Sadece Amine Cansu Kaba’nın değil, o bir ismin de çekeceği var

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Amine Cansu Kaba, İstanbul Büyükşehir ve Üsküdar Belediye Meclis Üyesiydi. Dün partisinin siyaset yapış tarzına ağır eleştiriler yönelterek AK Parti’den “affını istemeden” istifa etti. Kendini iktidarın yanında görenler, istifasından dolayı Kaba’yı yerden yere vururken, muhaliflerse düğün bayram havasına büründü. İstifanın yükünü Kaba ile çekecek bir isim daha var.

İstanbul özgül ağırlığı itibariyle nüfusunun ötesinde bir etki gücüne sahip. Bu eskiden, payitaht geçmişi ve “medyanın merkezi” olmakla yorumlanırdı. Sosyal medya, bizim sektörde adem-i merkeziyeti de facto olarak hayatımıza getirmişse de bu “şehr-i İstanbul” konumunu koruyor.

Önce bu kadar ses getiren Amine Cansu Kaba’nın üyesi olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisindeki sandalye dağılımına bakmak gerekir.

Cumhur İttifakı’nın 180, Millet İttifakı’nın 131 sandalyesi var.

AK Parti: 176 (24 ilçe belediye başkanı 152 meclis üyesi)
MHP: 4 (1 ilçe belediye başkanı ve 3 meclis üyesi)

CHP: 119 (İBB Başkanı ve 14 ilçe belediye başkanı, 104 üye)
İYİ Parti: 12

Amine Cansu Kaba, bu 311 sandalyeden birinde “AK Partili üye” sıfatıyla oturuyordu. 1995 doğumlu Kaba, Haliç Üniversitesinde mimarlık okudu. 2015 yılında Üsküdar’da AK Parti Mahalle Kadın Kollarında siyaset yapmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski seçim bölgesi ve evinin bulunduğu muhit olmasından dolayı, mahalleden bir yıl içinde ilçeye atladı. Üsküdar ilçe yönetimine seçilen Kaba, yerel yönetimlerden sorumlu başkan yardımcısı oldu.

31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde de Üsküdar’dan Belediye Meclisi üyesi olarak İBB Meclisi’ne girdi.

İBB Meclisi’nin ilk oturumunda tıpkı TBMM’de yapılan uygulama gibi yeni yönetim seçilene kadar en genç üyelerden biri olarak görev yapan Kaba, ilk toplantıda kendisini bu göreve layık gören Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sundu.

Erdoğan’ın “İBB’de önünü açın” talimatı bulunduğu için Kaba’ya Mecliste önemli görevler verildi. Trafik Komisyonu üyesi sıfatıyla İBB Başkanlığına yönelik soru önergeleri verdi. Alınan araçlarla ilgili verdiği önergeyle, “İmamoğlu görevden alınacak, ben başkan olacağım” diye gün sayan Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun takdirini kazandı.

Meclislerde komisyonlar, farklı yerlere gelecek kişilerin yetişmesi açısından birer okul gibi görev yapar. Amine Cansu, halen “Çevre, Yenilenebilir Enerji Ve İklim Değişikliği Komisyonu” başkan vekili sıfatını taşıyor.

AMİNE CANSU’YA YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER

Amine Cansu Kaba’nın iç muhasebesini ne zamandır yaptığına ilişkin bilgimiz yok. Dün sosyal medya üzerinden paylaştığı açıklamayla istifa etti.

AK Parti’nin “adaletten uzaklaştığını” gerekçe gösterdi ve “makam ve mevki sahiplerinin liyakatsizliğini” istifasına gerekçe gösteren Kaba’nın söyledikleri bundan ibaret değildi:

“19 yaşında, vatanım ve milletim için büyük ideallerle adım attığım partimden ayrılma sebeplerim; adaletten uzaklaşma, zaman içinde insanların itibarsızlaştırılması, makam ve mevki sahiplerinin liyakatsizliği ve başta gençlik olmak üzere umudun yok edilmesine kadar giden bu yolda vicdanları yaralayan ve ‘bu kadarı da olmaz’ dediğimiz yanlışlardır.”

İstifa eden altı üstü İBB’nin bir meclis üyesi birisiydi. AK Partililer de, muhalifler de Kaba’nın istifasına büyük tepki gösterdi. İstifa kamuoyunda gündem oldu.

