Savcı Coşkun da olsa delilsiz, yoruma dayalı bir iddianame yazabilir mi? [Haber Analiz: Kemal Devran]

Hizmet Hareketine yönelik ‘terör örgütü’ suçlamasıyla çatı iddianamesi hazırlayan Ankara Savcısı Serdar Coşkun, yalanlanmış bilgiler üzerinden skandal iddialara imza attı. Birçok soruşturma konusunu ‘AKP’yi devirmek isteyen cemaat mensuplarının işi’ olarak gösterdi. Suriye’ye silah taşıyan MİT’e ait TIRlar ile ilgili yapılan savcılık aramasını “AKP hükümetine darbe” olarak değerlendiren Coşkun, sayfalarca kaleme aldığı metinde, taşınan malzemelerin gıda içerikli yardım malzemeleri olduğunu savundu. MİT TIRlarından alınan patlayıcı numuneleri incelediklerini açıklayan subayların ifadelerini ise hiçe saydı.

“Kamu görevlilerinin ülke içinde bir yerden bir yere insani yardım taşıması hiçbir zaman suç değildir” sözleriyle TIR’ların sacede ülke içinde hareket ettiği izlenimi veren Coşkun, birkaç sayfa sonra bu iddiasını da kendi ifadeleriyle yalanladı. MİT yardımının sınırdan geçemeyince Halep’in Çobanbey Kasabası’nın terör örgütü IŞİD’in eline geçtiğini ileri sürdü. Gıda yardımıyla IŞİD’e nasıl karşı konulacağını ise açıklamadı. Delilsiz iddianame ile asılsız suçlamalarda bulunan Coşkun, TIR’larla taşınan malzemeler konusunda tüm iddialarını bir kenara koyarak, şu skandal ifadelere imza attı:

“Terör saldırılarına uğrayan ve canı yanan bir ülkenin tedbir alması ve saldırıları önlemek için yurt dışındaki müttefik gruplara gizlice silah sevkiyatı yapmasından doğal bir şey olamaz.”

Savcı Coşkun, o tarihlerde bu faaliyetin suç olduğu ve MİT’in böyle bir yetkisinin olmadığı dikkate bile almadı. Yargılamalar devam ederken MİT’e silah ve patlayıcı taşıma yetkisi verildi.

Savcı Coşkun silah ve patlayıcı taşındığının ortaya çıkması ile birlikte Suriye’nin, Türkiye’yi El Kaide ve El Nusra gibi terör örgütlerine yardım etmek iddiasıyla Birleşmiş Milletler’e şikayet etmesini de Cemaat’in eylemi olarak gösterdi.

YARGI KARARLARINI GÖRMEZDEN GELDİ

İddianamede Samanyolu Tv’de 28 Kasım 2015 günü yayınlanan Şefkattepe Dizisinde geçen repliklerden akıl almaz suçlamalar yer aldı. Dizi senaryosunda yer alan bir replikteki “selam söyleyin tevhidlerini bozmasınlar” ifadesiyle Yargıtay üyelerine gizlice emir verildiği ileri sürüldü. Böylece  Selam Tevhit Terör Örgütü davasının bu talimat üzerine onandığı iddia edildi. Oysa Yargıtay bu dizinin yayınlanmasından yıllar önce, 2002, 2006 ve 2014 yıllarında 3 ayrı kararla Selam Tevhit Kudüs Ordusu yapılanmasının terör örgütü olduğuna dair mahkeme kararlarını onamıştı.

SAVCI DA ‘REZA’NIN ÖNÜNE YATMIŞ’

Cemaat’in 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarıyla AKP hükümetinde darbe girişiminde bulunduğunu ileri süren savcı Coşkun, ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’ın mal varlığının suçtan elde edildiğine dair delil olmadığını ileri sürdü. Reza Zarrab’ın şirketlerinin ve İran ile yaptıkları ticaretin hukuka aykırı olduğuna dair bir bilgi ve delil bulunmadığını aktaran Coşkun, ayakkabı kutularıyla dağıtılan rüşvet için ise, “Halkbank Genel Müdürünün Zarrab’tan şirket işlerini kolaylaştırma karşılığı menfaat elde ettiğine dair delil bulunamamıştır. Evinde bulunan paralar bir üniversite ve imam hatip lisesinin yaptırılması için verilen paradır” ifadelerini kullandı.

Ancak okul yapımı iddialarının doğru olmadığı ortaya çıkmış, polis tarafından el konulan paralar faiziyle birlikte sahiplerine iade edilmişti.

İddianamede gerçeği yansıtmayan bir başka bilgi de Selam Tevhit soruşturmasında havuz medyasının ortaya attığı binlerce kişinin dinlendiği bilgisi. Dosyada toplam 234 şüphelinin dinlendiği ortaya çıkmıştı.

Savcı Coşkun, Selam Tevhid Kudüs Ordusu terör örgütü suçlaması ile usulsüz şekilde başbakanın da  dinlendiğini ileri sürdü. Ancak diğer iddialar gibi delil gösteremedi. Oysa Emniyet Müdürlüğündeki tasfiyelerin ardından yeniden yapılanan polis teşkilatı da bu bilginin doğru olmadığını tespit etmişti.

DÖNEMİN BAŞBAKANI İFADESİ

İddianamede, yer alan “Başbakan hakkında ‘dönemin başbakanı’ ifadesi geçen fezleke taslağı düzenlenmiştir. Örgütün emniyet kadrolarının iç yazışmalarında da amacın hükümeti devirmek olduğu çok açık anlaşılmaktadır.” İddiasının da doğru olmadığı ortaya çıkmıştı. Soruşturma dosyasına giren şube müdürleri imzalı fezlekede dönemin başbakanı ifadesi bulunamadı. Bu iddia havuz medyasında yayınlanmış ancak delil gösterilememişti.

‘CEMAAT GAYRİ MEŞRU İŞLERİ DEŞİFRE ETTİ’

İddianamede Cemaat ‘gayri meşru’ işleri deşifre ederek kişileri itibarsızlaştırıp hedef haline getirmekle suçlandı. Diğer taraftan hukuk dışına çıkarak faaliyet gösteren okullarla ilgili ithamlarda bulundu. İddianamede sıkça delilsiz yorumlarda bulunan Coşkun, yurt dışı okullarında dindar insan yetiştirilmediğini, hiç kimseye Türkçeyi öğretilmediği öne sürerek, “Türkiye’ye yurt dışındaki okulların hiçbir fayda ve katkısının olmadığı, toplanan ekonomik kaynağın heba edildiği” iddialarında bulundu.

adalet

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin