Sayfo ile yüzleşmek

YORUM | YAWSEF BETH TURO*

İnsanlık tarihi boyunca toplumların nesiller boyunca aktardıkları, çocuklarına öğreterek oluşturdukları kültürel kodlar, bir ağacın köklerini toprağın derinlerine saldıkça sağlamlaşmasına benzer. Bu yüzden bir toplumun geçmişi, tarihi, kültürü gelecek nesillerin yetişmesinde bir ağacın meyvesinin olgunlaşma sürecinde olduğu gibi önem arz eder. Ancak tarih boyunca bazı toplumların geçmişi katliamlarla, soykırım ve inkâr politikalarıyla silinmek istenmiştir. Tıpkı Sayfo Katliamı ile Süryani halkına yapılmak istenen gibi…

Biz, Süryani toplumlarının, kendi tarihi ve maruz kaldıkları yok edilme politikasını anlama, doğru okuma ve analiz etme noktasında oldukça yol kat ettiği kanısındayım. Toplumlar arası diyalog ve barış için yüzleşmenin ne derece önemli bir adım olduğunun bilincindeyiz. Ancak bazı soruların sorulması ve kendi dinamikleri içinde değerlendirilmesi gerektiğinin de farkındayım.

Peki neden yüzleşme bu derece önemlidir?

Bu bir gereklilik midir veya yüzleşme çözüm arayışına katkı sağlayacak mıdır?

Bir olayı ileri sürenle, inkâr eden kimselerin yüz yüze gelerek fikirlerini paylaşması, sözlü olarak dile getirmesi şeklinde açıklanır yüzleşmek. Yüz yüze gelmek… Peki biz bunu niye yapamıyoruz? Neden yıllardır bu konu erteleniyor veya göz ardı edilmeye çalışılıyor? Oysa bu konu ertelendikçe üzerimizdeki yük giderek ağırlaşıyor, toplumumuza ve gelecek nesillerin huzur ve barış içinde yaşama ortamı elde etmesinin önündeki engeller giderek büyütülüyor. Bu nedenle toplumların bir arada yaşama hayalinin ve bunun inşasının sağlanması noktasında bize de büyük bir iş düşmektedir. Bir davanın görülmesinde, iki tarafın yüzleşmesi ve kapanmamış hesapların görülmesi elzemdir. Kanaatimce, işte tam olarak bu yüzden Sayfo soykırımının iki tarafının samimiyetle yüzleşmesi ve aynı zamanda toplumların kendi içinde de bir yüzleşmeyi gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Hem mağdur hem de fail taraf, bu yüzleşmeyi geleceğe daha samimi, daha yürekli ve emin adımlarla ilerleyebilmek için yapmalıdır. Aslında bu yüzleşme için hiçbir zaman geç sayılmaz. Ama bu sorun ötelendikçe, görmezden gelindikçe iki tarafın da yüzü ağırlaşmakta ve çekilen cefa katmerlenmektedir.

Unutulmamalıdır ki, hiçbir sebep bir soykırımı meşru kılamaz. Bireysel eylemler veya toplumun kendisinden bağımsız ancak toplumun içinden kişilerin yaptığı kanunsuzluk veya düzen bozma girişimi, bir halkın veya etnik yapının topyekûn cezalandırılmasına, topraklarından sürülmesine, sindirilmesine veya soykırıma uğratılmasına gerekçe olarak gösterilemez.

Buradan hareketle yüzleşmenin samimiyetle yapılması ve bir toplumun yok edilmesinde öne sürülen suçlamaların yersiz oluşunun kabulü önemli bir adımdır. Fakat yüzleşme, tek tarafa yönelik olmamalıdır. Tarafların kendi içinde de yüzleşmesi gerektiğinin altını çizmek lazım. Dolayısıyla kendinle yüzleş ve karşındakiyle yüzleşecek cesareti de göster mesajını vermek isterim. Yüzleşmek erdemdir, fazilettir, ahlaki bir sorumluluktur. Yapacağımız yüzleşme, bizi yıllarca kamburlaştıran yükten de kurtarmış olacaktır.

*Hollanda’da yaşayan Süryani gazeteci

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin