Siz zaten hiç tehlikede olmadınız!

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Yandaş ve yalaka bir tv kanalında açık açık insanları katletmekten bahseden Sevda Noyan herkesi rahatsız etmesine şaşırmış olacak ki Cüneyt Özdemir’in programında olaya açıklık getiriyor ve diyor ki: ‘Ben cemaate sempati duyanları kastetmiştim siz niye üzerinize alındınız, neden ayaklandınız?’

Evet artık evinize dağılabilir, rakınızı, rokanızı ve balığınızı yemeye devam edebilir, soykırımı avuçlarınızı ovuşturarak izlemeye devam edebilirsiniz. Siz tehlikede değilsiniz!

Allah tehlike vermesin zaten hiçbir zaman da olmadınız. Bir de Osman Kavala serbest bırakılırsa ülkede sizi açınızdan konuşmaya gerek kalacak bir sorun kalmayacak. Kendilerine dokunmayan her türlü faşizm onların zaten gönlündeki aslan değil mi? 

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Onlar AKP iktidarından hiçbir zaman gerçek anlamda zarar görmediler. Üstelik AKP rüyalarını süsleyen soykırım görevini üstlenerek, Avrupalı imajlarına halel gelmemesini sağlıyor.

Can Dündar üç ay hapis yattığında bütün dünyada gündem olmuştu. Yerli yabancı medya konuşuyor, siyasiler sık sık dile getiriyordu. Haklıydılar da! Hatta içlerinde Zaman, Bugün ve Samanyolu TV’nin yönetici ve yazarlarının da olduğu onlarca gazeteci, aydın, Silivri önünde demokrasi nöbeti tutmuş, bu konunun gündemden düşmesine müsaade etmemişti. En sonunda ABD Başkan yardımcısı Biden gelip Can Dündar’ın ailesini ziyaret etmişti. Aynı zamanda hükümet yetkililerine mesajı iletmiş olacak ki, ziyaretten çok kısa süre sonra özgürlüğüne kavuşmuştu. 

Yanlış anlaşılmasın o nöbetlerden hiç kimse pişmanlık duymuyor, bugün olsa yine yaparız. Yine mağdurun, haksızlığa uğramışın yanında durur düşünce özgürlüğünün yanında sonuna kadar tavır alırız. 

Ama şu da var ki bu çevrelerin dünyada ve Türkiye’de adı konmamış bir koruma altında olduklarına söylemek mümkün. 

Osman Kavala’nın tutuklanması bizim en az Mustafa Ünal, Fevzi Yazıcı ve diğer gazeteci arkadaşlarımızın tutsak edilmesi kadar canımızı sıkar. Ama tutuklanmayı gerekçe göstererek Kavala’nın şirketlerine el konmadı, kayyum atanmadı, mallarına tedbir konmadı. Konmaması yerinde bir karardı. Her ne kadar aylardır suçsuz ve gereksiz yere hapiste yatıyor olsa da en azından ticari anlamda asgari hukuk kuralları uygulanmıştı.  

Ancak aynı devlet İstikbal, İpek Holding, Uğur Dondurucu, Sesli Grup gibi, her şeylerini kendi tırnaklarıyla kazıyarak kazanmış Anadolu insanının binlerce şirketine el koymuş, mallarını talan etmiş, sahiplerini hücrelerde cezalandırmıştır. 

Devlet zulmü; İslamcı eliyle de yapılsa bu ülkenin dindar, muhafazakar kesimine karşı olabildiğince şiddetli ve hunhar ve pervasız bir şekilde uygulanıyor. AKP bugün yaptığı zulmün onda yarımını Kemalist Elitlere yapabilir miydi? Yapmış olsa dünya böyle seyretmeye devam eder miydi? Türkiye’deki herkes, hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam eder miydi? Etmezdi. AİHM hiç bir zaman böylesine kaygısız, Avrupa Parlamentosu böylesine bigane kalmazdı. 

AKP şimdiki açık ittifakından önce de bu ülkenin önceki kurucu kodlarına karşı her zaman müşfik davrandı. 

Daha önce soykırımı uzaktan izleyen Cumhuriyet elitleri, AKP’nin süresi biterken Hizmet hareketinin yok edilememiş olmasının paniğiyle oyunun içine artık bizzat kendileri müdahil oldular diye düşünüyorum. AKP bütün kanunları, yasaları askıya alarak yapabileceği bütün zulmü yaptı, ama ne ortadan kaldırabildi ne de uluslararası dünyanın ciddiye alabileceği bir suç ortaya koyabildi. AKP artık finiş çizgisine gelirken onun üstüne binip soykırım yapanlarda büyük bir telaş başladı. Metin Feyzioğlu ne diyorlardı ‘Bu Fetöcüler aklanırsa bize gün yüzü göstermezler.’ 

O cephede herkes yüzlerindeki maskeyi birer birer indirip soykırım ateşine odun atmak için devreye giriyor. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

4 YORUMLAR

  1. Yazdıklarınız doğru ancak; artık bize bakan yönüyle de meseleyi ele almamız lazım.
    Bunu negatif olarak söylemiyorum.
    Pozitif olarak daha başka neler yapmalıyız ki ya da nasıl profiller olmalı ki uluslararası saygınlık, ses getirme, sözü dinlenme..vs kavramları var olabilsin.
    Belkide daha gerçekçi yaklaşım biz yetişkinlerden ziyade çocuklarımızı yüksek kalitede ruh ve donanımla yetiştirmek.
    Gibi..

  2. Yalnız Metin Feyzioğlu değil, Perinçek de aynı ifadeyi kullandı. Bu nedenle gazete köşesinde devletten temizledikleri ‘FETÖ’ nün toplumdan da temizlenmesi gerektiğini yazdı. Merak ediyorum, şiddet ile en ufak bir ilişkisi olmayan bu insanlardan neden bu kadar korkuyorlar? Diri diri gömdükleri yiğitlerin kalkmasından ödleri patliyor. Muhabbet fedailerinin muhabbeti gidip onun yerine kanun, hesap gelmesinden mi endişeliler.

  3. Merak ettiğim şey “AİHM hiç bir zaman böylesine kaygısız, Avrupa Parlamentosu böylesine bigane kalmazdı” ya da “Can Dündar üç ay hapis yattığında bütün dünyada gündem olmuştu. Yerli yabancı medya konuşuyor, siyasiler sık sık dile getiriyordu. ” etkisini dünyada oluşturmak için bu elitlerin yada Can Dündar in yapıp hapiste yatan diğer gazetecilerin yapmadığı şey nedir?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin