Yeni Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, 2018’deki imar affını böyle savunmuştu: Doğru adımı attık, sorun olmaz!

Yeni kabinede Çevre ve Şehircilik Bakanlığına Mehmet Özhaseki getirildi. Özhaseki, 6 Şubat’ta yaşanan ve resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş depremlerinden sonra gündeme gelen ‘imar affı’ düzenlemesinin mimarlarından.

Mehmet Özhaseki, daha önce de bu koltukta oturmuştu. Binali Yıldırım tarafından 24 Mayıs 2016 tarihinde kurulan 65. hükümette Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak yer almıştı. 2018 yılında Meclis’e sevk edilen yasa tasarısıyla ilgili açıklamalar yapan Özhaseki, katıldığı bir televizyon programında ‘çözüm adına doğru adımı attıklarını’ savunmuş ve şöyle demişti:

İMAR BARIŞIYLA DOĞRU ADIMI ATTIK

İlk tahmin ettiğimiz rakamları yakaladık, çünkü tespitlerimiz doğruydu. 26,5 milyona yakın bağımsız birim var, imara aykırılık, mülkiyet ve başka sorunları olan bina sayısı da 15 milyona yakın. Çözüm hususunda doğru adım attık. İmar yasası, kentsel dönüşümü hızlandıracak yasalar da hazırdı ama seçim kararı nedeniyle geriye bırakıldı. Yapı Kayıt Belgesi’yle yola çıktık. Belediyelerle, devletle kavgalı olmaktan bıkmış vatandaş. Bütün bunları sona erdirecek yasa geldi ve müthiş bir memnuniyet var. İnternet ve il müdürlüklerine binlerce vatandaş geliyor. 3-4 gün oldu ve 270 bin bağımsız birim devletle barışmak için girişim yapmış durumda…

TEDİRGİNLİK VAR AMA SORUN OLMAZ!

Geriye dönük bakıldığında, çeşitli dönemlerde13 tane imar affı çıkmış, böyle olunca partilerden eleştiri gelmiyor ama haliyle bir korku, tedirginlik yaşanıyor. Acaba bu gelen şey kötü yapılaşmanın önünü açar mı, hızlandırır mı diye düşünülüyor. Hayır bu olmaz. Bunun teminatı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun verdiği karardır. Yakın zamanda verilmiş olan kararda, imara aykırı yapı yapana, yaptırana, kamu hizmeti getiren kamu görevlilerine hapis cezası var.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Problemlerimizden biri bizden: Adamların bir değil binbir hatası olması ve bizim bulabildiğimiz her bir hatayı anlatma gayret ve çabası içinde olmamız, birinin sınırları, kapsamı netleşmeden, tam anlaşılmadan diğerine geçmemiz. Anlatmayacak mıyız? Elbette ki anlatacağız ama her defasıyla eski çetelesinden bir/birkaçını vurgusuyla hatırlatarak. Bir süre sonra, o ve bir hatası tek bir kelimeyle özdeşleşene kadar…

    Problemlerimizden biri anlatmaya çalıştığımız kitleden: Anlattıklarımızı anlamaması, anlama kapasitesinin düşüklüğü, gayret göstermemesi, düşünme sisteminin önüne belirli bariyerler koyması, setler çekmesi, torlar örmesi, ağlar kurması ve anlattıklarımızın binden birini bile anlamak için akıl, kalp, izan, insaf, vicdan gibi araçlardan yararlan(a)maması…

    “Yeni Çevre Bakanı, depremde 50 bin insanın öldüğü çevrenin “imar affı” mimarlarından…” ya da hatalarından başka birini tek bir cümle halinde binlerce defa tekrarlamalı ki, karşımızdakiler -belki- anlayabilsinler…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin