Saray’a rağmen bazı gerçekler saklanamıyor: Nereden çıktı enişteyi dinleme işi şimdi?

15 Temmuz Darbe girişimini araştırmak üzere kurulan TBMM Darbe Araştırma Komisyonu, CHP’li ve HDP’li üyelerin takipçi soruları ve ısrarları sonrasında ipe un sermeye başladı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı komisyona davet etmeyen AKP, şimdi aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da yer aldığı isimlere ‘mektupla soru sormaya’ hazırlanıyor.

Bu mektup planını deşifre eden, CHP Milletvekili Altun Çıray oldu. Çıray’ın verdiği bilgiye göre Genelkurmay eski Başkanı Necdet Özel ile Birgül Ayman Güler dışında (ki onlar da sağlık gerekçesi gösterdi) komisyona gelmeyeceğini duyuran olmadı.

Komisyon bugüne kadar 30’u aşkın ismi dinledi. Kamu görevlileri ‘fetö’ ile irtibatları olmadığını anlatmaya, siyasiler ise ‘ne yaptıysak birlikte yaptık’ demeye gelmişti. Bazıları da Hizmet Hareketi’ne ve masum insanlara suçlamalar itham etmekten öteye geçmedi. Ancak her şeye rağmen komisyonda konuşulan bazı meseleler, mevzunun derinleşmesine, soru işaretlerinin çoğalmasına ve sorgulamaya yol açıyor. Nitekim, AKP’nin ve Erdoğan’ın çok da hoşnut olmadığı çıkışlar ve açıklamalar yapıldı.

AKP KOMİSYON DEYİNCE NEDEN KAÇIYOR

Birkaç örneği hatırlayalım. Örneğin komisyonun ikinci toplantısına AKP Erzincan Milletvekili Serkan Bayram’ın sözleri damga vurdu: “Fetullah Gülen’in dinlenmesini talep ediyorum. İade sürecine katkı sunacağını düşünüyorum.” Ancak CHP’li milletvekillerinin desteğine rağmen konu soğutuldu ve geçiştirildi. Fethullah Gülen, zaten ilk günden uluslararası bir komisyonun olayı araştırmasını, verecekleri karara saygı duyacağını duyurmuştu ama AKP kendi vekilinin bu teklifini dikkate almadı.

NEREDEN ÇIKTI BU ENİŞTEYİ DİNLEME İŞİ ŞİMDİ?

15 Ekim’de bu kez sazı komisyon başkanı Reşat Petek aldı. Ekim’de dinlenecekler listesini açıkladı. 31 kişi içinde Efkan Ala, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ, Hilmi Özkök, Işık Koşaner ve Necdet Özel ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eniştesi  Ziya İlgen de vardı. Teklifin ömrü vefa etmedi.

Sonunda Petek, pes etti: “Sayın Ziya İlgen olayla ilgili tankları görüp haber verme dışında bir bilgisi olmadığı bu nedenle kendi görevi ve o konuda Cumhurbaşkanı’nın ’eniştemden öğrendim’ ifadesi dışında bir bilgisi olmadığını ifade etti. Onun için bu bilgi bize geldi ve kendisini dinlemeyeceğiz.”

O KOMUTAN ERDOĞAN İLE HİÇ GÖRÜŞMEMİŞ

19 Ekim’de komisyonun dinlediği “Darbenin gerçekleşmesini önleyen komutan” olarak ün yapan o zamanın 1. Ordu Komutanı,  şimdinin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, Darbe Komisyonu’na yaptığı açıklamalarla, o geceye dair çok önemli bir iddiayı çöpe attı. Rivayetlere göre, Erdoğan’la Orgeneral Ümit Dündar bir telefon görüşmesi yapmış, Dündar Erdoğan’a “İstanbul’a gelin” demişti. Erdoğan’ın “Size niye güveneyim?” çıkışına, Orgeneral Dündar, “Beni Bahçeli’ye sorun” cevabı vermişti. Bahçeli’nin parti binasına gelerek nöbet beklediği iddia edilmişti.

Ancak Orgeneral Ümit Dündar, Darbe Komisyonu’na verdiği ifadede, 15 Temmuz gecesi eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel başta olmak üzere pek çok askerle görüşmeler yaptığını aktarırken, o gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir görüşmesi olmadığını ifade ederek bu iddiayı çöpe attı.

HİLMİ ÖZKÖK: SORUMLU HÜKÜMETTİR

Komisyonda üç eski genelkurmay başkanı, İlker Başbuğ, Işık Koşaner ve Hilmi Özkök dinlendi. Necdet Özel’in sağlık gerekçesiyle gelemeyeceğini ilettiği belirtildi. Ancak mevcut Genelkurmay Başkanı yani darbeyi bizzat yaşadığı söylenen ve 15 Temmuz günü darbeyi saatler öncesinde öğrenen Hulusi Akar’a çağrı tekrar edilmedi.

20 Ekim’de komisyonda konuşan Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök, bugüne nasıl gelindi, sorumlu kim sorusuna net cevap verdi: “Bu devleti iktidar muhalefet diğer partiler diplomasi askeriye hep birlikte idare ederiz. Hepsinin görevi vardır. Ama sorumlusu hükümettir. Sorumlu hükümetlerdir. Orkestra şefi o.”

İFTİRA HAVUZDAN, CEVABI KIŞANAK’TAN

Komisyon, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak’ı 26 Ekim’de dinledi. Bir gün sonra Kışanak gözaltına alındı ve tutuklandı. Sabah ve Güneş gazetesinin iftirasıyla gündeme gelen ve seçimlerden önce Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın belediyeye nezaket ziyareti de soruldu Kışanak’a. Tabi havuz medyası tabir edilen gazetelerin diliyle.

Kışanak kısa ve net cevap verdi ve iftirayı bitirdi: “Diyarbakır’dayız 5 dakika ziyaret etmek istiyoruz demişler. Ekrem Dumanlı’nın yüzüne ’Barış sürecine darbe vurdunuz’ dedim. Kalabalık bir gruptular bir çay içip gittiler.”

“Dumanlı size geldiği zaman PKK’ya sızan istihbarat elemanlarının listesini vermiş bu doğru mu?” diye sorulduğunda Kışanak, şu cevabı verdi: “Burada ben belli bir düzey olması gerektiğini düşünüyorum. Bu iddiayı  algı operasyonun kendisi görüyorum. Ekrem Dumanlı’nın 20 kişinin içinde devletin MİT ajanlarının listesini verdiğini iddia etmek akla ziyan durumdur.”

28 ŞUBAT’I CEMAAT YAPTI İFTİRASINA BİRİNCİ AĞIZDAN YALANLAMA

MİT eski Müsteşarı Emre Taner’in açıklamaları, sosyal demokrat ve sol görüşlü gazetelerde Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner operasyonu üzerinden görüldü. Taner’in o dönemde MİT görevlilerinin yargılanmasının önünü açan operasyon kararında Erdoğan’ın izniyle olduğunu açıklamasının cazibesini kapılan gazeteler, PKK ile AKP hükümetinin Oslo görüşmelerine ilişkin sözleri ve Fethullah Gülen’in 28 Şubat’ın ağır politik baskılarının sürdüğü dönemde takip edildiğine dair bilgileri ise geçiştirdi. Taner, MİT Bölge Başkanı olarak görev yaptığı dönemde Gülen’in ikametine resmen baskın yapıldığını itiraf etti.

Emre Taner ayrıca Oslo sürecine ilişkin de tarihî açıklamalar yaptı: “Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hayattadır, Sayın Erdoğan hayattadır; yapılacak işler konuşulmuştur. Devletin aklıyla yola çıkılmıştır, biz kendi aklımızla yola çıkmadık. Risk alarak yola çıktık, korkmadık.Oslo ihanet değildir, bunu söyleyenler yanılır. Oslo bir kanın durdurulması için yapılmış bir hadisedir. Gizli servisler mayınlı bölgeye girer, mayını temizler, arkadan siyaset girer.”

‘PKK ÜST YÖNETİMİNE YOL HARİTASI HAZIRLAYAMADIK’

Taner ayrıca PKK’nın üst düzey isimleriyle görüşüldüğünü açıkladı. Üstelik AKP ve Erdoğan’ın bugün 180 derece değişen Kürt meselesiyle ilgili duruşunu terse düşürecek şekilde PKK yöneticilerinin taleplerini de anlattı komisyonda: “Örgütün içindeki bazı kadrolar çözüm sürecinden ürktü. 500’ün üzerinde yönetici kadro ‘biz ne yapacağız, Türkiye’ye dönersek tutuklanacağız.’ dediler. O gün dağa çıkanlar, bugün 55 yaşında. Dağda emeklilik yok, dağda ölüm var, yanaşmak istediler fakat olmadı. Önlerine doğru dürüst bir yol haritası koyamadık. Çözüm Süreci Habur’da tıkandı. Habur da ihanet değildir. Cemaat, çözüm sürecinin mevcut hükümet eliyle başarılmasından rahatsızdır.”

ERDOĞAN, YILDIRIM, GÜL VE DAVUTOĞLU’NA MEKTUPLU SORGU TARTIŞMASI

Geçen hafta AKP Manisa Milletvekili ve 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ, komisyonun bugüne kadar 32 kişiyi dinlediğini belirtip, bundan sonra ‘mektupla soru gönderileceğini’ duyurdu.

Bu açıklamalara ne sert tepki CHP’den geldi. CHP’li Aytun Çıray, “AKP’liler korkuyorlar. Bazı eski siyasileri bahane ederek 15 Temmuz’un perde arkasının, gerçek aktörlerinin ve hakikatlerinin aydınlatılmasını önlemeye çalışıyorlar. Komisyonun misyonuna tam yüz seksen derece zıt bir tutum sergiliyorlar. İstedikleri her şeyin olabildiğince aydınlığa kavuşması değil; alacakaranlıkta kalması!” tepkisini gösterdi.

KOMİSYON İĞNELİ FIÇI GİBİ

Komisyonun bir başka CHP’li üyesi Aykut Erdoğdu, “Komisyona gelenler AKP’den korkusuna geliyor, düşük zekalı tiyatro sahnelerini izlemekten sıkılıyoruz” demişti. Bir gizli elin komisyon çalışmalarını engellediğini, bunun da Saray olduğunu açıklamıştı iki hafta önce. Erdoğdu’nun tabiriyle AKP’nin darbe gerçekleriyle ilgili korkuları var. İğneli fıçıya düşmüş gibi, komisyonda ne konuşulsa Saray’a batıyor.

Darbenin artık çok önceden bilindiği, aşikâr. Hakan Fidan ve Hulusi Akar’ın bu konuda net bilgileri olduğu, meselenin Cumhurbaşkanı’na da iletildiğine dair işaret çok fazla. Darbe girişimi sonrası başlatılan ‘asıl darbe’ de, bütün hazırlıkların tamam olduğunu gösteriyor.

CEVAPSIZ SORULAR

En ağır sorular belki de şunlar: SADAT timleri sokakta şehit edilen vatandaşların ölümünden ne kadar sorumlu? Erdoğan, ulusa sesleniş konuşması yapacak kadar erken öğrendiği darbeyi neden engellemedi? Belediyeler nasıl oldu da araçlarını cuma akşamı darbeden saatler önce hazır etti? Darbe girişimi bilindiği halde önlenmeyerek ölenlerin sorumluluğu kim aldı? Kuvvet komutanlarıyla hangi pazarlıklar yapıldı? Asker ve sivil ölümlerinin gerçek failleri kim? Genelkurmay Başkanı ve emir subaylarının anlattıkları ile darbecilerin ifadeleri arasında büyük çelişkiler var. MİT Müsteşarına o gece Erdoğan ve Yıldırım’ın neden ulaşamadı?

KOMİSYON ADEME MAHKÛM EDİLİYOR

Bu soruların cevaplarını Komisyon’da aramak belli ki boşa. Son hamlelerle birlikte komisyonun geçmiş Meclis komisyonlarında olduğu gibi işlevsizleştirileceği, ademe mahkûm edileceği görülüyor. 3-4 yıl önceki Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerinin yargılanmasıyla ilgili tavsiyeleri ve anlatılanlar, görmezden gelinmişti mesela. Ya da Soma faciasında 300’den fazla kişinin hakkını savunacak parlamenter bulunamamıştı doğru düzgün… Şimdi de öyle. Kimse gerçeğe ulaşmak istemiyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin