Sinan Ateş’in öldürülmesi ve Ülkücü hesaplaşması

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Ülkü Ocakları’nın önceki Genel Başkanı akademisyen Sinan Ateş, Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırının ardından, muhalefet kanadı, cinayetin bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarılması gerektiğini dile getirirken, iktidar kanadından tek bir ses çıkmadı. Ateş’in öldürüldüğünü duyanların aklına yazar Yavuz Bahadıroğlu ile olan polemiği sonrasında MHP içindeki çekişmeler geldi.

Sinan Ateş, Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doçent olarak görev yapıyordu. Henüz 38 yaşındaydı. Evli ve iki kız çocuğu babasıydı. Ülkü Ocakları’nda genel başkanlık yapan tek akademisyen olarak kayıtlara geçmişti.

Anadolu Ajansı ve DHA’nın haberine göre, Sinan Ateş, arkadaşı Selman Bozkurt ile iktidar partisi mensuplarının takıldıkları mekanlar olarak bilinen Çankaya Çukurambar’daki bir binadan çıkarken motosikletli iki kişinin silahlı saldırısına uğradı

Cuma namazı sonrası gerçekleşen saldırıda, Bozkurt omuzundan yaralanırken, Ateş yakın mesafeden ense ve başının arka tarafından aldığı kurşunlarla ağır yaralandı. Ambulansla kaldırıldığı hastanede can verdi. Cenazesi bugün Bursa’da toprağa verildi.

Bu, olayın dün yaşanan kısmı. İşin perde arkasında parti içi hesaplaşma var. Gelin bu noktaya nasıl gelindi ona bakalım.

MHP, KERVANDAN AYRILANI AFFETMİYOR

1992 sonlarında eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarından Muhsin Yazıcıoğlu’nun MHP’den ayrılmasını yakından takip etmek durumunda kaldım. Yazıcıoğlu, ayrışma döneminde Alperen Ocakları adı altında bir yapılanmaya gitti. 

Alparslan Türkeş’in liderliğindeki MHP Genel Merkez yöneticilerinin talimatıyla, ülkücü gençler Alperen Ocaklarını bastı, Yazıcıoğlu’nun etrafında toplanan ülkücüleri ise gördükleri yerde tartaklayıp dövdüler.

Benzeri bir süreç, MHP’den ayrılan ülkücülerin Meral Akşener liderliğinde İYİ Parti çatısı altında buluşmasında da yaşandı. İYİ Parti’yi destekledikleri gerekçesiyle Yavuz Selim Demirağ, Orhan Uğuroğlu, Sinan Oğan, Suat Başaran, Selçuk Özdağ, Murat İde gibi birçok kişi ülkücülerin saldırılarına maruz kaldı. 

Bu isimler bizzat Balgat’taki MHP Genel Merkezi’nden geldiği belirtilen talimatlarla dövüldü ya da silahla yaralandı. Bunun temelinde de MHP’nin iktidara destek vermesinden dolayı, polis ve yargının saldırganlara yönelik hiçbir adım atmaması yatıyor. 

Yaptıkları yanlarına kar bırakılan saldırganlar, daha dün denecek kadar yakın bir tarihte, Kasım 2021’de Alparslan Türkeş Vakfı’nın düzenlediği Türkeş’i anma gecesini bastı. MHP Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ’dan emir aldığı belirtilen kişiler, bastıkları etkinlikte protokoldeki isimleri tokatladılar.

ATEŞ’İN ÖLDÜRÜLMESİNİ KINAYAN BİR MHP’Lİ ÇIKMADI

Sinan Ateş’in öldürülmesine, iktidar kanadı dışında hemen her kesimden tepki yükseldi. Tepki vermeyen sadece AK Parti ve MHP yönetimiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, SP lideri Temel Karamollaoğlu, YRP lideri Fatih Erbakan, GP lideri Ahmet Davutoğlu, DP lideri Gültekin Uysal, MP lideri Muharrem İnce, BTP lideri Hüseyin Baş taziye mesajı yayınladı. 

Bu arada bir not. Muhalefetten sadece İYİ Parti lideri Meral Akşener ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan’dan mesaj yok. İki lider de kişisel hesaplaşmaları nedeniyle sessiz kalmayı seçmiş olmalı.

Sinan Ateş, İYİ Parti’nin kuruluş aşamasında Meral Akşener’in “Ülkücü kardeşlerim” diye hitap etmesine, ’Ülkücü kardeşlerim’ diyen Akşener’le hiçbir Ülkücü kardeş değildir, olmaz. Akşener, DYP Genel Başkan Yardımcısı iken çocukların yaptığı Bozkurt işaretinden rahatsız olan biriydi” diye tepki göstermişti. 

Babacan’ın tepkisizliği ise önceki hafta Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezine düzenlenen silahlı saldırıda ölenlere başsağlığı dilemesine Ateş’in sert çıkışından kaynaklanıyor. Ateş, “Beyler bu vatan size neyledi? Ha Serok, ha Babacan ha… Hepsi bir, hepsi aynı alçak ve karanlık yolun yolcuları…” diye yazmıştı.

Oda TV’nin son yıllarda nasıl karakter suikastlarına giriştiğini kamuoyu yakından biliyor. Ancak, öldürülen Ateş ile ilgili bir gün önce çıkan haberi bu çerçevede değerlendirmek onlara haksızlık olur. 

Oda TV, 29 Aralık tarihinde, Sinan Ateş’in İYİ Partili ülkücülerle bir araya geldiği bir fotoğraf paylaştı. Ateş de bu paylaşıma, Oda TV yine ülkücülere ve MHP’lilere itibar suikasti peşindedir. ODA TV’nin kime ve neye hizmet ettiği gayet açıktır. Bizim tavrımız da duruşumuz da nettir. Yetiştiğimiz ocak Ülkü Ocakları, partimiz MHP’dir” diye karşılık verdi.

Bir kere şunu unutmamalı, Oda TV yayınladığı fotoğrafı Sinan Ateş’in paylaşımından aldı. Bunu da Ateş’in Ülkücüyüm demenin zor olduğu günlerde ülkücülük davası uğruna mücadele veren davamızın aksaçlılarıyla paylaşımıyla haberleştirdi. 

Burada bir bit yeniği aranmak isteniyorsa, Olcay Kılavuz’un cinayetten bir gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ziyaretinde aranmalı.

HESAPLAŞMA, YAVUZ BAHADIROĞLU İLE BAŞLADI

Yeni Akit yazarı tarihçi Yavuz Bahadıroğlu, Mart 2020’de TRT 1’de “Ya İstiklal ya Ölüm” isimli dizide Atatürk’ün yüceltilmesinden rahatsızlık duyduğu bir paylaşımda bulundu. Bunun üzerine, Sinan Ateş, 29 Mart 2020’de Bahadıroğlu’nu kastederek, “Türk milleti için koronavirüs kadar tehlikeli bir şey varsa o da Türk tarihine, Türk kültürüne, Türk büyüklerine ve Atatürk’e düşmanlık eden cemiyet mikroplarıdır” dedi.

Yavuz Bahadıroğlu olarak tanınan Niyazi Birinci, AK Parti MKYK Üyesi Mücahit Birinci’nin babası olduğu için Sinan Ateş’e duyulan tepki en tepeden MHP yönetimine iletildi. O sırada Ülkü Ocakları Başkanlığını yürüten Ateş, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye bağlılığını belirterek gelen talep üzerine 2 Nisan’da görevinden istifa etti:

“09 Ocak 2019 tarihinden itibaren şerefle yürütmekte olduğum Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanlığı görevimden akademik çalışmalarım ve üniversitedeki görevim nedeniyle bugün itibariyle Liderimizin müsaadeleriyle ayrıldım.” 

SİNAN ATEŞ, DIŞLANDI VE ÖRGÜTE ALINMAMA KARARI ÇIKTI

Sinan Ateş, MHP ve ülkücüler tarafından hizipçilikle suçlandı ve bir nefret söylemi olarak kullanılan “FETÖCÜ” diye itham edildi. Sinan Ateş, çevresine bir Atatürk düşmanının telkiniyle görevden alınmayı ve sonrasındaki yaklaşımı sindiremediğini zaman zaman paylaştı.

Ülkücülerin haber sitelerinden olan Orhunhaber adlı site, “Bir ihanet ateşi” başlıklı haber yayınladı ve Sinan Ateş’in Ülkü Ocakları’na girişinin yasaklandığını duyurdu. 

İşte bu aşamadan sonra her şey daha hızlı gelişti. Ateş’in yanında yer alan Mersin eski Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel’in yaşadığı bir olaydan sonra “intikamı” alınacağı duyuruldu.

Adana Kadirli’den Mersin’e geldiği söylenen dört kişi, bir bankanın ATM’sinden para çektiği sırada Ünel’e bıçaklı saldırıda bulundu. Silahına davranan Çağrı Ünel, saldırganlardan Emrullah Kaplan’ı ateş ederek öldürdü. Ünel, olaydan sonra tutuklanıp cezaevine konuldu.

Saldırganların, eski Ülkü Ocakları Başkanı (2012-2018 dönemi) ve Mersin MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un azmettirmesiyle Ünel’e saldırıyı gerçekleştirdikleri iddiaları medyada yer aldı.

Olay üzerine Mersin Ülkü Ocakları, Ünel’in kavgadan sonra arkadan ateş ederek Kaplan’ı öldürdüğünü öne süren bir açıklama yaparak, “Öldüren kişinin eski ocak başkanı olması eline bulaşan ülkücü kanını temizlemeyecektir” mesajını verdi. 

Ateş’in selefi yeni Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ise, ülküdaşlarının “FETÖ’cü bir hainin tetikçisi tarafından” öldürüldüğünü öne sürerek olayın azmettiricilerinden her türlü hesabı soracaklarını duyurdu. 

Dün Ankara Çukurambar’da yaşanan cinayet, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin onayıyla, Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ve Ocak Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın birlikte yaptıkları organizasyonla hayata geçirildi.

23 yaşındaki saldırgan E.C.Ç.’nin yaralama ve uyuşturucudan sabıkası bulunan bir kişi olması, onun tetikçi olarak tutulduğunu daha net ortaya koyuyor. Kamuoyu tarafından bilinmeyen pek çok şey MHP Genel Merkezi tarafından biliniyor olmalı ki şu saat itibariyle sessizlikleri devam ediyor. 

Sinan Ateş’in öldürülmesi sıradan bir cinayet değil. Siyasi cinayetler için atılmış bir işaret fişeği olarak önümüzde duruyor. Ateş’in görüşlerine katılmayabiliriz, yaptıklarını onaylamıyor olabiliriz. 

“Kırsınlar birbirlerini” gibi bir yaklaşım, insanlığa sığmayacağı gibi siyasi cinayetlerin kapı araladığı karanlık dünyayı görmemek olur. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Türk eğitim senden ayrılıp hürriyetçi eğitim seni takip edin bakalım bu olay sonrası ne yapacaklar?
    Büyük ihtimalle fesih ederler sendikayı

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin