Yardımlar politik çekişmelere takıldı, Suriye’de kurtarma operasyonlarına son verildi

Omar HAJ KADOUR / AFP

Ölümcül depremlerin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hükümet ile muhalif gruplar arasındaki anlaşmazlıklar ve uluslararası diplomatik çekişmeler nedeniyle hayati önem taşıyan yardımlar çok gecikti ve gecikmeye devam ediyor. Kuzeybatı Suriye’de umutlar tükendi, kurtarma çalışmalarına son verildi.

6 Şubat’ta Türkiye’nin güneydoğusunu ve Suriye’nin kuzeybatısını vuran Kahramanmaraş merkezli 7,8 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin ardından, binlerce bina yıkıldı, on binlerce kişi enkaz altında kaldı.

Muhalif bölgelerde ölü sayısı 3 binin üzerinde iken, hükûmet kontrolündeki bölgede ölü sayısı 1,500 civarında. Kuzeybatı Suriye’de çok az sayıda arama kurtarma ekibi aktif olarak görev yaptığı için hayatını kaybedenlerin sayısının resmi rakamların çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Enkaz altında ise hala çıkarılmayı bekleyen binlerce cenaze bulunuyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Suriye Temsilcisi Sivanka Dhanapala bir basın brifinginde “Suriye’de 5,3 milyon kadar insan deprem nedeniyle evsiz kalmış olabilir” dedi. Milyonlarca Suriyeli daha önce iç savaş nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalmıştı. Kuzeybatı Suriye’deki nüfusun büyük bir çoğunluğu iç savaş yüzünden muhalif bölgeye sığındı ve insanlar yıllardır yardımlarla hayatta kalıyor.

Hâlihazırda iç savaşın zor şartlarıyla boğuşan Suriye’deki deprem mağdurları, politik çekişmelerin arasında 4 gün boyunca dondurucu soğuk altında yardım bekledi. Ancak, Birleşmiş Milletler’in ve bölgedeki aktörlerin yavaşlığı ve çıkar kaygıları sebebiyle yardımlar çok gecikti. Gecikme, can kaybının artmasında büyük rol oynadı.

Kurtarma operasyonları sona erdi

Cumartesi günü, The White Helmets (Beyaz Baretliler) insani yardım grubu artık kurtarma faaliyetlerinin durdurulduğunu ve enkaz altında kalan cansız bedenleri alma aşamasına geçildiğini açıkladı. Gruptan yapılan açıklamada, Cuma günü enkaz altından kimsenin canlı çıkarılamadığı belirtildi.

Pazar günü erken saatlerde BM yardım şefi Martin Griffiths, felaketin üzerinden ancak neredeyse bir hafta sonra bölgeye bir ziyaret gerçekleştirdi. Griffiths, kuzeybatı Suriye halkının yalnız bırakıldığını ve “haklı olarak terk edilmiş hissettiklerini” söyledi.

BM yardım şefinin Suriye’nin kuzeybatısındaki tek insani sınır kapısı olan Bab El-Hava’ya yaptığı ziyarete yanıt veren Beyaz Baretliler Başkanı Raed Al Saleh, Griffith’in ziyaretinin gecikmiş olduğunu söyledi. Griffiths ile sınır kapısında bir araya gelen Al Saleh, BM Güvenlik Konseyi’nin onayı beklenmeksizin ilave sınır geçiş yollarının derhal açılmasını talep etti.

Martin Griffiths, “çok açık bir insani felaket durumu” olduğunu ifade ederek, Güvenlik Konseyi’nden iki sınır kapısından daha yardım erişimine izin vermesini isteyeceğini söyledi.

Beyaz Baretliler Başkanı Raed Al Saleh, BM’nin insani felaket sırasında yardım sağlama konusunda yavaş davranmasını eleştirdi. BM Genel Sekreteri’nin derhal harekete geçmesi için bir imza kampanyası başlatıldı.

Bölgede faaliyet gösteren sınırlı sayıdaki insani yardım kuruluşu yetkilileri BM Genel Sekreteri’ni inisiyatif alamamakla ve yeterince cesur davranamamakla suçladı. Kurtarma operasyonlarına katılan gönüllüler, 4 gün boyunca hiçbir yardım olmadan, ellerinde bulunan imkanlarla enkaz altında kalanları kurtarmaya çalıştı.

Bölgeye ilk konvoylar 4 gün sonra ulaşabildi. Yardımların bu kadar geç gelmesinde Esad rejimi, Rusya, BM ve Türkiye’nin yanı sıra bölgedeki muhalif grupların da sorumluluğu bulunuyor.

BM yardımları, Rusya’nın vetosuna takılıyor

10 yıla yakın bir süredir iç savaştan etkilenen milyonlarca Suriyeli’ye Türkiye üzerinden insani yardım götüren Birleşmiş Milletler misyonu, depremden sonra ihtiyacın çok fazla artmasına rağmen, bölgeye 4 gün boyunca yardım ulaştıramadı.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi sözcüsü Madevi Sun-Suon, ilk tırların yola çıktığı Perşembe gününden bu yana 52 tırın bölgeye ulaştırıldığını söyledi. BM Misyonu, Suriye’deki ihtiyacı olan bölgeye yardımları Güvenlik Konseyi tarafından izin verilen tek rota olan Reyhanlı– Bab El-Hava üzerinden götürebiliyor. Ancak, deprem ile birlikte Türkiye’de yolların hasar görmesi sebebiyle yardımların ulaştırıldığı tek rota da kullanılamaz hale gelmişti.


BM, 2014 yılından bu yana Güvenlik Konseyi’nin verdiği yetki çerçevesinde Suriye’nin kuzeybatısındaki milyonlarca ihtiyaç sahibine sadece bir sınır kapısını kullanarak Türkiye üzerinden yardım ulaştırabiliyor. Rusya, yaklaşık 10 yıldır alternatif insani yardım rotalarının oluşturulmasını, Suriye Merkezi Hükümeti’nin egemenlik hakkını ihlal edeceğini öne sürerek, BM Güvenlik Konseyi’nde veto ediyor.

İnsani yardım grupları yeni yolların açılması için Güvenlik Konseyi iznine gerek olmadığını söylerken, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres bu konuda inisiyatif kullanmamayı tercih etti.

ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi, BM Güvenlik Konseyi’ni isyancıların kontrolündeki kuzeybatı Suriye’ye daha fazla sınır geçişine izin vermeye çağırdı. Linda Thomas-Greenfield dün yaptığı açıklamada Güvenlik Konseyi’ni, Suriye’nin kuzeybatısına iki sınır kapısı daha açarak yardım sürecini hızlandırmaya çağırdı.

Esad rejimi, yardımların kendi üzerinden yapılmasını istiyor

Bir haftadır kendi kontrolü altında olmayan bölgelere gidecek yardımların kendi kontrolünde olmasını isteyen Esad rejimi, dün itibari ile bölgeye yardımların ulaşması için kolaylık göstereceğini ifade etti.

Şam hükümeti ve müttefiklerinin, felaketi rejimin otoritesini artırmak için bir fırsat olarak görmesi işleri zorlaştırdı. Önce uluslararası yaptırımların kaldırılmasını isteyen Esad rejimi, yardımların da kendisinin kontrolünde kuzeye ulaşmasını istedi.

Esad’a muhalif ülkeler, yardımların muhalif bölgelere etkin bir şekilde ulaştırılması konusunda Suriye makamlarına güvenmiyor ve yardımların hükümetle bağlantılı kişi ve kurumlara aktarılmasından endişe ediyordu.

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Pazar günü Şam’da Esad’la bir araya geldi ve Suriye liderinin isyancıların elindeki kuzeybatıya yardım ulaştırmak için daha fazla sınır kapısı açılmasına hazır olduğunu dile getirdiğini söyledi.

DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bu acil durum için ek sınır ötesi erişim noktalarını değerlendirmeye açıktı” dedi.

Ancak Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün verdiği bilgilere göre, Esad rejimi Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nden yola çıkan Kürt Kızılayı’nın tırlarının da aralarında bulunduğu yardım konvoyunu iki gündür sınırda bekletiyor. Esad, yardımların Suriye Kızılayı’na aktarılmasını isterken, Kürt Kızılayı yardımların asıl ihtiyacı olanlara ulaştırılamayacağı ve çalınabileceği kaygısıyla bu teklife sıcak bakmıyor.

Tahrir El-Şam, Esad rejiminden yardım istemiyor!

Öte yandan bir BM sözcüsü ise Pazar günü yaptığı açıklamada, Suriye’nin hükümet kontrolündeki bölgelerinden muhaliflerin kontrolündeki bölgelere deprem yardımı gönderilmesinin de bölgenin büyük bölümünü kontrol eden “sertlik yanlısı” bir grupla yaşanan “onay sorunları” nedeniyle geciktiğini söyledi.

Medyaya konuşma yetkisi olmayan bir Tahrir El Şam (HTŞ) kaynağı Reuters’a yaptığı açıklamada, grubun Suriye’nin hükümet kontrolündeki bölgelerinden sevkiyat yapılmasına izin vermeyeceğini söyledi. Kaynak, “Rejimin yardım ettiklerini göstermek için durumdan faydalanmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Bir bölümü islamcı grup Tahrir El Şam’ın elinde bulunan kuzeybatı bölgesi büyük  depremden en çok etkilenen yerler arasında yer aldı. BM ve Amerika Birleşik Devletleri HTŞ’yi terör örgütü olarak sınıflandırıyor.

Türk ordusu konvoya onay vermekte gecikti

Yardımları geciktiren bir diğer faktör ise Suriye’nin kuzeybatısındaki otoritelerden biri olan Türkiye’nin depremden çok kötü derecede etkilenmiş olması oldu.

Türkiye, depremden sonra kendi sınırları içerisindeki depremzedeler için imkânlarını seferber ederken, Suriye’de kontrol ettiği bölgeler ikinci planda kaldı. Türkiye ve Türk ordusu Suriyeli depremzedelere kayda değer bir yardım götüremezken, bölgeye girişler ve çıkışlar için vermesi gereken izinlerde de oldukça gecikti.

Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün aktardığına göre, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nden yola çıkan yakıt ve ağır inşaat makinelerinin olduğu konvoyun Türk ordusunun kontrolünde olan bölgeye girmesi için Türk ordusundan iznin çıkması çok gecikti.

Yine örgütün iddiasına göre, muhalif gruplar Menbiç civarında yaklaşan konvoyun yakınlarında bir bölgeyi bombalayarak konvoyun ilerlemesini durdurdu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin