Rüşvet ver finali kap!

İnsanlığın kirli tarihi ya da FIFA (11) 

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Futbol kapitalizm ile sıkı bir evlilik yaptıktan sonra özellikle gelişen teknolojiyle beraber televizyonların canlı yayın için devreye girmesi futbolu eşsiz bir marka değeri olan ürüne dönüştürmüştü. Başta Joao Havelange olmak üzere 1974’ten sonraki tüm FIFA yöneticileri bu altın yumurtlayan tavuğu sömürdükçe sömürüp, multimilyoner olmuşlardı. 

FIFA artık lüks bir merkeze taşınmış ve 400’den fazla sabit çalışanı ile dev bir şirkete evrilmişti. 

Para, tarihin en cazip pisliğiydi ve başta çakallar olmak üzere, tüm sinekleri hızla kendine çekmek gibi bir huyu vardı. Paranın olduğu yerde entrika, koltuk mücadelesi, haram, rüşvet, tehdit, şantaj da dahil her şey oluyordu. Hele buna bir de dikta sevdalısı yöneticiler ve uyuşturucu baronları da eklenince cinayetten, tehdide kadar her türlü melanet artık FIFA’nın bir parçası olmuştu. 

1998 yılında yıllardır hasretini çektiği FIFA başkanlığı koltuğuna oturan Sepp Blatter’in yaklaşık 12 yıllık mutlak iktidarından sonra dünya futbolunda neredeyse kirletilmemiş bir milimetre kalmamıştı. 

Blatter öylesine hırs ve iştahla saldırıyordu ki, 2010 yılında hayati bir yanlış yapacaktı…

Tarih o kadar enteresan bir olgu ki, içine daldığınızda sizi hiç hesaplamadığınız dağlara, tepelere götürüyor ve mevzu uzadıkça uzuyor. Yazı dizimizin kaderi de böyle oluyor. 

Ezel Akay’ın enteresan filmi “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?” de (Senaryo Levent Kazak’a aitti) Pervane Efendi isimli karakter şöyle diyordu: 

“Arap ülkelerinde teze bir fikir vardur. Adı rüşvettür! Her kim ki işi devlete düşer ise işini yaptırmak için vereceği paradır. İş ne kadar zor ise rüşvet o kadar büyüktür! Rüşvet ile hallolmadık iş kalmaz! İcabında cenk ederken kılıcın açamadığı kapıyı rüşvet açar. ”

Blatter artık insan satın almanın kompetanı olmuştu ve 2002 seçimlerini kazanması hiç zor olmamıştı. Herkese söz veren Blatter yönetim kurulunu 24 kişiye çıkarmıştı, 24 sadık üye demekti bu. 

Ve bu kurul dünya kupası finallerinin hangi ülkede yapılacağına karar veriyordu. 

FIFA’nın en büyük ürünü şüphesiz dünya kupası finalleriydi. 

Blatter’in sadık adamları J. Warner ve M. Bin Hammam refüze edildiklerini düşündükleri için isyan hareketi başlattılar. 

Blatter, Warner’i sakinleştirmek için ülkesi Trinidad Tobago’nun 2006 Almanya finallerine gitmesini sağladı. Ancak bu durum işleri daha da kötüleştirdi. Çünkü CONCACAF başkanı Jack Warner, ülkesinin reklam ve TV gelirlerinin çoğunu cebine indirmişti. 

Blatter açılan soruşturmalardan kurtulur kurtulmaz büyük bir temizlik yaptı. Kendi atadığı genel sekreterini bile harcamıştı. 

Warner halledilmişti, Bin Hammam içinse daha özel bir planı vardı Blatter’in.

Bu arada Afrika’da eşitlik ve özgürlük rüzgarları esiyordu. En önemli figür ise Nelson Mandela idi. Blatter, Nelson Mandela’yı da kafalamak için harekete geçti. 

Kafaya koymuştu, 2010 dünya kupasını Güney Afrika’ya verecekti ve bunun için hasta ve yaşlı olan Mandela’yı gözünün yaşına bakmadan adeta seçim arabası gibi kullandı. Ve maalesef Mandela kısa süre sonra hayata veda etti. 

Ancak Blatter Mandela’nın hayatı pahasına istediğini yapmıştı.

Kısa süre sonra Güney Afrika’nın Jack Warner’e on milyon dolar ödediği ortaya çıktı. 

Bu rüşvete bir de kılıf bulunmuştu, bu para Amerika kıtasında yaşayan kimsesiz ve fakir Afrikalı göçmenlere dağıtılacaktı!

Öyle bir şey olmadı tabi.

2018 dünya kupası finallerinin yapılacağı ülkenin belirlendiği 2008 FIFA genel kurulu, bu yapının nasıl bir bataklığa dönüştüğünü göstermesi açısından önemliydi. 

Blatter her nedense o yıl, sadece 2018 değil 2022 finallerinin de ülkesinin seçileceğini açıklamıştı. 

Bu, FIFA tarihinde bir ilkti. İsviçreli tüccar, bir sonraki seçimleri belki kazanamam diye iki kat para kazanmayı aklına koymuştu. 

Ve 2010 Johannesburg… 60. FIFA Genel Kurulu tarihinin en kirli toplantılarından belki de birincisini yapacaktı. 

2018 yılı final adayları arasında çok güçlü ve futbol kültürü oturmuş ülkeler bulunuyordu. 

2018 ve 2022 FIFA Dünya Kupası turnuvalarına ev sahipliği yapmak için ihale prosedürü Ocak 2009’da başlatılmıştı. Bu arada dönen para ve rüşvet dolaplarını az çok tahmin ediyorsunuzdur. Ve tüm aday ülkeler resmi başvuruyu 2 Şubat 2009’a kadar yapmıştı. 

Başlangıçta, dokuz ülke 2018 FIFA Dünya Kupası için teklif verdi, ancak daha sonra Meksika geri çekildi. Endonezya hükümetinin teklifi desteklemek için bir mektup sunamaması nedeniyle Endonezya’nın teklifi Şubat 2010’da FIFA tarafından reddedildi. İhale sürecinde kalan üç UEFA üyesi olmayan ülke (Avustralya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri) kademeli olarak 2018 tekliflerinden çekildiler.

Neticede 2018 FIFA Dünya Kupası için ikisi ortak teklif olan dört teklif vardı: İngiltere, Rusya, Hollanda/Belçika ve Portekiz/İspanya. 

Futbolla hiç alakası olmayan bir kişi bile bu ülkeler arasındaki en zayıf ülkenin Rusya olacağını tahmin edebilir. 

Ancak Putin’in başka hesapları vardı. 

Yazı dizimizin başından beri söylediğimiz gibi, diktatörler ve totaliter rejimler futbolu kullanmaktan pek hoşlanırlar. 

Putin, kendi saltanatını ilmek ilmek işlerken, alttan alta Çarlık Rusya’sı ütopyasını işliyordu. Yarım yamalak Rus demokrasisinin dibine kibrit suyu döktü; medyayı, muhalefeti ve adaleti tamamen bitirdi. Alttan alta Osmanlı İmparatorluğu hayali işleyen Erdoğan da onun izinden gidiyordu. 

İngiltere 2018’e en yakın adaydı. Prens William bizzat kampanyayı yönetiyordu. Stadyumları, altyapısı, futbol kültürü ile rakipsizdi. Kampanya yüzü ise ünlü futbolcu David Beckham’dı. 

FIFA delegasyonu için çılgın günler yaşandı. Otel odalarında yatakların üzerinde para dolu çantalar uçuşuyordu. Beckham bile 2022 adaylarından olan Katar’ın açtığı stantlara katılıyor, enteresan bir yakınlık gösteriyordu. Hadi Rusya neyse de, hiç kimsenin Katar’ın 2022’yi alma ihtimalini düşündüğü yoktu. Çünkü futbol adına hiçbir varlığı, hatta ligi bile olmayan Katar’ın kazanması düşünülemezdi. Zaten Katar da açtığı stantta birkaç promosyon malzemesi ve bir klasörlük sunum dosyasıyla temsil ediliyordu. 

Çok ilginç gelişmeler oldu. İngiltere ilk turda elendi. Sonuçlar beraber açıklanacaktı. 

2022 aday ülkeleri ise yine güçlüydü. 

5 ülke aday olmuştu: Katar, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Kore, Japonya ve Avustralya. 

Güney Kore ihaleye inanılmaz sağlam şekilde katılmıştı. Pek çok spor otoritesi Güney Kore’nin bir sürpriz yapmasının şaşırtıcı olmayacağını söylüyordu. Dünyanın en güçlü ekonomisine sahip olan ABD ise bu seçime ayrı bir önem veriyordu. Söz gelimi ABD Başkanı Obama bir video konferans ile toplantıya katılmıştı. Ekibin başında ise eski başkan Bill Clinton vardı.

Gırtlağına kadar rüşvete boğulan Blatter ve ekibinin işi zordu ama artık ihaleyi yapmış, paraları çoktan cebe indirmişlerdi. Sadece formalite gereği genel kurul ve oylama yapılıyordu aslında. 

Bir ayrıntı, yıllar sonra Blatter, özellikle 2022’nin Katar’a verilmesinin affedilmeyecek bir hata olduğunu söyleyecekti!

Ve nihayet sonucun açıklanma zamanı geldi… 

Rus oligarklar gömdükleri paranın sonucunu almaktan mutluydular!

İlk büyük şok 2018 için yaşandı. Rusya, ikinci tur oylamada 2018’in ev sahibi olma hakkını kazanmıştı.  Portekiz/İspanya teklifi ikinci, Belçika/Hollanda’dan gelen teklif ise üçüncü olmuştu. En güçlü aday İngiltere ise ne olur ne olmaz denilerek ilk turda saf dışı bırakılmıştı.

Herkes şaşkındı ama turpun büyüğü daha heybedeydi. 

2022 oylaması epey çekişmeli geçmiş gibiydi. Güney Kore, Japonya ve Avustralya sırayla elenmiş, finale ABD ve Katar kalmıştı. Açık söylemek gerekirse Blatter çok cesur bir adamdı! Ya da paraya karşı olan zaafı yaptığı saçmalığın farkında olmasını engelliyordu.

Blatter elindeki zarftan 2022 finalinin yapılacağı ülkenin isminin yazılı olduğu kartı çıkardı: Katar.

Şok, şok şok!!!

Salonda bir uğultu koptu. Muhammed Bin Hammam ve Katar ekibi havalara zıplıyordu. Hemen salondan Katar emiri aranıp müjde verildi. Verilen milyonlarca dolarlık rüşvetler işe yaramış ve kazanmışlardı. 

Ancak Blatter için bu bir Pirus zaferiydi. 

Kendisi ve ekibi milyon dolarları cebe indirmişti ama sonun başlangıcı yoluna da girmişlerdi artık. 

İsterseniz, bu oylayamaya gelen tepkiler ve Katar 2022’nin cemaziyülevveline de bir sonraki yazıda bakalım. 

 (Devam edeceğiz)

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin