Semra Kuytul: Eşim AKP için ‘Zulümle Kalkınma Partisi’ deyince bardak taştı

Furkan Vakfı’nın tutuklu kurucu Başkanı Alparslan Kuytul’un eşi Semra Kuytul, karşılaştıkları baskıyı ve nasıl susturulmak istendiklerini anlattı.

Geçen hafta gözaltına alınıp serbest bırakılan Semra Kuytul, Ahval’in ‘Konuşa Konuşa’ programına konuk oldu. Kuytul, vakfa yönelik baskıların, eşinin AKP için söylediği ‘Zulümle Kalkınma Partisi’ ifadesinden sonra zirveye çıktığını belirtti.

Kuytul, “Herkesin sustuğu bir zamanda böyle bir çıkış yapması, korktuğu bir süreçte çok büyük bir yankı uyandırdı. Benim tahminim, evet öncesinde rahatsızlık bize karşı artıyordu ancak o konuşmasının bardağı taşıran son damla olduğunu düşünüyorum.” dedi.

ALPARSLAN KUYTUL, 24 OCAK’TA SERBEST KALDI, TEKRAR TUTUKLANDI

Alparlan Kuytul, Furkan Vakfı soruşturması kapsamında 350 gün yattığı Bolu F Tipi Cezaevi’nden 24 Ocak’ta Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla tahliye edilmişti. Ancak Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine 25 Ocak’ta tekrar gözaltına alınıp tutuklandı.

Semra Kuytul, Furkan Vakfı’na yönelik baskının geçmişini, iktidarın kendilerinden nasıl ‘susmalarını’ istediğini ve AKP’nin aslında İslami bir parti olmadığına dair tespitlerini özetle şöyle anlattı:

HER ŞEY DÖRT-BEŞ YIL ÖNCE BAŞLADI

(Her şey 4-5 yıl önce başladı) salonlar verilmedi, konferanslar iptal edildi. Ankara’da konferans yapmıştık. 10 bin kişi katılmıştı. Mevlit kandili programıydı. Konya’da bir konferansımız iptal edildi son anda. Salonlar dolu denmeye başlandı.

‘Furkan Vakfı’na (salon) veremiyoruz’ cevapları almaya başladık. İslami konularda konferanslar tertipliyordu Alparslan bey. Düğün salonlarına kadar indik. İslami dersler, konferanslar verdik. Allah sevgisi, Allah Resulu’nun sünneti gibi İslami konuları anlatıyordu (Alparslan Kuytul).

Furkan Vakfı’ndan denilerek fişlenen arkadaşlarımızla program yapamaz hale geldik. Konferans yapmayı bırakmak zorunda kaldık.

GÜLEN ELEŞTİRİSİ YAPINCA SORUN OLMUYORDU

(Ancak) hükümete yakınlığı ile bilinen bazı gazetelerde, televizyonlarda (Alparslan Kuytul’un) Gülen eleştirilerini gündem ettiklerini, televizyonlarda konuşturduklarını biliyorum. (İktidar medyası için) kendi stratejileri ile uyumlu olunca sorun olmuyordu (konuşmamız).

Ne zaman ki onların aleyhine hükümetin, yanlışlarını ortaya koyan konuşmalar yaptı hocaefendi (her şey değişti).

Bize yönelik baskının ana sebebi var: Bu memlekette, genel olarak İslamın tam olarak anlatılmasından bir takım güçler var rahatsızlık duyuyor. Çözüm süreci konusunda da hocaefendinin söylemi buydu, ‘silahlar sussun, Kürtler de Türkler de Müslüman, Kuranla çözebiliriz’ diyordu.

HÜKÜMETİN İSLAMİ YANLIŞLARI EŞİMİ RAHATSIZ ETTİ

Hükümetin İslami olarak yanlışlarının çok olması, Müslümanlara zarar verecek politikalar izlemesi hocaefendiyi de rahatsız etti.

Nasıl ki Gülen camiasında gördüğü yanlışları açıkça söylediyse, bu konuda da (iktidarın) hatalarını anlattı. Eleştirilerinin dozunu yükseltmek zorunda kaldı. Çünkü hatalar bariz bir şekilde ortaya çıktı.

Yapılan operasyondan 15-20 gün önce zulümlere dikkat çekmek için, AKP’ye, ‘Zulümle Kalkınma Partisi’ demek lazım gibi çok net bir ifade kullandı hocaefendi. Herkesin sustuğu bir zamanda böyle bir çıkış yapması, korktuğu bir süreçte çok büyük bir yankı uyandırdı.

FURKAN VAKFINI ŞU AN KAYYIM YÖNETİYOR

Benim tahminim, evet öncesinde rahatsızlık bize karşı artıyordu ancak o konuşmasının bardağı taşıran son damla olduğunu düşünüyorum.

(Vakfımız) faaliyetten men edildi, kayyuma devredildi. Kayyum tarafından idare ediliyor.

(‘Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz’ sorusuna yanıt olarak) hayırlı hizmetlerde bir araya gelmiş topluluk olarak kullanılan cemaat tanımı yapıyoruz.

Engellemeler öncesinde daha lokal bir cemaat iken, engelleme süreci ile birlikte dikkat çekmeye başladık. ‘Neden engelleniyor, şimdi neden yapıldı’ diye soruyor insanlar. 4-5 yıl önce Adana merkez ve birkaç ilde zemin bulmuşken, şu an Türkiye’nin çok çeşitli, ücra yerlerinden takipçilerimiz olduğunu anlayabiliyoruz.

YURT DIŞINDAN BÜYÜK İLGİYLE TAKİP EDİLİYORUZ

Yurtdışından da büyük ilgiyle takip ediliyoruz. ABD, Kanada, Avusturya ve Avustralya. Bize ulaşıyorlar.
(AKP ile ilgili) ‘İslam gömleğini çıkardık’ diyen insanlar bunlar. Oy veren kitle, İslamla özdeşleşmiş olarak görmekte inatçı, aslında İslamdan uzaklaşmış durumdalar. İslamcı olarak görmeye çalışıyor.

Tayyip Erdoğan, ‘din gömleğini çıkardık’ diye başladı zaten, bir tecrit hareketi olarak başlandı.

İslami argümanları kullanıyorlar ancak faaliyetlerine bakılınca – bir başörtüsü sorununun halledilmesi meselesi oldu – onun dışında genel olarak bakılınca, Irak savaşına destek verdiler, 1,5 milyon Müslüman öldü orada.

ABD, gibi savaş ve zulme imza atmış devletle stratejik ortaklık kuruldu. Bunu CHP yapsaydı, Müslümanların şiddetle karşı çıkacağı bir hareket olurdu.

‘BU HATADIR, İSLAMÎ FAALİYETLER BİTİRİLİYOR’ DEMEMELİ KİMSE

Aslında İslama verilecek zararların kamufle edilmesi için İslami grupların ağırlıkta olduğu bir kesimde sessizlik ve sükunet isteniyor. Bir sürü vakıf, dernek kapatılmış durumda. AK Parti eliyle bir şeyler yapılmaya çalışınca, başarıya ulaşması için sükunetin olması şart.

‘Bu hatadır, yanlıştır, bitiriliyoruz, engelleniyoruz, İslami faaliyetler durduruluyor, cemaatler bitiriliyor’ dememeli kimse, o noktada birinin uyandırmaması lazım. Uyuyan insanları uyandırmaması lazım. Susması gerekiyor dolayısıyla. Hocaefendinin ‘suç değil, sus’ tespiti çok haklı bir tespitti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin