Neden bu kadar iyimser; Özel, AKP’yle anlaştı mı?

NECİP F. BAHADIR | YORUM

CHP lideri Özel, Silivri’de İmamoğlu’nu ziyaretinin ardından, “19 Mart sivil darbe girişimi yine milletin iradesiyle, darbecilerin karşısına, sokaklara milletin dökülmesiyle engellenmiştir.” dedi. Bir cümle içindeki hangi yanlışı düzeltmek lazım bilmem ki…

İlk okuduğumda gözlerime inanamadım, birkaç internet sitesinden teyit etme gereği duydum, aynen bu böyle konuşmuş…

Hayır, üsluba ‘sevindirik dile’ takılmadım. O da sorunlu da… Benim derdim söyledikleriyle, sözlerinin içeriğiyle. CHP gibi kadim bir partinin ‘genel başkan’ koltuğunda oturan biri bu kadar basiret ve ferasetten uzak olabilir mi? “Ne yapacaksın, kumaş bu!” deyip geçmek de var, fakat sorun Özel değil ki, Türkiye sorunu… Özel ve CHP sadece meselenin bir parçası…

Bir kere ‘sivil darbe girişimi’ 19 Mart tarihli değil… Biliyorum Özel’in kastı, İmamoğlu’na yapılan yargı operasyonunu. Peki bir gün önceki diplomanın iptal kararı ne olacak? İmamoğlu’na asıl darbe o değil mi? Cumhurbaşkanı adaylığı için olmazsa olmaz şartlarından diploması haksız, hukuksuz şekilde elinden alındı. Sen bu kararı tanımazsan da YSK tanıyacak! Şüphen mi var yoksa? Asıl ‘darbe’ bu…

Ekrem İmamoğlu’nun şafak vakti evinden alınıp götürülmesi, ardından ‘yolsuzluk’ iddiasıyla tutuklanarak Silivri’ye konması elbette bir darbe… Ön seçimin yapıldığı gün İmamoğlu hem koltuğunu yitirdi, hem özgürlüğünü… Hangisi daha ağır? İkisi de… Ekmeksiz yaşanır ama hürriyetsiz yaşanmaz. Bırakın İstanbul’u, Türkiye’ye sığmayan İmamoğlu yargı eliyle ‘dört duvar’ arasına hapsedildi. AKP hukuku işledi, AKP hapishanesine kondu.

Muhalefetin gerçekle bağı koptu!

Özel’in ‘sivil darbe’ sözüne itirazım yok. Fakat peşinden ‘girişimi’ demesi doğru mu? ‘Girişim’ mi bu? Düpedüz darbe… Hele “Engellendi!” sözü ne büyük bir yanılgı. Ey Özel! 19 Mart bir darbe girişim miydi ve engellendi mi? Bu nasıl bir siyasi körlüktür? Akıl tutulması mı yoksa? Ya da vicdan kararması mı? Bu kadar yanlış ve hatalı tespiti sokaktaki insan yapmaz. Özel, gerçekle ilişkisini nasıl koparttı?

19 Mart pekala başarılı oldu; İmamoğlu o tarihten sonra ‘belediye başkanı’ da ‘özgür bir adam’ da değil. ‘Cumhurbaşkanı adayı’ hiç değil. Diploması yok çünkü! Darbe girişimiy(miş), engellenmiş(miş!)… Öyle mi? Peki bu ne? İmamoğlu Saraçhane’de değil, Silivri’de yahu? AKP’nin de Erdoğan’ı da biricik hedefi İmamoğlu’ydu. Cumhurbaşkanı adaylığını engellemekti. Engelledi mi, evet! Daha fazlasını yaptı, bir de ‘hapishaneye’ koydu.

Ekrem İmamoğlu’na destek eylemleri 7. gününde de devam ediyor…

İmamoğlu ‘terörden’ tutuklanmadığı için ‘kayyım tehlikesi’ ortadan kalktı. Bu mu bütün mesele. Erdoğan buna dünden razı… Özel, ‘İmamoğlu’nu verdiğini karşılığında belediyeyi kurtardığını’ mı düşünüyor? Kapalı kapılar ardında böyle AKP ile böyle bir anlaşma mı yaptı yoksa? Hikmet Çetin, İsmail Kahraman görüşmeleri falan gibi iddialar doğru mu? Böyle bir anlaşma yapılabilir mi? “Normalleşme…’ diyen birinden ‘her şey beklenir!” diyebilirsiniz fakat o kadar da değil.

Senin başkanın gitti, ne yapacaksın belediyeyi? Üstelik sadece İmamoğlu da değil. Kaç ilçe başkanı Silivri’de? Ve operasyonların devam edeceği de, burada kalmayacağı da kesin gibi. Belediye kayyım tehlikesinden kurtuldu, ‘darbe engellendi, iş bitti’ yani… Bu kadar iyimserliğe hayran (!) olmamak mümkün değil. Hele bir de böyle bir anlaşma yapıldıysa vay CHP’nin haline…

Vay Özel’in haline…

Kayyım tehlikesi geçti mi?

Ayrıca ben ‘kayyım’ tehlike ve ‘riskinin’ ortadan kalktığı kanaatinde değilim. Siz ‘sağlam bir anlaşma yaptıysanız’ o başka… Yoksa o kılıç, kınından çıkan Demokles’in kılıcı başınızın üzerinde sallanmaya devam edecek. İnisiyatif ve irade siz de değil, tamamen AKP veya Erdoğan da olacak. Düğmeye bastığı an kayyım atanır… Üstelik sadece İstanbul’a da değil, CHP bile namlunun ucunda… Her şey ‘majestelerinin’ insiyatifine kalmış, o istesin yeter…

Diploma ve yargı operasyonuna halkın karşı çıktığı doğru… Ülkenin dört bir yanında akıl ve vicdan sahipleri adaletsizliğe isyan etti ve sokaklara döküldü. Meydanlar doldu taştı. Üniversite öğrencileri “Yeter artık…!” diye bayrak açtı. Ön seçimde dayanışma sandığı doğru hamleydi. 15 milyona yakın insan İmamoğlu’na ‘destek oyu’ kullandı. Hem sokaklar, hem sandık AKP ve Erdoğan’a ‘anlayacağı dilden’ mesajlar gönderdi. Toplumun iradesi, Erdoğan’ın karşısında, İmamoğlu’nun yanında. Mesaj bu kadar net…

CHP lideri Özgür Özel, bir kesim tarafından toplumsal enerjiyi yanlış yönlendirmekle suçlanıyor.

Ama bu CHP’nin eseri falan değil. AKP karşıtı toplumsal muhalefet sanıldığından çok daha büyük. CHP’nin de siyasetin de önünde. Oysa tersi olması lazım. Siyasetin toplumu uyandırması beklenir. Bu bir ‘dip dalga’ da değil. Nicedir, görünür halde… Çarşı pazarda, sokakta, kahvede hatta camiide muhalif rüzgarlar esiyor. Sokak ve sandığa koşan işte bu… Yoksa CHP harekete geçirmiş, devi uyandırmış filan değil. Dev uyanıktı zaten. Fırsatını buldu, mesajını gönderdi.

CHP, halkın isyanını da doğru okuyamıyor

Bu bir ‘demokrasi ve adalet’ cephesidir. Demokratik kayıp ve adaletsizliğe isyan hareketidir. Siyasi ve ideolojik rengi yoktur. Her siyasi görüşten insan vardır. Sağcısından solcusuna, ülkücüsünden, İslamcısına kadar… Yürüyüş ve protestolarda bu renk ve zenginliği görmek mümkün. CHP bunu da doğru okuyamadı. Meseleyi kendisiyle sınırlı gördü. Özel ve arkadaşlarının diline bakıldığında bu ‘geniş cephenin’ hakkının teslim edilmediği ortaya çıkar.

Başta Özel olmak üzere bazıları yürüyüş ve protestoları bir zamanların ‘cumhuriyet mitingleri’ parantezi içinde değerlendirme ve yorumlama yanlısı… Çok büyük hata olur. Cumhuriyet mitingleri bir ‘siyasi projeydi’, son ‘yürüyüş ve protestolar’ tamamen toplumun kendi inisiyatifi ve dinamiğiyle gelişen ‘demokrasi ve adalet’ arayışıdır.

AKP karşıtı rüzgarın fırtınaya dönüşmesidir. CHP sadece imkan ve zemin hazırlamıştır. Eğer bu dar ve ideolojik kafayı terk etmezse ‘cumhuriyet mitingleri’ sonrası hezimetlere düçar olur. Benden söylemesi… O mitinglerin yapay rüzgarıyla gidilen seçimlerde AKP yüzde 46 oy oranıyla silip süpürmüş, CHP ise yüzde 20 oyu ancak alabilmişti.

Eğer CHP sokağın, meydanların ‘adalet ve demokrasi’ beklentisine cevap veremezse – ki maalesef bu ihtimal var – toplum kendine yeni bir ‘siyasi mecra’ bulur. Özel’in muhalefet cephesini daraltmak yerine genişletmesi lazım. Bunun için de dilini ve söylemini değiştirmesi ve kuşatıcı üsluba yönelmesi gerekir. Tarih ve kader kendisine eşsiz bir fırsat sundu. Bunu değerlendirmek de mümkün, heba etmek de…

‘İmamoğlu operasyonunu’ AKP’nin yüzüne gözüne bulaştırdığı doğru fakat bu kesinlikle ‘sivil darbe girişiminin engellendiği’ anlamına gelmez. Özel’in bu kadar ‘sevindirik ve iyimser’ olması anlamsız ve sakil kaçıyor. AKP ile ‘kayyım anlaşması’ yaptı ve ‘İmamoğlu’na sattıysa’ vay haline…

3 YORUMLAR

  1. Devletine karşı vazifesini yapan bir tek muhalefetimsi Özgür Özel mi Allah aşkına? Şurada mutabık kalmak lazım ki; bu tiyatrolar da büyük oyunun sahneleridir.

    Türk halkı aşkla peşinden koştuğu (on küsur senelik ilkesiz, niteliksiz ve menfaatçi tavrı/duruşuyla hak da ettiği) ağaç kabuğuna doğru hızla yol alıyor. Bunlar tepişirken Merkez Bankası boşaltılıp, tefeci faizine dönen borçlanma oranlarıyla torunlarımızın borçluluğu garanti edildi, torun çocuklarına geçtik..

    Neden? Bu operasyon çocuklarına “bize dokununcaya kadar ses çıkarmama” zihniyetinden.. mevcut siyasi partilere gelince, hepsi yedek teker olarak yada farklı rollerle bu rejimin meşrulaştırılmasında görevliler..

    Demokrasi, hukuk, anayasa edebiyatı yapmasın kimse. Atı alan üsküdar’ı çoktan geçti. Ha zaten geçsin diye de bizzat muhalefet oyaladı halkı. Görev yapıldı. Halk da önüne konanı yedi. Ha şimdi sıra çi köftede. Acısı artacak.. maalesef böyle..

  2. tayyip ve chp lider kadrosu birbirleriyle yalandan atışıyorlar. mhp de yalandan muhalefet ediyordu. bunlar azınlıktır ama kadroları ele geçirmiştir. özel kılıçdaroğlunun devamı olarak yalandan muhalefet yapıyor. birde olup biteni bilerek çarpıtıyor, fetöden falan bahsediyor.

    çünkü cemaatin başına gelen aynı şey chp nin başına gelmektedir. yani hukuksuzluk, darbe gibi. bu benzerliği kırmak için bilerek fetöden bahsederek ” biz aynı yerde değiliz” demek istiyor. insanların hukuksuzluğu anlamasına engel oluyor. yoksa insanları rahat bıraksa cemaattede aynı şeyin rejim tarafından yapıldığını insanlar görecek diye korkuyor. o yüzden fetö olaylarını altını tekrar çizmek istiyor.
    yani derin chp nin gündemi farklı. insanların değer yargısı olsaydı, mesela laik, batıcılık, demokrasi olsaydı derin chp nin bunlardan uzak olduğunu göreceklerdi. onlarda tıpkı tayyipin peşinden giden sürüler gibi liderlerinin peşinden gitmektedir. siyaset kontrol altındadır ve bunu sağlamak için muhsinin öldürülmesi gerekiyordu.

  3. Sevgili Yazar,

    hani Mhp ile birbirlerine giriyorlardı, hop terelelliydi, 950 liydi, bu sefer başkaydı, bu sefer bambaşkaydı. Şairler, şiirler, dönülmez akşamların ufkundalardı, ne oldu bizim o işe.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin