Şeyh uçmaz sponsorları uçurur

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Görgüsüzlük, soradan görmelik hiç kimseye yakışmıyor. Herhalde en çok yakışmayan kesim de peygamberinin fakirliğini anlatıp prim yapan dindarlar olsa gerek. Neden böyle bir girişle yazıya başladığımı anlatayım.

Miraç Orbay adında sonradan görme biri, iş tuttuğu kişinin gönderdiği özel jetle Adana’dan İstanbul’a geliyor. Kendini “Yetimlerin Hizmetkarı Hoca” olarak tanıtan Miraç Orbay, bu seyahatini videoya kaydedip/kaydettirip sosyal medyada yayınlıyor. Niçin “kaydedip/kaydettirip” ifadesini kullandığım açık. 

Şahıs yolculuğunu kendi kayda alıyor. Ancak yayınlananlar, kendi çektiği görüntüler değil. Sosyal medyada yayınlanan görüntüler. İşi bu yolculuğu kayda almak olan bir başkası tarafından çekilenler.

Görüntüleri kayda alan kişi de işini fena yapmıyor. Çekimin, hangi anda hangi görüntünün kadraja girmesi gerektiğini bilen biri tarafından yapıldığı çok net anlaşılıyor.

 

Bu görüntülerin iki tarafı var. Biri kameranın önündeki, diğeri bu şahsın “Atıf Abi” diye sözünü ettiği kişi.

Önce görünen tarafla ilgili olanına bakalım. Arka planda olan “Atıf Abi” bu işi reklam amacıyla yaptığı belli. Miraç Orbay denilen şahıs da sponsorunun hakkını vermek için elinden geleni yapıyor. Tabii işe bir güzel dini sos karıştırarak sunuyor.

“Atıf Abi evet kendisini özlediğimi söyledim. Hocam ben de seni özledim. Özel jetimi gönderiyorum. Seni aldırıyorum” diyor. Adana’dan ayrıldıktan sonra çektiği videoyu, “Bir saat 10 dakika sonra İstanbul Atatürk Havalimanı’nda olacağım. Cuma namazını Allah izin verirse Ayasofya’da kılacağız kardeşlerim” diyerek din sosunu sürünce iş tamam oluyor.

ALİ AĞAOĞLU’NUN DİNCİ VERSİYONU

Müteahhit olarak tanıtılan Miraç Orbay’ı Adana’nın köklü müteahhitlerinden tanıyan yok. Kendini inşaatçı olarak tanıtıyor ama daha çok Seyhan tarafında “yap sat” tarzı işler yaptığı biliniyor. 

Esas bilinirliğini sağlayan, inşaatçılığı değil. Yaptığı küçük yardımları büyük tanıtımlarla satması. “Yetimlerin Hizmetkarı Hoca” diye kendine yakıştırdığı sıfat da bunu ortaya koyuyor zaten. 

Müteahhit Ali Ağaoğlu, inşa ettiği gayrimenkulleri satmak için yaptığı çapkınlıkları magazin malzemesi olarak medyaya servis ettiriyor. Bunun üzerinden popülerlik sağlayıp kendine ön açıyor.

İnşaat sektörünü takip edenler, Ağaoğlu’nun her yeni projesinde bir sevgili edindiğini ve onunla gündeme geldiğini bilirler. 

Adanalı Miraç Orbay da Ali Ağaoğlu’nun yöntemini uygulayamayacağını bildiği için kendince yetimleri kullanmaya karar vermiş. Yaptığı iyiliklerin reklam payını düşecek olsan geriye muhtemelen iyilik kalmayacak.

Günümüz Müslümanı için artık, “Bir elin verdiğini öbür el bilmeyecek” dönemi geride kalmışa benziyor. Ne yardım yaptığın, ne kadar yaptığından daha önemli bir husus var: 

Yaptığını ne kadar iyi pazarladığın…

ATIF HARMANDA VE BİLİNMEZLERİ

Reklamcı Miraç Hoca’nın sözünü ettiği “Atıf Abi”, Atıf Harmanda’dan başkası değil.

Atıf Harmanda adı, Türkiye’nin son 20 yılında ekonomiyi takip etmeyenler için bir şey ifade etmez. Bu isim ilk olarak 2005 yılında duyulmaya başlandı.

Harmanda, 2003’te kurulan ve 2005’te çıkmaza giren iki uçağı ve geniş bir seyahat acenta ağı bulunan Anı Tur’u satın almasıyla tanındı. Orient Otel zincirinin de sahibi olan Atıf Harmanda, Anı Tur’u Hollandalı ortağı Rudolf Crakue ile birlikte satın aldı

Aynı Atıf Harmanda, daha sonra bu Hollandalı şirketle bozuşup mahkemelik oldu. 

2007’de 7’si mürettebat 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan Isparta’daki şaibeli uçak kazası, bu ortakların arasını bozdu. 

Hollandalı Rudolf Crakue; Atlas Jet’in sahibi Murat Ersoy, Atıf Harmanda ve Yavuz Çizmeci hakkında Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na, ‘evrakta sahtecilik’ , ‘dolandırıcılık’, ‘hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaktan’ suç duyurusunda bulundu.

Hollandalı firma, “Harmanda, müvekkilimin havacılık dışındaki gerek yurtiçi gerekse yurt dışındaki diğer ticari faaliyetlerinde de çok sayıda suistimaller yapmış. Yüzde 50 ortak olmamıza rağmen Atlasjet’e uçak kiralanmıştır. Kiralama bedelleri şirket hesaplarına yatırılmamıştır” iddiasında bulundu. 

MİRAÇ ORBAY’A GÖNDERİLEN ÖZEL JET KİMİN?

Sosyal medya hesabı Winpoot’un reklamını yapmak üzere hazırlandığı anlaşılan bu çekimlerin gerçekleştiği TC-ALT kuyruk yazılı uçağın kime ait olduğuna baktığımızda karşımızda ilginç bir isim çıkıyor.

Bu uçak, geçtiğimiz günlerde Milas-Bodrum Havalimanı’nda uçuş trafiğinin durmasına sebep olduğu için gündeme gelmişti. 

Hawker 800XP tipi uçak, Ziver Havacılık işletmesi üzerine kayıtlı. Uçağın sahibi olarak da Melih Can Harmanda görülüyor. 

Melih Can Harmanda kim derseniz, Miraç Orbay‘ın videoda “Atıf Abi” diye sözünü ettiği Atıf Harmanda’nın oğlu. 

Atıf Harmanda ise hakkındaki iddialara sosyal medya hesabıyla cevap vermeyi tercih ediyor:

@bjk1903atifBen Yaparım, Siz 📌İFTİRA 📌Atarsınız ?♬ orijinal ses – WİNPOOT

Peygamberin çektiği sıkıntıları topluma anlatmayı seçenler, gösterişli, şatafatlı hayatlarını yansıtmaktan çekinmiyor. 

Size fakirliği, açlığı övüp cennet vaat edenlerin bu dünyadaki yaşantılarını görme açısından mihenk taşı niteliğinde bir video bu. 

Miraç Orbay ile Atıf Harmanda aşkının yakında ne kirli meyvelerini göreceğiz bakalım.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Adam belli ki toplumun sinir uclarini zorlamak icin görevlendirilmis. Satafatmis ne satafati, kim bilir ne falsolari var ki bu tiyatrolari oynamak zorunda kaliyorlar. Erdoganin gitme ihtimalini sanki bu tipler görmüyor mu, gidince basina neler gelebilecegini tahmin etmiyor mu? Hepsi ediyor ve satafatla matafatla isleri yok, zevk aldiklari da yok. Adnan Oktar, etrafindaki kizlar, erkekler, bütün o sarafatin gercekle alakasi olmayan bir hokus pokus oldugunu bilmiyorlar miydi, polisin ne zaman harekete gececegini merak icinde beklemiyorlar miydi?
    Diyelim ki, o adam o jete satafat sarhoslugunda bindi. Böyle bir sey ne kadar absürtse böyle bir yazi kaleme almak da o kadar absürt bi sey. Ortada satafat sarhoslugu gibi absürt bir durum yok. Geriye absürt olarak iste bu yazi kaliyor.

  2. Medya, iletişim derslerinde ilk öğrenilen şey, televizyon programları ve özellikle reklamların en düşük zeka seviyesi insana göre hazırlanmasıdır. Bahsigeçen şeyh olayında ki durum, o zeka seviyesindeki insanların da anlayacağı türden, bir tuhaflık olduğu açık. İdeolojik bağnazlıkla bakanlar hariç, mahallesi ne olursa olsun bu Şeyhi izleyince bu işte ki hamlığı herkes anlayacak.

    Hal böyle iken, tuhaflık-HAMLIK izlerken net görülürken, neden böyle bir şey yapıldı, sorusu ön plana çıkıyor?

    Ya hitap edilen kitlelerin IQ seviyesi çok düştü biz farkında değiliz, bunu yiyecekler, ya da bu işte bir tuhaflık var, ya da hakikaten biz toplumumuzdan uzağız, böye insanlar Adnan Oktar gibi vardı, biri daha yeni çıktı ortaya.

    Yarın Ahaber de bu şeyhin bir kurgu olarak müslümanlara çamur atmak için yapılmış bir kurgu olduğu, çarşaf çarşaf yayınlansa ne olur mesela? Bence saflar sıklaşır.

    Ama daha önemlisi şu, yarın Ahaber de bu şeyhin hamlığı ortaya çıkarılmaması asıl şaşırtıcı olandır.
    Çıkarılması değil, çıkarılmaması beni düşündürür. Zira, böyle bir HAMLIK arayıpta bulunmayacak bir durum Siyasal İslamcı medya için.

    Diğer yandan kime yarar ki bu video diye düşünüyorum. Sosyal medyada yayılacağı belli olan bu görüntünün hedefi Z kuşağı mı aceba diyorum.

    İşi gücü toplum mühendisliği olanların elbet bir hesabı vardır da, münferit olmadığı ortada olan bu olayın, mantığını anlamaya zihnim yetmiyor.

    Şunu iyi biliyorum ki, 17/25 Aralıkta tüm belgeleriyle ortaya konan duruma inanmayan bir Siyasal İslamcı kitle ve onun dış hinterlandı milyonlarca insan, büyük resmi görüyorum modunda ki, bu video onlar için komedi olur. Onlar zaten hemen bu video da büyük resmi görürler.

    Kararsızları Akp karşıtlığına yönlendirme amacı desem, bu seferde bu çok amatörce, bu video daki Hamlık Siyasal İslamcıların arayıpta bulamadağı bir durum.

    Demem o ki, bir bilen varsa açıklasın. Bu videolar neden çekilir? Eğer Siyasal İslamcılar, bunu gole çevirecek yayın yapmazlarsa, huylanırım demiştim, ama kaldı ki, yayın yapmadılar neden bu fırsatı kaçırdılar ki diye düşünürüm.

    Neyse, atom mühendisliği, fizik mühendisliği, elektrik elekronik mühendisliği diye bir sürü bölüm var, açıp hobi olarak bile birşeyler öğrenilir de,

    Hakkaten şapka çıkardım bu videoyla, toplum mühendisliği başka bir şey.

    Anlayan geri gelsin.

    Yoksa, Ahmet Karabeyin yazısını kabul etmek zorunda kalıcam.
    ………………………………………………………………………………

    Sevgili Yazar, Ahmet Karabey bey,

    Aramızı bu tarz yazılar, konular elbette bozamaz. Niyet hayr, akıbet hayr olsun diyoruz inanıyorum ki ikimizde. Lakin, sevgili Karabey,

    Hamlığı-tuhaflığı ortada olan bir yayını, bir profesyonel tarikat şeyhinin uçağa binmesiyle bir tutmayacağınız orta da, bizim gördüğümüzü saniyeler içinde siz de gördünüz de,

    işte ondan diyorum ki,

    sevgili Karabey,

    Lütfen okuyucunuzun zekasını hafife almayın, lütfen çok rica ediyorum.

    Havadan nem kapan yazılarınızın yanına bunu koyunca, demek ki, bazen görmek istenmeyince de görmeyebiliyor diyor insan.

    ………………..

    Fransız Sinemasının ünlü yönetmeni Brenson,

    “iyi sinema yapmak için bir eşek, yüz kadar koyun, bir de saydam kız yeter! tek şartla: eşek, kameranın önünde duracak” demiştir.

    Brenson sineması için oyuncu yoktur, model vardır, otomatikleştiklerinde çevrelerindeki kişi ve nesnelerle doğru ilişki kurarlar. zaten insanın hareketlerinin de büyük çoğunluğu alışklanlıkların, otomatizmin eseridir. karakterlerde bir gelişim gözlemlenmez, iç çatışmalar dışarıya yansıtılmaz.

    Sevgili Yazar,

    Sizin okuyucu kitlenizi , Brenson sinemasınndaki gibi alışılmış hareketleri yapan, otomatik davranış modelleriyle katkı sağlayan bir kitle olarak görmediğinizi biliyoruz, ümit ediyoruz, hal böyleyken, okuyucunuzu bir modelmiş gibi kabul eden bir yazı olarak gördüm bu yazınızı.

    Açık olmak gerekirse, videonun hamlığına değinmemek, üstelik kurguyu sapasağlam dörtbaşı mağmur bir şeyh vakası üzerine kurmak, bir okuyucu olarak beni üzdü.

    Sürçü lisan ettimse affola.

    Hürmetle..

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin