Tekalif-i milliye emirlerine hazır mısınız?

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Recep T. Erdoğan’ın koronavirüs tedbirleriyle ilgili konuşmasının başını kaçırmış (apolitik) bir yakınım feryat figan beni aradı. Bu adam dedi iyice zıvanadan çıktı, özel mülkiyetin yarısına el koyacakmış, koronavirüsü bahane edip milletin her şeyini alacaklar. 

Bu basit bir yanlış anlama paniği değildi.  Haberleri dinlediğinizde ve küçücük bir ayrıntıyı kaçırdığınızda gerçekten de bu duyguya kapılıyorsunuz. Yani koronavirüs önlemlerini anlattığı konuşmada diyor ki ‘Yiyecek ve giyecek maddelerinin yüzde 40’ına, ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının yüzde kırkına, her türlü makineli aracın yüzde 40’ına el konacak’. 

Yüzbinlerce esnafın, günü gününe çalışanların, emeğiyle geçinenlerin, bir ayı nasıl geçireceğini bilemeyenlerin hali ne olacak, devlet nasıl bir tedbir alacak, ne tür kolaylıklar sağlayacak diye televizyon başına koşanlar Recep T. Erdoğan’dan bu maddeleri dinlediğinde ne düşünür? Evet yardım kampanyasının bir adım ötesi güncelleştirilmiş bir tekalif-i milliye emirlerinden başkası değildir.  

Hükümetin başındaki bir adam durup dururken tekalif-i milliye emirlerini niye gündeme getirir ve bunları madde madde niye okur. Bu da yetmez aynı metni ve emirlerini birkaç gün sonra başka bir konuşmasında ikinci kere neden gündeme getirir ve tek tek yeniden niye okur? Sonra Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay ‘milletin mallarına el koymayacağız’ diye neden açıklama yapar?

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Bunun tek bir nedeni var ülkeyi buraya hazırlıyorlar. Ülkenin her yerine saraylar yaptıran, yaptırmaya da devam eden, örtülü ödenekten milyarlarca lirayı belirsiz yerlerde harcayan, polis ve bekçi adı altında aldığı yüz binlerce adamı maaşa bağlayan, makam arabalarından, özel jetlerden asla vazgeçmeyen ve bu sebeple hazinede para bırakmayan AKP yönetimi ülkenin bilinçaltında tekalif-i milliye emirlerini yerleştiriyor. 

Erdoğan ve şürekası bu sözleri gündeme getirmesi niyetini açık etmekten başka bir anlam ifade etmiyor. Recep bunu boş yere anlatmıyor tabi ki. Hele Kemalistleri koronavirüs tedbirleri konusunda ikna etmek için böyle şeyler söylemeye hiç ihtiyacı yok. Bunu anlatmasının altında yatan saik, bir niyetinin deşifre olmasından başka bir şey değil. 

Acizane kanaatim odur ki bunu da yapacak. Yine acizane kanaatim odur ki nasıl bir melanete omuz verdiği konusunda bir türlü aklı başına gelmeyen milletin musibetlerle sınavı daha da artacak. 

Koronavirüs sebebiyle hapishanelerden tahliye edileceklere, hırsızlar, mafya üyeleri, uyuşturucu satıcıları, adam öldürenlerin de aralarında bulunduğu  her türlü kötülüğü yapanlar dahil ediliyor. Hayatı başkalarına bir şeyler öğretmekle geçen öğretmenler, gazeteciler, doktorlar, akademisyenlerin ısrarla ve ısrarla içeride tutulduğu , mazluma el uzatan ev kadınlarının baba katilinden daha tehlikeli görüldüğü bir zamanda toplumun bu hissizliği, umursuzluğu, zalimseverliği daha çok musibet çekmekten başka bir işe yaramayacak, göreceksiniz. 

Anneleriyle birlikte küçücük çocukların özgürlüklerini elinden aldılar seyrettiniz, lohusa kadınlara musallat oldular, zalime arka çıktınız. Yüzbinlerce mazlumu dört duvar arasında tuttunuz. Allah herkesin özgürlüğünü elinden aldı. Herkesi onlarla eşitledi ama hiç kimsenin bu durumdan ders almaya niyeti var gibi görünmüyor. 

Ulusal TV’ye konuşan Avukatın dediği gibi cemaate yeni operasyonlar yapıp daha çok insanı tutuklayabilmek için hapisteki bütün melaneti dışarıya çıkartılmasını izleyen millet bundan sonra da daha çok musibetten başka bir şey bulamayacak.  

Size zamanında ‘bunlar hırsız milletin, yetimin malını çalıyor’ diyen ve bunu ispat eden polis ve savcıları hapse atıp, hırsızların arkasında durmanın bedelini tekalif-i milliye emirleriyle ödemenize çok az kaldı. Mazlumun alın teriyle kazandığı mallara mülklere el konulmasına alkış tutmanızın hiç bedeli olmayacağını zannedebilirsiniz. Hatta bir hesap gününün hiç gelmeyeceğini de düşünebilirsiniz. Bunu düşünmeye devam edin.  

Bu kadar musibetin içinde bile hala mazluma zulüm konusundaki kararlılığınız musibeti büyütmekten başka bir işe yaramayacak. 

Sorun kötülük ve zulüm yapan bir yönetimin olamasından çok bu kurumsallaşmış kötülüğe toplumun verdiği destek. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. KURAN-I KERİMDEKİ KITLIK-YOKSULLUK -MÜSİBET-AFET İLE İLGİLİ AYET VE UYARILARA RAĞMEN ZÜLÜMDE ISRAR EDİYORLAR…..

    Bu ısrarın bir bedeli olmalı.
    Allah a meydan okumalarından başka bir şey değil bu.

    İŞİD ın Allah adını kullanarak sergıledikleri zülümleri nasıl kendilerini bitirdiyse. bunlarında benzer tavırları sonlarını getirecek eminim

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin