‘Seçimden sonra ekonomik kriz derinleşecek’

Seçimlerden sonra krizin derinleşeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Erinç Yeldan, “Durgunluğa alışmış, iflas edenin de teşvik verilenin de siyaset tarafından belirlendiği çarpık bir ekonomi bizi bekliyor” ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Yeldan, enflasyon ve döviz gibi ekonomik krizin ana göstergelerinin baskı altına alınıp, makyajlandığını belirtti.

Yeldan, “Krizi uluslararası bir komplo olarak algılanıp, sorumluluğunun da ‘dış mihraklara’ atılması günü kurtarma çabası” dedi.

Cumhuriyet’in haberine göre, enflasyon ve döviz gibi ekonomik krizin ana göstergelerinin baskı altına alınıp, makyajlandığını söyleyen Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, “Martta açıklanacak 2018’in son çeyrek büyüme rakamlarıyla birlikte derin bir kriz içinde olduğumuz anlaşılacak. 2019’un bütününe baktığımızdaysa giderek durgunluğa alışmış bir ekonomi bizi bekliyor” dedi.

Ülkenin yerel seçimlere kadar ekonomik sorunları öteleyen siyasallaşmış bir ekonomi gündemiyle meşgul olacağına dikkat çeken Yeldan şu yorumu yaptı: “2019, üretim kazanımları yerine spekülatif emlak rantlarıyla ya da kaynağı belirsiz sıcak parayla yapılan tüketim ve yatırım harcamalarıyla geçiştirilecek. İflas edenin de, teşvik verilenin de siyaset tarafından belirlendiği çarpık bir ekonomi olmaya doğru gideceğiz.”

SORUNLAR ÖTELENİYOR

Yalnızca 2019’da değil, 2023 ve sonrası için de Türkiye’nin sağlıklı sürdürülebilir bir yatırım, büyüme ve üretkenliğe dayalı bir gelişme çizgisinden giderek uzaklaştığına dikkat çeken Yeldan şöyle devam etti: “Belki saman alevi gibi konjonktürel birtakım parlamalar yaşanır, ancak genel eğilim giderek artan yoksulluk, daha düşük ücretler, daralan talep ve bunun geçiştirildiği bir Venezüella ekonomisi tipinde bir gelişme.”

Düşürülen ÖTV, borç yapılandırmaları ve konkordato talep eden şirketlerin ayakta tutulmasıyla ekonominin çarklarının döndürülmeye çalışıldığını dile getiren Yeldan, “Geçen yaz patlak verip, derinleşen ekonomik kriz kendi kendine oluşmadı. Bunlar son 3 senedir yaşanan seçim gündeminin bir parçası olarak ekonomiyi aşırı büyümeye sürükleyip, iktidarın oy satın alma yönteminin bir yansıması. Bunun uluslararası bir komplo olarak algılanıp, sorumluluğunun da ‘dış mihraklara’ atılması günü kurtarma çabası.”

“HUKUK GÖZTİLMELİ”

Sorunun her şeyden önce hukuk meselesi olduğunun da altını çizen Yeldan, “Başkanlık rejimi ve devletin içindeki kurumların sorumluluklarının muğlaklaştığı, bürokrasinin risk almaktan çekindiği bir sürece girdik. Siyasal sistemin demokratikleşmesi yönünde atılacak en önemli adımlardan biri, hukukun üstünlüğünü gözetecek bir idare anlayışıdır” dedi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Esas “vicdan krizi” yasaniyor.
    Insaniyet sukut arefesinde.
    Hergun ibretlik ve urkutucu insanlik dramlari; vahsi cinayetler, parcalara ayirip gomeler, yakmalar, intiharlar…
    Insanlar sahipsiz; tutunacak dal bulamiyorlar.
    Insanlar rotasiz, ulkenin inanc sisteminin ici bosaldi,
    Inanmasa da bir sekilde saygi duydugu degerler anlamsiz hale geldi.
    Insanlar degersiz; bir oyverenden başka birsey degiller.
    Hedef, toplumun refahi degil, saltanatin devami,
    Konu, zulmgorenlere gelince denecek soz yok. Rabbi inni maglubun fentasir. Kurtar Allâh’im.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin