Medya dünyasının ünlü isimlerine düzenlenen uyuşturucu operasyonlarını değerlendiren eski AKP milletvekili ve gazeteci Şamil Tayyar, olayın ‘keyif’ boyutunu aştığına dikkat çekerek ‘‘Devlet, siyaset, ticaret ve yargı dünyasını etkileyerek haksız kazanç temin ettikleri, yargı, bürokrasi ve medyada kadrolaştıkları anlaşılıyor.’’ ifadelerini kullandı.
Eski Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla, uyuşturucu soruşturması kapsamında 9 Aralık’ta jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırmak ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak iddiasıyla tutuklanmıştı.
Ersoy’un tutuklandığı uyuşturucu soruşturması kapsamında Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu’nun kuzeni Kasım Garipoğlu ve Burak Ateş hakkında yakalama emri çıkartılırken bugün gerçekleştirilen operasyonda da Aleyna Tilki, Danla Bilic, İrem Sak ve Mümine Senna Yıldız gözaltına alındı. Melisa Döngel, Yusuf Güney, Cihan Şensözlü’nün de adresinde bulunamadığı belirtilirken yurt dışında olduğu tespit edilen Şeyma Subaşı, Şevval Şahin ve Mert Vidinli hakkında da yakalama kararı çıkarıldı.
”KİMİLERİ KÜLLİYE PROGRAMINA ÖDÜL OLARAK YAZILIYOR”
Mehmet Akif Ersoy eksenindeki uyuşturucu soruşturmalarını sosyal medya hesabından değerlendiren AKP’li Şamil Tayyar, ‘‘Üst düzey medya yöneticisi, yargıdaki işleri için yanına bu sunuculardan birini alarak hakim ve savcıları ziyaret ediyor. Bir diğeri, alem esnasında önemli devlet yöneticilerini görüntülü arayarak yanındaki kadınlara güç gösterisi yapıyor. Üzülerek ifade ediyorum, kimileri külliye programına ödül olarak yazılıyor.’’ ifadelerini kullandı.
Çürümenin lokal olmadığını tüm bünyeyi tehdit ettiğini belirten Şamil Tayyar, ‘‘Siyaset kurumunun çok yönlü arınma sürecini başlatması konusundaki ısrarımız bundandır.’’ dedi.
Tayyar paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
‘‘Mehmet Akif Ersoy eksenindeki uyuşturucu soruşturmasında masumiyet karinesi ve aile hukukunu gözeterek dosyanın içeriğine girmiyoruz.
Ancak.
Özel hayat diyerek kenarından dolaştığımız dosyayı detaylı inceleyip bağlantıları birleştirdiğimizde sapkın ilişkiler ve uyuşturucu kullanımının, ‘keyif’ boyutunu aştığı görülüyor.
”YARGI, BÜROKRASİ VE MEDYADA KADROLAŞTIKLARI ANLAŞILIYOR”
Devlet, siyaset, ticaret ve yargı dünyasını etkileyerek haksız kazanç temin ettikleri, yargı, bürokrasi ve medyada kadrolaştıkları anlaşılıyor.
Önemli kamu kurumundaki başkan yardımcısı, sevgilisini kuruma aldırıyor.
Bir başkası, TV sunucusu sevgilisine bir kamu kurumundan sembolik rakamla ev kiralıyor.
Üst düzey medya yöneticisi, yargıdaki işleri için yanına bu sunuculardan birini alarak hakim ve savcıları ziyaret ediyor.
”ALEM ESNASINDA ÖNEMLİ DEVLET YÖNETİCİLERİNİ GÖRÜNTÜLÜ ARIYOR”
Bir diğeri, alem esnasında önemli devlet yöneticilerini görüntülü arayarak yanındaki kadınlara güç gösterisi yapıyor.
Üzülerek ifade ediyorum, kimileri külliye programına ödül olarak yazılıyor.
Bu ilişkilere göre ekranlar paylaştırılıyor, konuklar belirleniyor, politikalar şekillendiriliyor.
”MİLYON DOLARLIK ANLAŞMALAR YAPILIYOR”
Gözaltındaki varlıklı isimlerle ekipteki hukukçular üzerinden bağlantı kurularak milyon dolarlık anlaşmalar yapılıyor.
Hem yerel hem merkezi iktidarla eş zamanlı flört ediliyor.
Farklı siyasi eğilimleri temsil etseler de yukarıdaki sebeplerde birleşiliyor.
”ÇÜRÜME LOKAL DEĞİL TÜM BÜNYEYİ TEHDİT EDİYOR”
Velhasıl.
Mevzunun yargı boyutu bir yana, siyaset kurumunun çok yönlü arınma sürecini başlatması konusundaki ısrarımız bundandır.
Zira, çürüme lokal değil tüm bünyeyi tehdit ediyor.’’