İktidar yanlıları alışık dillerini kutladı. Her şeyin muktediri olan isim bütün görevleri dağıttığına inandıkları için tepkileri belliydi. “Seni o koltuğa oturana ihanet ettiğin için iflah olmayacaksın” diyen AK Parti Ankara İl Kadın Kolları yöneticisi Dilek Akıncı’nın eleştirisi en hafifiydi.

“AK Parti’den istifa etti, çok adilse onu bu göreve getiren oyların hakkını vermek için meclis üyeliğinden de ayrıl” diyenleri de samimi eleştiri sahipleri olarak yorumlamak mümkün. Hatta, bu istifa talebini “haysiyetin varsa” diye duyuranlar bile anlayışla karşılanabilir.

Ancak, İslamcı geleneğin en bariz özelliklerinden biri kendisinden ayrılanı “hain” görmek olduğundan, eleştirilerin hepsi bu kadar masum değildi. Amine Cansu Kaba için yediği kabı kirleten mahluk olduğunu söyleyenler mi dersiniz, parti içine sızan kripto mu dersiniz onlarca akla gelen suçlama var.

Birisi de istifa eden üyenin sosyal medya hesaplarını taramış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı nice zamandır RT etmediğini fark etmiş. İsyan ediyor, “Teşkilatlar bu kriptoların sosyal medya hesaplarına da mı bakmıyorlar” diye soruyor.

Bir başkası da Kaba’nın kriptoluğuna Atatürk’ün kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermesi yıldönümünde yaptığı paylaşımı gösteriyor. “Kurban alırken bile hayvanın dişlerini sayanlar” diye başlıyor “Böyle kriptolarla mı parti başarılı olacak” diye ara kademenin basiretsizliğinden yakınıyor.

Başkalarını ahlaksızlıkla suçlamaya çalışırken kendi ahlaki sığlığını ortaya koyanlar da vardı:

“Zillet kripto sever, devşirme sever, olur da zillete hizmet edersen teşkilatlara giderken kemerine kilit tak. Bir de eğilip sebilden su içme. Severler, duyuyoruz.”

Bunu paylaşan sıradan bir partili. Bir de profil fotoğrafına Erdoğan’ı yerleştiren Adapazarı Gençlik Kolları yöneticisi var ki kendi içindeki çirkinliği aynalama yöntemiyle ortaya koyuyor:

“CHP’ye geçersen dikkat et kendine orada. Duymuşsundur orada ki teşkilatlar, özellikle de bir bayan için çok sıkıntılı Amine Cansu Kaba…”

GÖREVDEN AFFINI İSTEMEDİ, İSTİFA ETTİ

AK Parti döneminde pek çok kavramın içi boşaltıldı, anlamı değiştirildiği gibi “azil” ve “istifa” kavramları da birbiriyle iç içe geçirildi. Koca koca bakanlar, görevden alındıklarında istifa mı ettiler, görevden el mi çektirildiler bilinmiyor.

Erdoğan hükümetinde Temmuz 2018’den bu yana 7 bakan görevden ayrılıp yerlerine yeni isim getirildi. Atamaya ilişkin cumhurbaşkanlığı kararnamelerine bakarsanız hepsi “görevden affını istedi”. Kamuoyu hangilerinin azledildiğini, kimin gittiğini biliyor.

Amine Cansu Kaba’nın yaptığı en önemli şey bence bu kavram kargaşalığını ayırt etmeyi sağlamak oldu. İstifa edilebileceğini gösterdi.

Bu istifaya başka anlamlar yüklemek doğru değil. İktidardan “tuğla sökmekte” başarısız olan muhalefet için belki moral olabilir. Bir belediye meclisi üyeliğiyle avunmak isteyebilirler. Buna bir şey diyemem.

Ama “AKP’de istifa depremi”, “İktidar partisinde yaprak dökümü” gibi anlamlar yüklemek bu beklenti sahiplerinde şu aşamada muhtemelen hayal kırıklığı yaratacaktır.

Bu “ihanetin” sorumluluğuysa zaten partisiyle başka alanlarda sorunlar yaşayan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in sırtına bindirilecek. İlçe başkanlığından belediye başkanlığına geçiş süreci hayli sancılı olan Hilmi Türkmen’in önünde zorlu günler var.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin