BÜLENT KORUCU | YORUM
Çok iticisidir siyah poşet. Eve alırken onu pek tercih etmeyiz, soğuk bir yüzü var nedense. Ama son yıllarda özgürlüğün sembolü haline geldi. Annesinin, babasının, eşinin, evladının elinde onu görünce gözyaşlarını tutamayan binlerce insan tanıdık. KHK’lı hemşire Hasret Çiftçi, bir elinde o, diğer elinde birlikte çile doldurduğu küçük kızıyla cezaevi kapısında görününce artık aşina olduğumuz buruk tebessüm yüzlere yerleşti.
Ne vardı o siyah poşetin içinde?
İşe yarar eşyalar alınmaz genelde, içerde kalanlara bırakılır. Biraz özel eşya ve yazabildiyse günlüklerini, okuduğu kitaplardan çıkardığı özetleri yanında götürür son çıkan. İçerde büyük bir heyecanla hazırlanır siyah poşet; kader arkadaşların kendi poşetiymiş gibi koşuşturur. Bu, aynı zamanda bir duadır, en yakın zamanda siyah poşeti eline alabilmek için. Uğurlamadan sonra hüzne bulanmış bir mutluluk çöker koğuşa. Gidenin ‘Allah kurtarsın’ duasına mukabil söylenen aminler kalbin en derin tellerini titreştirir.
Siyah poşet bir umut ve özlemdir dört duvar arasında.
Eline aldığındaysa hayatının hem en acı hem de en tatlı hatıralarını biriktirdiğin kaba dönüşür. Acıdır; çünkü hasretler, hayal kırıklıkları, sağır kulakların duymadığı isyanlar vardır içinde. Tatlıdır; zira en zor şartlarda bile insan kalabilen birileriyle paylaşılmıştır. Ağladığında gözyaşına ortak olan, ziyaretçin gelmediğinde görüşten mahçup dönen, bir duayı, bir kaderi paylaştığın insanlarla ortak anılarındır. Hatırladığında hem tebessüm edip hem gözyaşı dökmenin sebebi; ihanetle sadakatin, hüzünle sevincin birlikte gelmesinden…
Bir semboldür siyah poşet…
Gecenin bir vakti, kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde, ailesine ve avukatına haber vermeden sokağa bırakılan kadınların sembolü. Mecbur kalıp kerhen bıraktıklarında dahi zalim olduklarını göstermek isterler. Birine rastlayıp cep telefonuyla yakınlarınıza ulaşırsanız şanslı gününüzdür. Eve geldiğinizde içindekileri hızlıca boşaltır, ondan bir an önce kurtulursunuz. Size, bu insanlık dışı dönemin karanlığını hatırlatır.
Erdoğan rejimini bir eşyaya benzetmem istense ‘siyah çöp poşeti’ derdim. Çöpten üretilmiş, sadece çöp taşımaya layıkken insanların hayatlarını, umutlarını ve hüzünlerini doldurmak zorunda kaldıkları kapkara bir plastik. Devrildiğinde bile toplumun doğasında uzun yıllar sökülüp atılamayacak kalıntılar bırakan bir atık olarak yaşayacak. Tıpkı siyah çöp poşeti gibi…