Sayın bakanımı kızdırmışlar ya!

YORUM | BARBAROS J. KARTAL

Vay arkadaş ya, aile ile ilgili bir sürü iddialar ortaya atıldı. Bir kız kardeşin AKP’li belediyeleri nasıl söğüşlediĞİ yazıldı, çizildi. Bir diğer kız kardeşin liyakatsiz bir şekilde nasıl Kuveyt’e büyükelçi atandığı tartışıldı. Bir erkek kardeşin BTK gibi kritik bir kuruma başkan olması eleştirildi. Bir diğer kardeşin aynı kurumda tepe noktada olması üzerine istifa etmesi gündem oldu. Diğer akrabaların bilmem nerelere gelmesi bir türlü bitmedi. Bakan hanım bir satır açıklama yapma gereği bile duymadı. Ne zaman “eşinden boşandı” diye bir haber çıktı. Aman Allah’ım o nasıl bir kükreme. Sanırsın ki boşanmak çok ahlaksızca bir şey. Milletin parasını çalıyorlar iddiası ciddiye bile alınmayacak, zaten adiyattan. Ne var ki, di mi?

Eşinizde Bylock çıktığı iddiasına niye bu kadar sinirleniyorsunuz? Senin biatında bir sıkıntı yok ki gelip eşini tutuklasınlar. Zaten bu Bylock denen melanet bir tek size uğramamış. Biraderin BTK başkanı. Emniyet de zaten hemen bir açıklama yaptı listelerde yokmuş eşiniz diye. Boşuna panik.

Esas siz açıklamaya gelin. Bakın ne diyor  sayın bakan Fatma Betül Sayan Kaya:

“Bugün bazı basın-yayın organlarında ve sosyal medyada ne etik ne hukuki ne de insani hiçbir değeri gözetmeksizin şahsım hakkında mesnetsiz iftiralara yer verildiği görülmektedir.”

Vay vay vay. Sayın bakanım, sizin insani değerlerden haberiniz var mı? Kadınlardan sorumlu bakan olarak sizin döneminizde Türkiye tarihinde kadınlara yönelik en büyük işkenceler gerçekleşiyor. Burada yazmaya insanın elinin, kalbinin varmadığı şeyler yaşanıyor. On binlerce kadın hiçbir gerekçe gösterilmeden cezaevinde. Yaşlı başlı teyzeler ters kelepçe ile yollarda sürükleniyor. Yeni doğmuş bebekler en iğrenç şartlarda bir hapishane hücresinde hayata tutunmaya çalışıyor. Çocuk istismarı sizin vakıfların tüzüğüne girdi. Bir kere bile hamile kadınların başında bekleyen polisleri ağzınıza aldınız mı? “Ya bu kadar da biraz fazla” dediniz de biz mi duymadık? Hangi insani değerlerden bahsetmeye hakkınız var.

Devam edelim:

“Kasıtlı olarak üretilen bu senaryolar tamamen gerçek dışıdır, hayal ürünüdür ve alçakça bir komplonun parçasıdır. Evli ve iki çocuk annesi biri olarak şahsımın özel hayatını da konu edinen bu iftiralar, bunları ortaya atan ve yayanların kirli hesapları uğruna her türlü insani ve ahlaki değeri ayaklar altına alabildiklerini göstermektedir.”

Zaten alçakça bir komplo dememiş olsa açıklama eksik kalırdı.  Bence önce “alçakça komplo” ifadesini yazmışlardır diğer cümleleri alta üste koymuşlardır. Mutlaka ilerleyen satırlarda hükümeti yıpratmak, yıkmak falan da gelir. Türkiye Cumhuriyeti bakanına bu alçak komployu başlatanlar ile ilgili hemen harekete geçtiniz inşallah. Kurtuluş savaşı veren hükümetimize karşılık bu tür hainlerin ihanetlerine devam etmelerine asla müsaade edilmemeli bence. Öyle yarım ağız bir özür ile yırtmamalı kimse değil mi? Bakın Berat’a… Damat, bütün dünyaya saçılan herzelerini ve hırsızlıklarını haber yaptı diye gazetecileri nasıl  hücrede çürütüyor. Oyuncakları elinden alınmış çocuk gibi yıktı ortalığı.

“‘Çamur at izi kalsın’ anlayışıyla itibar suikasti çabası içine girmek terör örgütü FETÖ’nün çaresiz ve ucuz taktiklerinden biridir ve anlaşılmaktadır ki; bahse konu basın mensupları tarafından bu taktikler hevesle sahiplenilmektedir.”

Ben de diyordum ne zaman gelecek FETÖ. Ruh hastaları. Ya sayın bakan, Cemaat zaten Bylock’un saçma sapan bir şey olduğunu asla delil olamayacağını söyleyip duruyor. Bylock’tan tutuklanan on binlerce masumun sebepsiz yere hapis yattığı bütün uluslararası raporlarda yer alıyor. İnanın Cemaat’in şu an en son isteyeceği şey Bylock çıktı diye kocanızı boşamanız. Bilakis, “Bylock’u var olsun, kimde yok ki? Hem kalbi temiz” demenizden başka  hiçbir şey mutlu edemez insanları.

“Şahsımız üzerinden hükümetimizi yıpratmaya yönelik bu tür algı operasyonu ve iftiralar, FETÖ ile kararlı mücadelemizden bizi alıkoyamayacaktır.”

Ha geldi işte, hükümet meselesi. Lafı söyleyen belli, nerede söylediği belli hangi ara Cemaat girdi işin içine. Cemaat bugünlerde güçlü değil. O yüzden İsmail’in (Küçükkaya) Cemaat’e yaltaklanması söz konusu bile olamaz. Ha Zaman’ın İnönü’deki locasından çıkmazdı bir de Mustafa Ünal’ın yakın dostuydu ama kripto demek çok ayıp olur. Bu arada affedersiniz de hangi bakanın bir kıymeti harbiyesi var da bir bakan yıpranacak ve hükümete bir şey olacak. Hepinizin hayatı birinin iki dudağı arasında. Seni aldım, seni attım. O kadar… Sanki bir bakan olarak bir anlamınız varmış da, sizin üzerinizden bir şey olacakmış hükümetimize. Daha neler…

Sayın bakanım bu kadar büyük büyük lafları Hollanda’da etseydiniz vallahi polis size yolları açar, size eskortluk bile ederdi. Adamların “Bizde seçim var, lütfen şimdi gelmeyin haftaya gelin” demelerine rağmen bacadan girer gibi şartları zorlayıp ama zoru görünce “Please let me go” (lütfen bırakın geçeyim) diye mırıldanıp, aynen iade olup bizi rezil etmenizden sonra büyük bir pişkinlikle Hollanda Fatihi demeleri sizi epey gaza getirmiş anlaşılan.

Ama bir konuda size haksızlık yapılıyor. Sizin kardeşlerinizin gündeme gelmesi size büyük bir yanlış. Çünkü onlar sizden dolayı değil Saray’daki efendinizin çok yakın dostu babanızdan dolayı o görevdeler. Siz de dahil. Evinize sık sık gelen ve Tayyip Amca diye hitap ettiğiniz zatın avukat babanız hatırına size dağıttığı ulufeler bunlar. Belki sadece hatır değildir.

Ama inanın siz, kısa bakanlığınız döneminde bu kirli dönemin sembol isimlerinden olmayı başardınız. Bu dönem ne zaman bahse konu olsa, siz de her zaman yad edileceksiniz. Allah güzel bir CV nasip ediyor ama içine her zaman insanlık koymuyor. Çünkü onu okulda öğretmiyorlar.

Boşanma işine de o kadar tepki göstermeyin. Bir çok kabine arkadaşınız ve partili vekiliniz boşandı. Onlara ayıp olur. Allah size, doktor eşinizle bir ömür birlik ve beraberlik nasip etsin.

Doktor demişken eşinizin ilkokulu ve ortaokulu Hakkari’de, liseyi Van’da bitirip Cerahpaşa Tıp’ı kazanması büyük bir başarı öyle değil mi? Gençlerimize çok güzel bir örnek. Ülkenin geri kalmış yerlerinde ne okullar ne öğretmeler ne dershaneler varmış demek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. 28 şubat sürecinde, saç açmayı çağdaşlık diye yutturan fönlü teyzelerden gına gelmişti!.. Bu günlerde ise Hilal Kaplan, Halime Kökçe, Esra Elönü, BikeredenBişeyOlmaz Bakanı, KutudakiParalarZekattır kafalı çarşalıEmine teyzemiz, Nihal B.K. Ve daha nicelerinden… Allah nasip eder de bir gün diktatör olursam, tüm kadınların saçlarını zorla kazıtmayı düşünüyorum! Ve dazlak gezecekler; örtü de yasak, saç da!

    Şimdi bana kızarlar, ama diktatör olduğumda bol bol cami, kuran kursu, imam hatip ve tabi ki duble yol yapmayı düşünüyorum 😉 bi de tecvitli kıraatimi duyunca bağrınıza basarsınız beni de nasıl olsa 🙂

    Hamdolsun

  2. Sayın hocam,bu zulümleri kendileri yapmıyorlarmış gibi bir de insanlıktan dem vuran,bu kişilere(terbiyem el vermediği için demiyeceğim bir şey….) en güzel cevap niteliğindeki yazınız için teşekkür ederim.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin