kullanarak lisanssız olarak mesleğinizi yapıyorsunuz. Bu tabii ki illegal. Bu doktor da aynı şeyi yapmış. Asıl alanı ortopedi ama şifa dağıtmadığı hastalık yok. Hipnoz, psikolojik danışmanlık, karı-koca anlaşmazlıkları, mafsal ağrıları… ne desen tedavi ediyor.

Daha önce de konu etmiştim. Biz yeni bir ülkedeyiz. Bizim için o ülkenin kurallarına ve yasalarına uymak farz gibi bir şey. Sen bir zulümden kaçmışsın. Gittiğin ülke sana bağrını açmış. Hayat hakkı tanımış. İade istemişler dik durup vermemiş. 

Daha ne yapsın? 

Ama biz ne yapıyoruz? Bir yandan lisans almak için gecesini gündüzüne katan yasalara saygılı doktorlarımız varken, Hizmet ağını istismar eden bir doktora muayene olmayı kabul ediyoruz.

ABD’deki hadisede önemli iddialar var. Ama her şey iddia. Yargıya intikali gerekiyor. Peki bu doktor ABD’li bir hastaya bunu yapabilir mi? Yapamaz. Birincisi lisansız olarak hasta bulamaz. İkincisi yargıdan korkar.

Bizde ise maalesef oluyor. Bir kadın hangi ilmihal kitabından kendine yol bulur da böyle bir duruma düşer, bir evde yalnız kalır, iradesini lisanssız bir hipnozcuya teslim eder anlamak mümkün değil. Ayrıca lisans sadece ortopedi için değil hipnoz, fizik tedavi ve masaj için de gerekiyor. Hiçbiri yok.

ABD’de Hizmet Hareketi yetkilileri edindiğim bilgilere göre: 

– Hemen hemen herkes tek tek uyarılmış.

– Mağdurların itham edilen şahsı güvenlik yetkililerine şikâyet etmeleri ısrarla tavsiye edilmiş.

– İlgili şahıs güvenlik yetkililerine birçok kişi vasıtasıyla şikâyet edilmiş.

– Ve ayrıca konuyla ilgili elinde bilgi, belge olan herkesin bunları adli mercilere iletmesi rica edilmiş. 

Mağdurların dışında kimsenin elinden bundan fazlası gelmez. Önemli olan ders almak. 

Şunu unutmamak lazım. Hizmet Hareketinin sosyal ağı her türlü ticari faaliyet için altın madeni kıymetinde. O ağı bir “namus” gibi ticari işlerden sakınmak gerekiyor.

O kutsi atmosferde ticarete kapı açtığınızda o kapıdan sadece kalem ve tarak satıcıları girmiyor.

Geçen yazıdaki ikinci mesele bir dergi ile ilgiliydi. İlgili arkadaş cevap hakkını kullanmadı.  Mesajlaşmalarım oldu. Maalesef tutarsız. “Borçları yapılandırdım.” diyor. “Peki matbaanın haberi var mı?” diyorum. “O matbaa değil başkası,” diyor. Cedel ve cerbeze.  

Derginin ismini yazmamıştım. Yanlış anlaşılmalar olmuş. Duyumlar delillendiği için isim de verebilirim: Ailem dergisi.

Dergi; muhtevası, içeriği, tasarımı ve yazarları ile fevkalade güzel bir dergi. 

Problem işletmesinde çıkmış. 

Geçen yazıda Belçika’da bir matbaaya ödenmeyen borçtan bahsetmiştim.

Almanya’da bir başka matbaa daha varmış. Onlara da 12 bin Euro borç bırakılmış. 

Dergi Hizmet’le organik bağı olmayan bir şirketle yayına başlamış. Dört iş adamı şirket kurup tiyatro ve radyo kariyeri olan F. P. isimli şahsa 115 bin Euro teslim etmiş. Sanatçı arkadaşımız “Önemli kişilerle görüşüyorum düzgün bir arabam olsa demiş.” “Tamam” deyip altına 40 bin Euro’luk araba vermişler. Sonrasında arabayı zor kurtarmışlar. Bu arkadaş şirketteki eşyaları onlardan habersiz satmış ve sırra kadem basmış. Nerede olduğunu bilmiyorlar. Şimdi ne şirket ortaklarıyla görüşüyor ne hesap veriyor ne de matbaalara olan borcu ödüyor. 

Tüm muhasebenin bir şahsın zihninde ve çantasında olduğu zamanlar geride kaldı.

Yeni dünyada bu şark zihniyetiyle yaşamak mümkün değil.

Hadi diyelim ki ortada su-i niyet yok ama işletmecilik ayrı bir iş. Sadece sanatçı değil ulema ve ümera için de para tehlikeli bir meta. Paranın işletme ve kontrolü ticaretten anlayanlarda olmalı. Ki bu, -herkes bilir- Hocaefendi’nin en önemli tavsiyelerindendir.

Beklentim doktor olayında gösterilen refleksin bu olayda da gösterilip mağduriyetlerin giderilmesi. 

Hizmet Hareketi’nin dünyada on binlerce STK’sı var. Binlerce okul, sayısız müessese. Profesyonelce ve şeffafça yapılan bu işlerde bir usulsüzlük çıkmıyor. Ama binde bir de olsa bu tür olaylar maalesef oluyor ve moral bozuyor. Normal karşılamak lazım. Anormal olan bunları görmezden gelmek.

Dünya değişti. Siz bir problemi yok sayınca o problem yok olmuyor. Bilakis büyüyor ve yeni fitneler kaynaklık ediyor. Problemli hücreleriyle yüzleşemeyen ve onlardan kurtulamayan bir vücut sağlıklı olamaz. Sahabide gördüğümüz ve takdir ettiğimiz “yanlışa itiraz ahlakı”nı içselleştirmekten başka bir çare yok. 

Hizmet Hareketi’nin tek itibar kaynağı hakperestliktir.

Dünya-alem bilmeli ve biz de kendimize kabul ettirmeliyiz: 

Bu hareket içinde hak ve hakikat dışında bir sığınak veya dayanak yoktur. Ne kadar güçlü olursa olsun şahıslara sırtını dayayıp usulsüz işlere girenler iflah olmaz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

10 YORUMLAR

  1. “Yeni dünya”, yaldızlı ve parlak olduğu kadar muğlak ve kaypak bir tanımlama.
    Nedense “yeni”den hep “iyi”yi umuyor insan.
    “Şark zihniyeti” ise ait olduğu coğrafyayı rakibinin diliyle ademe mahkum eden bir yafta.
    Cemil Meriç’in ifadesiyle “bir idam yaftası”.
    Bu kalıplar idrakimize giydirilen deli gömlekleri.
    Hür olmak zihnen istiklaliyeti gerektirir.
    Bu kalıplarla aktardığımız ancak komplekslerimiz olabilir.
    Duru, berrak ifadelerinizi bekliyoruz.

  2. Kavramlar statik, değişmez ve dönüşmez değildir.”Yeni Dünya” bizim için nefes alabildiğimiz, çürümüş ve kokuşmuş “Eski Dünya”mızdan kaçıp sığındığımız, emeğimizi ve ümidimizi yağmalayanlara karşı bizi koruyan her yerdir.”

    Şark zihniyeti” ise “Eski Dünya’ coğrafyasının boynumuzdaki utanç yaftasıdır.İbn-i Rüşt’ten,Gazali’den beri bin yıllık akli ve kalbi çoraklığımızın resmidir.

    Ondandır ki kader kadim ve kıymetli bir elmas tohumu, Eski Dünyada yeşertmedi zira o toprak bu tohumun serpilip gelişmesine müsait değildi ve onu Yeni Dünyaya cebren taşıdı vesselam

    Bu sebeple yaldızı dökülmüş siyasal dini ve milli ifadelerin bir değeri yok.Veysel Bey doğru söylüyor.Şark zihniyeti ile Yeni Dünyada hareket etmek en büyük gaflet olur.

    Ayrıca bu şekil bilgilendirme ve ikazlar da çok önemli ve değerlidir.Artık yeni şarlatanlara tahammülümüz yok.

  3. Bulunduğu ülkenin lisansı olmadan iş yapan insanlara seminer imkanı verip, onları saygın, iş bilir konumuna getirmek yanlışın birincisi. Yaşadığınız ülkenin kurallarına uyulmalı, ancak her ülkenin çıkmaz kapıları vardır. Kanun boşlukları vardır. Dolayısıyla bu kanun boşluklarından avantaj elde etmeye çalışanlarda vardır. Herkes bulunduğu ülkenin dilini, haklarını, kanunlarını öğrensin. En güzel yardım insanlara balık tutabilmeyi öğretebilmek. Ülkesinden ayrılıp yeni bir ülkeye giden her insan hayata yeni başlar.

  4. Yaziniz kisileri aklama yazisi olmus !!
    Madur insanlar ( ozellikle kadinlar ) icin yazdiklariniz konuyu bilmediginizi size ozel bir yazi yazmaniz gerekiyor emri almis oldugunuz hissi verdi . Insanlari alla pulla sonra bizimle alakasi Yok sahsimi kullaniyor hizmeti kullaniyor de !!!
    Insanlari yukari cikarmada ustumuze Yok !!
    Artik herkes biraz daha akilli yazmali soylemeli .. Ben ozellikle bu tip insanlari yillardir kollanip buyutulup basa bela edilmeye calisildigini dusunuyorum .. Boyle hizmete sahip kicma eylwmlwriyle yeni nesili iyice uzaklastiriyoruz …

    Kucuk bi ornek !!
    15 Temmuz oncesi
    Iftar acilmasi ikilemi Hic cemaat arasinda olmadi .. AMA sonrasi Araplar gibi 10 dakika oncesi acilmasina cevaz cikmis gibi en Üstlerden yapildi . Sorulan sorulara eskiden saat mi vardi cevabi geldi ..

    Artik Turk Muslumanligi ifadelerini kullanmayalim . Cocuklar arap arkadaslariylayken onlar genisler siz gec acin diyorduk . Ne oldu 15 Temmuzla orucla ilgili ifraeimizi 10 dak one cektik .
    Cocuklar guvenmiyor bize !!!

    Yarin baska bir konuda da ayni seyi yapmayacahimizi Kim soyleyebilir .

    Tesekkurler !!

  5. Tebrikler Sn Ayhan. 4 senede gecirmiş oldugunuz – hep beraber- fikirsel evrim takdire sayan. Ayni hakkaniyet, bakis acisi ve olgunluğu amasiz fakatsiz Londrada battigi iddia edilen milyonlar ve kamptaki milyoner iddialari icin de gostermenizi rica ediyorum. Yureginizle yazin.

  6. Veysel bey;
    Bahsettiğiniz dergi çıkmaya başladığından beri Avrupa’daki hizmet vazifelileri bu dergiye abone olma, alma hususunda eski refleksleri yaşatırcasına herkese baskı yapıyordu.

    Tıpkı eskilerde Sızıntıya , Zaman abone yapmadaki ısrar gibi.

    Bu dergiyi Zaman ait Eski ismi ile basmaya izin veren ve abonelik için ısrarar etmeye müsade eden, hedefler veren , bunlara karar verenler kim.

    Hizmet bu kişilerden hesab sordu mu.

    Birde bunları yazın ki bir şeylerin gerçekten düzelmeye başladığını, bu tür problemlerin üzerine gidildiğini insanlar görsün.

    Derginin borcunu ödemeyeni yada Dr ifşa etmenin kime ne faydası var. Asıl suçluları korumaya devam Etmek demektir bu!

    • Kesinlikle size katlyrm cok doğru ifade etmişsiniz.Keşke probleme sebeb olan defalarca yapılmş hatalar düzeltilse de aynı hüsranlar yaşanmasa .Yani bataklığı kurutmadan sineklerden ve verdiği zararlardan kurtulmak fizik kurallarına göre muhal.Veysel by çözüm için ne yapılıyor bize bunları yazın sorunları zaten bizde biliyoruz ve malesf hepsini yaşadık yaşıyoruz teşhisden tedaviye geçilse artık keşke

  7. Gittikleri coğrafyada bunları yapanlar kendi topraklarında nasıldı acaba? Acaba tertemiz kişiler miydi?! Yoksa gözün önündeki çöpler bu tip insanlar mıydı? Bu tip insanların yıllarca okudukları ve dinledikleri ve hatta çevrelerine anlattıkları masal mıydı? Başkasını kendi nefsine tercih, kendi ihtiyacı varken başkasının yardımına koşmak “eskilerin hikayeleri” miydi. Bu insanlar sorguda olsalardı kaç tanıdığını terörist olarak ihbar ederdi? Bu tip insanlar “kaç kişinin katili” olmuş… Sinek küçük olabilir ama kusmamıza neden oldu.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin