Yandaş ve ‘sera muhalefeti’ basının toplamı bunun için bir Adem Yavuz edemedi

HABER YORUM | MUHSİN AHMET KARABAY

Şu sıralar en çok duyduğumuz sözlerin başında “Türkiye’de ilginç şeyler oluyor” sözleri geliyor. Yıllar içinde damla damla düşerek birikenler, çarkın dişlilerini döndürmeye başladı. Adem Yavuz Arslan’ın iktidarın topluma hayırsever işadamı diye tanıttığı Reza Zarrab’ın izini bulup görüşmesi, birilerine korktuklarını itiraf ettirmek zorunda bıraktı. Şimdi ise haberin gücü işi başka bir noktaya taşıdı.

Tr724 yazarı Adem Yavuz Arslan’ın 22 Ekim’de yaptığı haber, ülke gündemine oturdu. Bırakın havuz medyasını, kendilerine “muhalif” adını veren medya tarafından bile haber kullanıldı ama adı görmezden gelinmeye çalışıldı.

Bu haber son dönemin en başarılı haberciliklerinden birisi oldu. Bu haberi takdir ve Adem Yavuz Arslan’ı tebrik etmek için çok geç olduğunu biliyorum. Ortaya konulan sonuç, benim ya da bir başkasının tebrikine ihtiyaç duymayacak kadar güçlü bir çalışma idi.

Bence bu haberin en önemli tarafı Arslan’ın bu haberi tamamen bireysel olarak başarması idi. Gazetecilik bir ekip çalışmasını gerektirir. Oysa bu her şeyi ile bireysel bir çalışma. Adem Yavuz Arslan, bu başarısını hem muhabirlik, hem kameramanlık hem de şoförlük yaparak hayata geçirdi.

Başarı muhabirlik, kameramanlık ve şoförlüğü bir arada yapması değil, haberden öğrendiğimize göre işin istihbarat çalışmasını da bütünüyle kendi yapmış.

ADEM YAVUZ’UN HABERİNİ KULLANDILAR İSMİNİ VERMEYE KORKTULAR

Adem Yavuz’un çalışması, adına ister “Saray medyası” deyin, ister “sera muhalefeti” deyin hiçbirinin görmezden gelemeyeceği bir haberdi. Hepsi bir şekilde kullandı.

Ne yazık ki haberde Adem Yavuz’un adını nasıl gizleyecekleri konusunda elleri ayakları dolaştı. Takip edebildiğim kadarıyla Saray medyası, sera muhalefetinden daha etik davrandı. Adının başına çirkin ifadeler ekleseler de yandaş medya haberin sahibinin adını ve Tr724’ün adını bir şekilde kullanmış oldular.

Reza haberini Sözcü gazetesi böyle verdi.

Sözde Saray medyasının çirkinliklerini sergiledikleri iddiasında olan sera muhalefeti ise Adem Yavuz’un adını ağızlarına almaya korktular. Adını ilk kez Adem Yavuz’dan duydukları internet sitesine girip oradan birkaç bilgi alıp haberi kendilerine mal etmeye çalıştılar.

Sonuç olarak muhalif medya, etik davranmada iktidarın sesi olan yayın organları kadar etik davranamadılar. Muhalif medyanın niçin “etkisiz eleman” olduğunu anlamak için bu olay bir tür mihenk taşı oldu. Muhalif medya inandırıcılığını maalesef biraz daha kaybetmiş oldu.

Bütün muhalif isimleri “sera muhalefeti” kavramı içerisine dahil etmek elbette ki doğru değil. Kendi yayın organlarında Reza Zarrab ya da yeni adıyla Aaron Goldsmith ile ilgili haberden söz ederken Adem Yavuz’un adını kullanamayanlardan bazıları bireysel değerlendirmelerde yapılan çalışmanın önemini dile getirmeye cesaret ettiler.

Adem Yavuz Arslan, hazırladığı haberin yankıları sürerken, gazeteci Kemal Gülen’in konuğu oldu. Orada söylediği, “Biz geri döneceğiz, itibarlı bir şekilde geri döneceğiz, kurumlarımızı geri alacağız” demesi Saray’ın sesi gazetecilerden Saray’ın siyasetçilerine kadar ciddi paniğe neden oldu.

Saray’ın klasına uygun siyasetçi Alpay Özalan, kendince yapılan açıklamayı başka yere bağlamaya çalışmış. Sahibinin sesi Nedim Şener, bir taraftan kendince hafife almaya bir taraftan da korktuğunu kullandığı ifadelere gizlemeye çalışmış.

Oysa Adem Yavuz, bu sözleri ilk kez söylemiyor. İpek Medya’ya iktidar tarafından el konulduğu 28 Ekim 2015 gününden başlayarak her fırsatta aynı sözleri dile getirdi. Daha sonraki yıllarda 2018’de The  Circle’a verdiği röportajda da nerede ise aynı kelimelerle bu sözleri dile getirmişti.

DÜN GÖRMEZDEN, DUYMAZDAN GELENLER ŞİMDİ NİÇİN PANİKTE?

Dün aynı açıklamaları görmezden gelenlerin, bugün görme ve eleştirme gereği duymalarının altında bastıkları zeminin kaymakta olduğunu görmeleri yatıyor. Bir tür “mezarlıktan geçerken türkü söyleme” olarak değerlendirmek yanlış olmaz. Kendilerine güven aşılamaya çalışıyorlar.

İsimlerini buraya teker teker yazmanın doğru olmadığını bildiğim (bazılarının ismini unutup ayıp ederim diye düşündüğüm için) bir avuç gazeteci, yurt dışında önemli işler yapıyorlar. Yapılan haberlere gösterilen ilgi, YouTube’da yayınlanan videoların izlenme oranlarına bakılırsa, Saray’ın elemanları fena halde ürkmekte haklılar.

Yurt dışına gidenler, bugüne kadar dil öğrenme, uyum sağlama ve staj döneminde idiler. Asıl gazeteciliğe yeni yeni başlıyorlar.

Saray medyasının ve sera muhaliflerinin gazetecilik yapmadığı, basın bülteni haberciliği yaptığı bir dönemde dışarıdaki gazeteciler daha çok önemli işlere imza atacaklar.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

7 YORUMLAR

  1. Sadece yandas ve muhalefet medyasi yapmadi bunu, Hizmet´in medyasi da yapti. TR724 Adem Yavuz Arslan sirf kendisine yaziyor diye “Kimsenin bulamadigini TR724 buldu” diye baslik atti. Halbuki TR724 Adem Yavuz Arslan´a görüldügü kadariyla maas vermiyor, adamin izini bulduk, aha surda, git konus demis de olamaz. Adam taksi kullanirken müsterisinden aldigi bilgi üzerine harekete geciyor. Yanina bir muhabir, kameraman verilmis degil. Zaten o yüzden dogru düzgün cekim de yok.
    Asil sasirmamiz ve isyan etmemiz gereken konu bu. Onlarin medyasi bu durumdaysa bizim medyamiz da bu durumda.

  2. Yılmaz Deniz, olaya yanlış yerden bakıyorsun. Adem Yavuz Arslan´ın TR724 sitesinin kendisine haksızlık yaptığını düşündüğünü sanmıyorum. Öyle bir derdi olsa, “Benim emeğimi üstlendiniz, lütfen düzeltin” diyebilirdi. Sonuçta tecrübeli bir gazeteci kendisi. İnternet çağında sesini duyuramama gibi bir sorunu yok.
    Ayrıca Adem Yavuz Arslan´ın bu siteden para alıp almadığını bilmiyoruz. Bence işin püf noktası da burası. Almıyorsa, neden almıyor? Veya bu site neden yazarlarına ödeme yapmıyor, yapamıyor? Eğer öyleyse burada okuyucu olarak bizlerin de bir hatası olmasın?
    Bu siteye okuyucular abone oldu da, işyeri sahipleri reklam verdi de ve bu site maddi imkana kavuştu da buna rağmen mi değerli yazarlarına ödeme yapmadı? Öyle bir durum olacağını sanmıyorum. Ama bu site yazarlarına ödeme yapmıyor veya yapamıyorsa suçun biraz da bizlerde olduğunu düşünüyorum.
    Okuyucu elini cebine atmayacak, işyeri sahibi reklam vermekten çekinecek, ama gazeteciler tek başlarına Don Kişot gibi demokrasi ve insan hakları mücadelesi verecek, sonra işler düzelince herkes huzurlu mutlu olup rahata erecek. Oh, ne güzel! Bu durumda gazetecilere biraz da enayi muamelesi yapmış olmuyor muyuz?
    Bu dünyada her meslek yaptığı işin maddi karşılığını alırken sırf gazetecilik mi maddi karşılığı olmayan bir iş demektir?

    • Ne de güzel ifade etmişsiniz. Acaba kaçımız onları desteklemek için elimizi cebimize atıyoruz? Dediğiniz gibi internet çağında bunlar çok kolay. İş sadece, PayPal hesabı üzerinden bir tıklamayla aylık 1 Dolar 1 Euro vermeye bakıyor. 1 Euro 1 Dolar deyip küçümsenmemeli. Örneğin Adem Yavuz Aslan’ın 90 binden fazla abonesi var. Bunların sadece 4’te 1’i Patreon veya Youtube Katılım üzerinden ayda sadece 1 Dolar verse, 20 bin dolardan fazla para yapar. Bu da onun vaktini sadece gazetecilik yapmaya ayırmasına yeter de artar. Ben Adem Yavuz’un taksicilik veya pizza taşıma gibi işlerden bir ayda az önce zikrettiğim rakamın çok çok altında bir miktarda para kazandığını ve onunla hem geçinmeye hem de gazetecilik yapmaya çalıştığını düşünüyorum.

      Sadece Adem Yavuz değil tabi. Diğer gazeteci arkadaşlar, veya onların adına çalıştığı platformlar (TR724, BoldMedya, Kronos, Hizmetten ve daha bir çoğu) hepsi ‘gönüllü’ insanların desteğiyle ayakta duruyor ve tarih yazıyorlar. Ne kadar kıymetli bir iş yaptıklarını bu karanlık günler bitince daha iyi anlayacağız.
      Ben, dediğim, tavsiye ettiğim şeyi uyguladığım için rahat konuşabilirim. Evet hepsine değil ama bazılarına karınca kararınca online yöntemle destek oluyorum. Keşke hepsine olabilsem…ve inşallah o da olacak. Aylık 20 Dolar Euro vermek beni yormaz. Ama 20 kişi veya platform böyle düşünen kişiler sayesinde ayakta durabilir ve gazetecilik yapabilir.
      Başkasına değil önce kendimize bakalım, neredeyiz, ne yapıyoruz, ne yapmalıyız? Adem Yavuz ve onun gibilerinin yaptığı sadece bu.

      Son olarak; gazetecilere maddi destekle ilgili örnekleri Dolar Euro ile verdiğimden anlaşılacağı gibi, sözüm daha çok benim gibi yurtdışında yaşayanlara. Türkiye’de mağduriyet içinde kıvranan kardeşlere, arkadaşlara bir sözüm olamaz, onları tenzih ederim. Lakin biliyorum ki onların içinde de kendi sıkıntısını unutup civanmertlik yapan, kazandığı 3-5 kuruşun bir kısmını bu ve benzeri işlere ihtiyaçlara ayıran kahramanlar var.

      Uzun lafın kısası; tarih, zor zamanlarda sadece başkalarını sorgulayıp “O şunu niye yapmadı bu bunu niye yapmadı” diyenlerin boş laflarını değil, “Kimse yok sadece ben varım, ben yapmazsam kimse yapmaz, ben vermezsem kimse vermez, kimse vermese de ben veririm, kimse yapmasa da ben yaparım” diyenlerin kahramanlığını yazacak.

  3. Çarpıtma yapmak hiç hoş değil. Adem Yavuz Arslan, bu başarılı haberi sadece kendi adına değil, -gönüllülük esasıyla da olsa- çalıştığı haber kanalı TR724 adına yaptı.

    İnsanlar ne de meraklı, hemen bir ayrılık noktası uydurmaya…

  4. —-Hatta şimdi bir daha kontrol ettim. Adem Yavuz Arslan, bu haberi önce gönlünü ortaya koyarak çalıştığı TR724 kanalında yayınlamış. Bakınız linki burada: https://youtu.be/4vB4W4JQvXo
    Sonra kendi Youtube kanalında devam haberi olarak ‘Zarrab’ı nasıl buldum?’ diye bir video yayınlamış.
    Ayrıca haberciler açısından değil de bizim açımızdan haberi değerli kılan şeylerden biri de o zaten. Adeta “Ben varım, tek de olsam hallederim, bütün imkanlar varken yapmak zaten kolay, asıl babayiğitlik imkan yokken yapmaktır. Fitne fücurla dedikoduyla uğraşacak vaktim yok, elimi taşın altına koyarım, işimi yaparım” diye haykırdı…ders verircesine…ders alabilene…

  5. Yorumlarim tek bir hakaret unsuru icermemelerine ragmen yayinlanmiyorlarsa bu bir gercegin ortaya cikmasini engellemekten baska acaba ne olabilir? Bu sitede isine gelen yorumlarin yayinlanip isine gelmeyenlerin yayinlanmadigini da böylece görmüs olduk. Mutlak vardir kendilerine göre bir aciklamalari. Yazsalar da okusak, bilsek

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin