“Yargı bağımsızdır” yalanı; lanetle anılacaksınız!

AHMET KURUCAN | YORUM

“Yargı bağımsızdır!”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu özelinde yaşanan son bir haftayı dışarıda bırakacak olursak, iktidarıyla muhalefetiyle siyasi arenada son 15 yılda söylenen en büyük yalanlardan birinin bu söz olduğuna inanıyorum. Halbuki ne güzel iki kavram yan yana gelmiş; yargı ve bağımsızlık. Gerçek olsa, toplumsal hayatta karşılığı olsa, insan hem kendi hem de ülkesi adına geleceğe ümitle bakabilir ama heyhat!

Biraz ironi yapacağım. Doğu Perinçek, “Yargı siyasetin köpeğidir.” demişti. Bu sözün söylendiği dönemde çokları inanmadı, “100 yıllık Cumhuriyet Türkiye’sinin kazanımları ortada.” denildi. Ama zaman geçtikçe anladık ki bu söz, hakikatin ta kendisiymiş. Olsun, devletlilerimiz, “Yargı bağımsızdır.” diyor.

Biz de inanıyoruz(!)

Örnekler üzerinden gidelim isterseniz. Mesela bir öğretmen, Bank Asya’ya para yatırdığı için ‘örgüt üyesi’ olmakla suçlanıyor. Delil yok, sadece ‘kanaat’ var. Aynı bankada yıllarca işlem yapan eski bir bakan yardımcısı ise hâlâ saygın bir pozisyonda. Çünkü onun hesabı ‘normal bankacılık işlemi’ imiş! Ne fark var? Biri muhalif, diğeri değil.

Olsun, yargı bağımsızdır!!!

Bir Kürt siyasetçi, ‘çözüm süreci’ döneminde yaptığı bir konuşma nedeniyle 15 yıl ceza alıyor. O dönem aynı konuşmayı alkışlayan yetkililer şimdi bakan, vekil, danışman olmuş. Aynı olay, farklı kaderler. Çünkü hukuk kişiye özel çalışır bizde.

Ama olsun, yine de yargı bağımsızdır!!!

Alevi bir ailenin çocuğu, zorunlu din dersinden muaf tutulmak için dava açıyor. Kazanıyor gibi oluyor ama Danıştay kararı bozuyor. Gerekçe: “Toplumun ortak değerleri.”

Demek ki bazı haklar, toplumun çoğunluk inancına göre dağıtılıyor. Olsun, yargı bağımsızdır bize! Adalet Bakanımız öyle söylüyor çünkü…

Bir Ermeni vakfı, el konulan mülklerini geri istiyor. Mahkeme önce “Evet!” diyor, sonra “Ama ülkenin yüksek menfaatleri…” deyip geri adım atıyor. Demek ki yüksek menfaat, mülkiyet hakkından da yüksek!

Olsun, yargı hâlâ bağımsızdır bizim ülkemizde!

Üniversite öğrencileri barış bildirisi imzalıyor, terör propagandasından yargılanıyor. Aynı sıralarda, “Kan dökülmeden bu iş olmaz.” diyen biri televizyonlarda boy gösteriyor. Çünkü bizde fikir özgürlüğü, kimin fikri olduğuna göre değer kazanır.

Olsun, yargımız bağımsızdır bizim!!!

Anayasa Mahkemesi “Hak ihlali var!” diyor ama alt mahkeme, “Beni bağlamaz!” deyip hüküm vermeye devam ediyor. Bu topraklarda alt mahkeme, en üst mahkemenin verdiği kararı tanımıyor; ‘hükümsüzdür’ diyor, işlem yapmıyor ve bunu arsız hırsız gibi ilan ediyor.

Olsun, yargımız bağımsızdır!!!

Adalet Bakanı, rivayeti kendinden menkul diyor ki: “Yargı siyasetten emir almaz.”

Belki doğru. Artık talimatları doğrudan siyasiler değil, yargının içindeki ideolojik ağlar, WhatsApp grupları, kulis odaları ve bazen de sadece “ortamın ruhu” veriyor. Ama sonuç değişmiyor: Yargı bağımsızdır!!!

Bu kadar ironi yeter. Evet, neden? Cumhurbaşkanı’ndan Adalet Bakanı’na, Anayasa Mahkemesi Başkanı’ndan Yargıtay Başkanı’na hatta köşe yazarlarına ve TV yorumcularına kadar herkes, “Yargı bağımsızdır.” der. Oysa yargının bağımsızlığı söz ile ifade edilmez; aksine o, bağımsızlığını kararlarıyla bizzat kendisi ortaya koyar. Çünkü yargı bağımsızlığı söylem değil, eylemdir; düzendir, sistemdir. Dolayısıyla bu kadar sık söylenen “Yargı bağımsızdır.” sözü, aslında yargının bağımsız olmadığının en büyük göstergesidir.

Bu neye benzer biliyor musunuz? Raflarında tarihi geçmiş ve bozuk ürünler dolu bir esnafın, mütemadiyen, “Bu vilayette en kaliteli ve taze ürünleri biz satıyoruz.” demesine… Sen istediğin kadar “En taze ve kaliteli ürünleri biz satıyoruz!” de; rafların kokuşmuş mallarla dolu!

Şimdi soralım ülkemizde yaşayan halka: Yargımız bağımsız mı? Hayır, yaşını başını almış halka değil, sokaktaki çocuğa, hatta kundaktaki bebeğe sorsanız, “Güldürmeyin beni!” der.

Bakın, Türkiye Dünya Adalet Projesi’nin (World Justice Project – WJP) 2024 yılı Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 142 ülke arasında 117. sırada yer almıştır. Neredeyse dibte!

Merak edebilirsiniz, bu sıralama yapılırken acaba hangi kriterler esas alınmış. Hemen sıralayayım: Hükümet yetkilerinin kısıtlanması, yolsuzluğun olmaması, açık hükümet, temel haklar, düzen ve güvenlik, düzenleyici uygulama, sivil adalet ve ceza adaleti. Ve genel puanı 0,41 olan Türkiye, bu skorla Nijer, Sierra Leone, Guatemala, Madagaskar, Angola ve Kolombiya gibi ülkelerin gerisinde.

Halbuki ülkemizi son 22 yıldır isminde “adalet” olan, güya İslami duyarlılığa sahip, söylemleri ve kılık kıyafetleriyle bunu ispatlamaya çalışan siyasiler yönetiyor. Dikkat edin, eylemleri demedim; söylemleri, iddiaları dedim. Çünkü son 22 yıl gösteriyor ki eylemleri ile söylemleri arasında büyük bir uçurum var. “Yargı bağımsızdır.” söylemi ile yargının bağımsız olmadığını gösteren eylemleri, bu uçurumun en net örneği.

Yeri gelmişken, yargı ile doğrudan alakalı birkaç farklı endeks sonucunu daha paylaşayım sizlerle:

  • İnsani Özgürlük Endeksi: 2023 yılında yayınlanan rapora göre Türkiye, toplam 5,63 puanla 165 ülke arasında 128. sırada.
  • Dünya Özgürlük Raporu: Freedom House’un 2022 raporunda Türkiye, 100 üzerinden 32 puan alarak “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde.
  • Akademik Özgürlük Endeksi: 2023 raporuna göre Türkiye, 179 ülke arasında 166. sırada ve Kuzey Kore, Belarus ve Türkmenistan gibi ülkelerle aynı grupta.

Bitireyim. “Yargı bağımsızdır.” diye diye o söz de değerini yitirdi. Çünkü siz onunla, bağımsız olmayan yargının üzerini kapatmaya çalıştınız. Ama kapatamadınız, kapatamıyorsunuz ve kapatamayacaksınız. 

Lanetle anılıyorsunuz ve anılacaksınız.

 

3 YORUMLAR

  1. YALAN NE KADAR BÜYÜK OLURSA İNANANI O KADAR ÇOK OLURMUŞ.O KADAR ÇUKURLAŞTILAR Kİ DOĞRU HİÇ BİR ŞEYLERİ KALMADI.ÇOK UZATMAYA GEREK YOK,BUNLAR GALİBA ARŞTA KEZZAB YAZILANLARDAN…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin