YORUM | HASAN CÜCÜK
Sivasspor sahasında Fenerbahçe’yi 3-1 yenerek üst üste 7 maçında da galibiyetle ayrıldı. Galatasaray’ın Ankaragücü ile berabere kalmasıyla başlayan üç büyüklerin sürprizli haftasında Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta da rakiplerine yenilerek haftayı puansız kapattı. Ligin zirvesinde 33 puanla Sivasspor oturuyor. Bu başarının mimarı ise maalesef daha önce çalıştırdığı takımlarda kıymeti pek bilinmeyen Rıza Çalımbay.
Rıza Çalımbay, hayat maçına 1-0 yenik başlayanlar grubundan. Hayat daha küçük yaşta onu örseledi. Yaşadığı sıkıntılar hayatının şekillenmesinde önemli rol oynadı. Nereden geldiğini asla unutmadı. Başarılı olmak için çok çalışması gerekiyordu. Hiç pes etmeden çalıştı, çalıştı ve başardı. Rıza Çalımbay’ın hayat yolculuğu 2 Şubat 1963’te Sivas’ın Topalyurt köyünde başladı. Baba Bektaş Çalımbay, evin maişetini bir taş ocağında çalışarak çıkarıyordu. Ancak geçirdiği bir kaza sonucu ayağından sakatlanınca, iş imkanlarının daha geniş olduğu İstanbul’a taşınmaya karar verdi.
1970’li yılların başında İstanbul’a taşınan Çalımbay ailesinin reisi Bektaş Bey, hemşehrilerinin de yardımıyla bir tiyatroda temizlik işçisi olarak çalışmaya başladı. Küçük Rıza ise aile bütçesine katkı için bakkal ve berber çıraklığı yaptı. Baba Bektaş Çalımbay daha sonra Bebek’te bir apartmanda kapıcı olarak çalışmaya başladı. Babasının en büyük yardımcısı yine Rıza oluyordu. Bir koşu siparişleri getiriyor, bir yandan da çıraklık yapmaya devam ediyordu. Ama aklında hep futbol vardı. 10 yaşında babasından gizlice Beşiktaş’ın denemelerine gitti. Allah vergisi bir futbol yeteneği yoktu. Bitmeyen bir azmi vardı. Denemelerde başarısız olunca, bir daha bir daha denedi. Hatta kaleci olarak bile denemelere katıldı. Her defasında görevlileri atlatmayı başardı. Sonunda kazanan Rıza’nın azmi oldu.
Babasının Beşiktaş’ta futbola başladığından haberi uzun süre olmadı. Gizli gizli antremanlara gitti. Çalışkanlığıyla dikkat çekti. 1980-81 sezonunda artık A takımının oyuncusuydu. İskenderun maçıyla sırtına geçirdiği siyah-beyazlı formayı 1996 yılına kadar başarıyla taşıdı. Orta sahanın sağında oynayan Rıza Çalımbay için uygun görülen unvan ‘Atom Karınca’ oldu. 90 dakika boyunca bitmeyen bir enerjisi vardı. Zaman zaman orta sahanın ortasında ve defansın sağında da görev yaptı. Samet Aybaba sonrası kaptanlık pazubandını koluna taktı. 16 sezonda 494 lig maçı oynadı ve toplam 41 gol kaydetti. 1. Lig tarihinde en çok forma giyen Beşiktaşlı oyuncu unvanını aldı ve futbol yaşantısı boyunca sadece Beşiktaş forması giydi. 16 sezonda 6 lig, 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 1 Başbakanlık Kupası ve 6 TSYD Kupası kazanan Rıza Çalımbay, 1996 Temmuz’unda jübile yaparak aktif futbol yaşamına veda etti.
Rıza Çalımbay’ı farklı kılan sadece saha içi başarısı olmadı. Nereden ve hangi şartlarda geldiğini hiç unutmadı. İstanbul’un cazibesine kendini hiçbir zaman kaptırmadı. Alkol, sigara ve gece hayatından uzak durdu. Hayatını çocukluk aşkıyla birleştirip, mutlu bir yuva kurdu. Dünyaya geldiği Topalyurt köyünü de unutmadı. Köyüne okul ve çeşme ile yolunu yaptırdı. Garibanlığın ne demek olduğunu bilen bir isim olarak teknik adam olarak görev yaptığı takımlarda hep köşeye atılmış futbolcularla yola çıktı. Bir zamanlar Fenerbahçe ve Galatasaray formalarını giyen Servet Çetin’i Kartal’da bir ayakkabı boyacısı iken keşfedip, hayatının seyrini değiştiren isim yine Rıza Çalımbay’dı.
Jubilesini yapıp kramponlarını çıkardıktan sonra İngiltere’ye antrenörlük kursuna gitti. Hem de dil öğrendi. Eşofmanlarını giyip ilk takımı olan Göztepe’de 1 Temmuz 2001’de göreve başladı. İlk deneyimi sadece 5 ay sürdü. Ardından Denizlispor, Ankaragücü, Rizespor, Beşiktaş, Ankaraspor, Rizespor, Eskişehirspor, Sivasspor, Mersin İdmanyurdu, Kasımpaşa, Antalyaspor, Trabzonspor ve Konyaspor’u çalıştırdıktan sonra bu yılın 10 Haziran’ında Sivasspor’la anlaştı. Rıza Çalımbay gittiği her takımda oynattığı iyi futboluyla dikkat çekti. Denizlispor tarihinde ilk kez Rıza Hoca ile Avrupa kupalarında mücadele etti. Antalyaspor ve şimdilerde amatör ligde mücadele eden Mersin İdmanyurdu en başarılı dönemini Rıza Hoca ile geçirdi. Nedense bu başarılarına rağmen kıymeti bir türlü bilinmedi.
Vefasızlığı iliklerine kadar hissettiği kulüp yuvası Beşiktaş oldu. 2004-05 sezonun ortasında Vicente Del Bosque’den boşalan Beşiktaş teknik direktörlüğü görevine geldi. Çok kötü bir sezon geçiren Beşiktaş onun yönetiminde sezonun ikinci yarısı başarılı bir dönem geçirdi. Rıza Hoca’nın takımın başında bulunduğu dönem göz önünde bulundurulunca devreyi lider olarak kapıyordu. Bir sonraki sezonun başında, 11 Eylül 2005’te Beşiktaş Malmö FF’i kendi sahasında 4-1 yendi. 2005-06 sezonu başında Süper Lig’nde bir türlü istenen sonuçların gelmediği ortaya atılınca ligin 9.haftasında Beşiktaş’daki görevinden istifa etti. Dönemin Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören, Rıza Hoca’ya sahip çıkmayan isimlerin başında geldi. Yuvasından üzgün ve kırgın ayrıldı.
Rıza Çalımbay şimdi Sivasspor’da harika sonuçlar almaya devam ediyor. Sivasspor – Fenerbahçe maçı öncesi tribündeki bir pankart durumu özetliyordu: ‘Yarım kalan hikayemiz için …’ Sivasspor’un yarım kalan hikayesi 2007-09 arasında gerçekleşmişti. Bülent Uygun yönetiminde şampiyonluk yarışında ‘ben de varım’ diyen Yiğidolar, 2007-08 sezonunda üçlü averajla Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın ardından dördüncü, sonraki sezon ise ligi ikinci bitirmişti. Sivasspor taraftarı yarım kalan hikayeyi Rıza Hoca ile tamama erdirmek istiyor. 11. hafta Antalyaspor’dan devraldığı liderliği devam ettiren Rıza Hoca’nın talebeleri kim bilir belki de ‘peri masalının’ kahramanı olma yolunda ilerliyor.