Terim’in yanlış zamanda doğru istifası

HABER-YORUM | EFE YİĞİT

Beklenen gelişme yaşandı ve Fatih Terim görevinden istifa etti. Terim aslında Euro 2016’dan sonra tartışılmaya başlanmıştı. Ancak usta bir manevra yaparak kendi üzerinden yürütülmesi muhtemel tartışmayı prim pazarlığı yapan oyuncuların üzerine yıktı. Terim’in istifası doğru ancak zamanlaması yanlış oldu. Neden mi?

ŞANSA TURNUVAYA KATILDIK

Euro 2016’ya biraz da şansımızın yardımıyla katıldık. Evimizde oynadığımız son İzlanda maçını kazanmamız yetmiyordu. İzlanda’yı ne kadar farklı skorla yenersek yenelim, Kazakistan’ın deplasmanda kazanması, Ukrayna’nın berabere kalması, İspanya’nın rakibini yenmesi gibi uzayıp giden bir liste vardı. Kader yüzümüze bir kez daha gülerken son dakikada Selçuk İnan’ın serbest vuruştan attığı golle İzlanda’yı yeniyor, diğer skorlar da tam istediğimiz gibi olunca adımızı en iyi ikinci kontenjanından direk Euro 2016’ya yazdırıyorduk.

Açıkçası Euro 2016’ya katılmak büyütülecek bir başarı değildi. Zira, Galler, Arnavutluk ve İzlanda gibi ülkeler tarihlerinde ilk kez Avrupa şampiyonası finallerine katılırken, bunda finallerde mücadele edecek takım sayısının 24’e çıkarılmış olması büyük rol oynuyordu. UEFA’ya üye ülke sayısının 54 olduğu düşünülürse, neredeyse iki takımdan biri turnuvada mücadele etmişti.

BAŞARISIZLIĞA PRİM TERİM’İN İNİSİYATİFİNDEYDİ

24 takımın katıldığı, 16 takımın ikinci tura kaldığı Euro 2016’da Türkiye olarak kötü bir sınav verdik ve İspanya, Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti’nin olduğu gruptan çıkamayıp evimize döndük. Turnuvaya katılmak başarısızlık değildi ancak gruptan çıkamamanın adı net olarak başarısızlıktı. Şampiyon Portekiz’in kupayı kazanma priminin 250 bin Euro olduğu Euro 2016’da, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) finallere katılma primini 500 bin Euro olarak tespit etmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Primin 500 bin olmasına karşılık, hangi oyuncunun ne kadar prim alacağında inisiyatif Terim’e bırakılmıştı.

Terim ise loto kuponu doldurur gibi oyuncularına prim yazınca, Euro 2016 yolunda tüm maçlarda oynamış Burak Yılmaz gibi bazı oyuncular kazan kaldırıp, haksızlığın nedenini sorguluyordu. Arda Turan kaptan olarak arkadaşları adına elçilik vazifesini üstlenip, Terim’le prim konusunu konuşurken hocanın ‘kararlarımı kimse sorgulayamaz’ tavrı kampın tadını tuzunu kaçırmakla kalmayıp, milli oyuncuların prim derdine düştüğü şeklinde basına yansıdı. Nitekim olayda adı geçenler ‘prim kavgası yok’ dese de ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını düşündü herkes.

TERİM GÖREVİ O ZAMAN BIRAKMALIYDI

Futbolun yazılı olmayan kuralı çok açık: Başarısız hoca görevi bırakır. Nitekim, çalıştırdıkları takımları Euro 2016’ya taşıyamayan 11 hoca görevinden ayrılmıştı. Euro 2016’yı ıskalayan bu ülkeler kan değişimine giderek Rusya’nın ev sahipliği yapacağı 2018 Dünya Kupası’na yeni hocayla katılma yollarını arıyordu. Teknik adamlarda yaprak dökümü Euro 2016 sonrası da devam ediyordu. Finallerde hayal kırıklığı yaşatan hocalar bir bir görevi bırakıyordu. Kimler yoktu ki? Örneğin İspanya’yı dünya ve Avrupa şampiyonu yapmış Vicente del Bosque görevi bırakanlardandı. Keza İngiltere, Rusya, Ukrayna, Belçika, İsveç gibi ülkelerin teknik adamları başarısızlıkta faturayı üzerlerine alıp, görevlerinden istifa ediyordu.

Bu noktada gözlerin çevrildiği isim doğal olarak Fatih Terim oldu. Grup maçları sonunda evine dönmek tartışmasız başarısızlıktı ve faturanın adresi belliydi. Terim, yukarıda ifade ettiğimiz gibi tartışmanın odağındaki isim olması gerekirken usta bir manevrayla prim pazarlığı yapan oyuncuları basının önüne atıp görevinde kaldı.

RUSYA YOLUNDA, ARDA’YI KAYBETTİK

Rusya yolunda rakiplerimiz güçlüydü ve bu kez grupta ikinci olmak bile dünya kupası biletini almaya yetmiyordu. Hırvatistan ve Ukrayna beraberliğine İzlanda yenilgisi eklenirken, grubun en zayıf takımları Finlandiya ve Kosova’yı yenerek geçici bir bahar yaşıyorduk. Grupta hala ilk ikide değildik ama Rusya hayalleri kuruyorduk. Kaptan Arda Turan’ın Kosova maçı öncesi kampta gazeteci Bilal Meşe ile arasındaki tatsızlığı, pazu gücüyle çözmeye kalkmasıyla hem kaptanımızı hem de en iyi oyuncumuzu kaybettik. Terim’in Arda krizinde başarısız yönetimi gözden yine kaçtı. Terim, Arda’yı basının önüne atarken, yine gemisini yürütmeyi başarmıştı.

Ancak çekirge bu kez sıçrayamadı. Terim’in damatlarıyla birlikte mekân basıp, kavgaya karışması toplumun genelinde tepki topladı. Artık suçu başkasına yıkacak kimse yoktu. Kavga etmesi yetmiyor gibi bir de üstüne basın toplantısı düzenlemesi Terim’e en büyük destekçilerini bile kaybettiriyordu. Geriye tek seçenek kalıyordu: İstifa.

ALACAĞINI DA TAHSİL EDİP İSTİFA ETMEK NEDİR?

Terim doğru olanı yapıp istifa ederken, fedakarlığı yine federasyon yaptı. Bir yıllık alacağı olan 3,5 milyon Euro ödendi. Zaten Terim’in aldığı ücret uzun zamandır tartışılmıştı. Avrupa’nın en çok kazanan milli takım hocalarından biri olmasına karşılık, aldığı ücretin karşılığını verecek bir başarı grafiği yakalayamadı. 5 yıllık anlaşma imzalayan ancak 4. yılında görevi bırakan Fatih Terim’e federasyon 18,5 milyon Euro net ücret ödemiş oldu. Euro 2016 sonrası Terim’in istifa etmemesinin bir nedeni de istifası halinde tazminat alamayacak olması gösterilmişti. Terim paraya ihtiyacı olan biri değildi ama hani yıllık 3,5 milyon Euro da iyi bir paraydı. Terim’in görevi bırakmasına karşılık 1 yıllık alacağını tahsil etmesi, Euro 2016 sonrası ortaya atılan tazminat alamaz iddiasının aslında doğru olduğunu gösterdi.

YENİ GELECEK HOCAYLA RUSYA’YA GİTMEK ZOR…

Terim, yanlış zamanda istifa etti. Çünkü yerine gelecek hocanın Rusya biletini alması için önünde 4 maç var. Ve bu maçların 3’ü gruptaki güçlü rakiplerimiz Hırvatistan, İzlanda ve Ukrayna’ya karşı. Yeni hocanın takımı tanımak için önünde hiç vakti yok. Muhtemelen zaten kaçmış olan Rusya treni yeni hocayla birlikte tamamen kaçıp gidecektir. Bunun sorumlusu ise yeni hoca değil Fatih Terim’dir. Fatih Hoca, Euro 2016 sonrası görevi bırakmış olsaydı yeni hocanın takımı tanıması için daha çok zamanı olacak ve takımda yeni bir yapılanmaya gidecekti. Türkiye olarak zaten Dünya ve Avrupa kupası finallerini kaçırmaya alıştık. Futbolcuların kaybedilen her maç sonrası ‘önümüzdeki maçlara bakacağız’ klişesi Türkiye için kaçırılan her turnuva öncesi ‘önümüzdeki finallere bakacağız’ şeklinde oldu. Rusya 2018 biletini alamazsak bunun tek sorumlusu Demirören yönetimi ve Fatih Terim olacaktır. Başarının cezalandırıldığı günümüz Türkiye’sinde ise başarısızlar koltukta kalmaya veya Terim gibi istifa edip giderken geri kalan alacağını tahsil etmeye devam edecektir. Kaybeden Türkiye oluyor. Sahi kimin umurunda bu!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin