Türkiye’nin Suriye’deki ilerleyişi ‘maliyetli bir barış sürecini’ tetikler mi?

YORUM | EBUBEKİR IŞIK

2011 yılında başlayan ve varlığı bugüne değin devam etmekte olan Suriye iç savaşı aslında etkileri bakımından Türkiye’nin yakın dönem Kürt siyasetini, diğer bir tabir ile çözüm sürecini ciddi anlamda etkilemiş bir hadise olarak karşımızda durmakta.

Suriyeli Kürtlerin ülkelerinin kuzeyinde yaşadıkları üç bölge (Cezire, Kobani ve Afrin kantonları) arasında bir devamlılık sağlama adına gerçekleştirdikleri askeri ve diplomatik manevralar 2015 ve özellikle 2016 yılında önemli sonuçlar doğurdu. Aynı dönem, Türkiye’de 2015 Haziran seçimlerinden sonra çözüm sürecinin fiilen sona ermesi ve tekrar 90’lı yıllarda olduğu gibi Kürt siyasetinin güvertesine güvenlik bürokrasisinin atanmasıyla, Türkiye’nin Kürt siyasetini Erdoğan sonrası dönemde bile derinden sarsacak bir dizi hadise ortaya çıktı.

Bu hadiselerden ilki Erdoğan yönetiminin sivil yerleşim alanlarını gözetmeksizin doğu ve güneydoğu Anadolu’da başlattığı askeri operasyonlar silsilesinin Kürtlerin önemli bir kısmının artık memleketin eşit bir yurttaşı olamayacağını ve Kürtlerin doğuştan gelen haklarının kabulünün mümkün görünmediği gerçeği ile duygusal bir kopuşu tetikledi. Diğer önemli bir gelişme ise, PKK’nın Türkiye ve Suriye’de ki elde edebileceği kazanımlar üzerinden bir tercihte bulunarak, Türkiye’yi kazanımlar açısından ‘riskli’, fakat Suriye’yi ise kazanımlar açısından daha bakir ve elverişli görmesi oldu. Bu sebeple, PKK Türkiye’de ki terör eylemlerini önemli ölçüde azaltıp, her zamankinden daha fazla Suriye’nin kuzeyine konuşlanarak, burada YPG ile ortak savunma hatları kurmaya başladı.

Zeytin Dalı Operasyonu ve PKK’nın Türkiye’ye Dönüşü

Türkiye’nin Erdoğan liderliğinde başlattığı ve Afrin’in YPG savaşçılarından alınması ile sonuçlanan Zeytin Dalı Operasyonu, PKK ve YPG’nin 2011 yılından bu tarafa Suriye’nin kuzeyinde elde ettikleri kazanımları açısından son derece önemli bir tehdit olarak kabul edilmekte. Özellikle, Afrin’in gerek PKK ve gerek se de Abdullah Öcalan açısından simgesel önemi düşünüldüğünde, PKK’nın motivasyon olarak da Suriye’de son derece ağır bir yara aldığını ifade edebiliriz.

Fakat, unutmamak gerekir ki PKK’nın Türkiye’de ki kadrosunun önemli bir kısmını Suriye’nin kuzeyine kaydırma gerekçelerinden birisi orada elde edeceği kazanımların Türkiye’ye kıyasla daha kolay gerçekleşebilecek olmasıydı. Bugün, kapsamı Afrin’in de ötesine genişletilen Zeytin Dalı Operasyonu ile önemli kayıplar yaşayan PKK, tekrar askeri varlığının önemli bir kısmını Türkiye’ye kaydırma planları yaptığını PKK’ya yakın kaynaklardan anlamaktayız. Keza, PKK savaş kadrolarını Suriye’nin kuzeyine kaydırırken YPG varlığının oradaki savaşı tek başına bertaraf edemeyeceği argümanından yola çıkarak hareket etmişti. Ancak, son tahlilde gerek PKK’nın gerekse de YPG’nin beraber hareket etseler dahi güçlü bir NATO ordusu ile kısa ve orta vadede mücadele edemeyecekleri netlik kazanınca, Türkiye güvenlik bürokrasisinin ilgi ve alakasını en azından Suriye’nin kuzeyinden kısmen dağıtmak için PKK’nın tekrar Türkiye sathına dönüş yapacağı haberleri PKK’ya yakın medya kaynaklarında da daha sıklıkla ifade edilmeye başladı.

PKK’nın Türkiye’ye Dönüşü Maliyetli Bir Barış Sürecini Doğurabilir

PKK’nın Suriye’de ve Irak’taki kadrolarını tekrar Türkiye’ye yönlendirmesi şüphesiz önümüzdeki dönemde şiddet ve ölüm hadiselerinde ciddi bir artışın yaşanmasına sebep olacaktır. Benzer şekilde, PKK’nın Türkiye güvenlik güçleri ile karşı karşıya gelmesi Kürt siyasetinin önemli bileşenlerinden olan HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) seslerinin iyice kısılması sonucunu da otomatik olarak doğuracaktır.

Fakat, 1984 yılından bu tarafa defaatle anlaşıldığı üzere Kürt siyasal hareketinin arkasında ki halk desteği düşünüldüğünde, Türkiye’nin PKK’yı askeri yöntemlerle ortadan kaldıramayacağı son derece açık. Benzer şekilde, PKK gibi terör eylemleri ile asimetrik yöntemler kullanan bir grubun disiplinli bir NATO üyesi ordu ile baş etmesi bir çok askeri uzman tarafından imkansıza yakın bir ihtimal olarak ifade edilmekte.  Bu sebeple, iki tarafın kısa dönemde olmasa da orta vadede kuvvetle muhtemel tekrar masaya oturmak isteyeceğini ön görmek yanlış olmayacaktır.

Ancak, iki tarafın çözüm masasına gelmelerine kadar büyük ihtimalle Türkiye ordusu kapsamını genişlettiği Zeytin Dalı Operasyonu süresince Suriye’de maalesef bir çok insan kaybı yaşayacak. Bununla birlikte, belki de sayısız sivil ve güvenlik görevlisi PKK’nin ilgisini önemli ölçüde tekrar Türkiye’ye çevirmesiyle ortaya çıkacak terör hadiselerinden ötürü hayatını kaybedecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin