Rus futbolu ikinci batı seferine hazırlanıyor

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Rusya ev sahibi olduğu Dünya Kupası’nda çeyrek finalde tribüne çıkarken, Suudi Arabistan ve Mısır maçlarında ortaya koyduğu futbolla dikkatleri çekmişti. Ancak gruptaki son maçında Uruguay’a yenilerek, güçlü rakipler karşısında işinin zor olacağını görmüştü. Son 16 turunda İspanya’yı penaltılarla geçen Ruslar, çeyrek finalde bu kez penaltılarda Hırvatlara boyun eğdi. Rusya’nın kadrosunun tamamına yakını yerel ligde oynayan oyunculardan oluşurken, Rus futbolu tıpkı Euro 2008 sonrası olduğu gibi yeniden Avrupa’ya açılmanın ümidini yaşıyor. Ancak Euro 2008 sonrası gelen Rus dalgası kısa sürede fiyaskoya dönüşmesi Avrupa’ya gidecek oyuncuların önündeki en büyük psikolojik engellerden biri olmaya devam ediyor.

Euro 2008’de esen Rusya fırtınasının en önemli figürü, Andrei Arshavin’di. Ülkesinin yarı final başarısında başrol oynayan Arshavin, transfer listesinin ilk sıralarında yer alıyordu. Tottenham, Chelsea, Arsenal gibi üst düzey İngiliz takımlarının yanı sıra Barcelona da Rus yıldız için Zenit Petersburg’un kapısını çalıyordu. ‘Duygusal’ meselede anlaşma sağlanamayınca Arshavin, 2008’de UEFA Kupası’nı kaldırdığı Zenit’te kaldı. Arshavin için Avrupa defteri ara transfer döneminde tekrar açılırken Arsene Wenger’in ısrarıyla transferin son saatlerinde Rus oyuncu 20 milyon Euro’ya Ada’ya transfer oldu. Artık herkes Euro 2008’de esen Arshavin rüzgârının Ada’yı kasıp kavurmasını bekliyordu. Beklenen rüzgâr ilk sezonda ‘kısmen’ eserken, sonraki iki sezonda Arshavin, Arsenal kadrosunun ‘sıradan’ bir ismine döndü. Yedek beklemekten bıkmış olarak yeniden eski takımı Zenit’e dönen Arshavin, sessiz sedasız ortadan kayboldu.

1990’larda başlayan yurt dışı macerası

Rusların yurt dışı macerası, komünizmin yıkılmasıyla 1990’larda başladı. Sovyetler döneminde yaşanan ‘içe kapalılık’tan dolayı yıldızlar ancak yerel ligde boy gösteriyordu. Rusya’yı yurtdışında 1990’larda Aleksandr Mostovoi, Valery Karpin ve Dimitri Alenichev gibi yıldızlar temsil etti. Mostovoi ve Karpin, Avrupa’nın dev kulüpleri yerine Celta Vigo, Real Sociedad gibi İspanya’nın orta sıra takımlarında kendilerine yer buldu. Alenichev ise başarısız geçen İtalya günlerinden sonra başarıya Porto günlerinde ulaştı. Rus futbolunun Batı’ya açılması bu isimler sayesinde hedefine ulaştı. 2000’li yılların başında Rus futbolu kriz yaşarken yıldız oyuncu çıkmıyordu. Viktor Onopko’nun Real Vallecano, Sergei Semak’ın Paris Saint Germain’de başarısız olup bir yıl sonra geri dönmesi, Rus oyuncular için Avrupa kapısını da kapatıyordu.

Rus futbolunun yeni ümidi olarak sivrilen isim Aleksandr Kerzhakov’du. Zenit formasıyla yıldızını parlatan Kerzhakov için artık kendini ispat dönemi gelmişti. 2007’de 5 milyon Euro karşılığında Sevilla’ya transfer olan Rus oyuncudan beklentiler oldukça fazlaydı. Louise Fabiano ve Fredrik Kanoute gibi oyuncular arasında kendine yer bulamayan Kerzhakov’un ‘gurbeti’ sadece bir yıl sürdü. Kerzhakov gibi gelecek vadeden bir ismin geriye dönmesi, diğer Rus futbolcuların Avrupa hayali kurmasını engelliyordu. Ta ki Euro 2008’de esen fırtınaya kadar.

Arshavin, 20 milyon Euro karşılığında Arsenal’a; Roman Pavlyuchenko, 14 milyon Euro karşılığında Tottenham’a; Yuri Zhirkov, 18 milyon Euro karşılığında Chelsea’ye; Pavel Pogrebnyak da 5 milyon Euro karşılığında Stuttgart’a transfer olurken, Rus futbolu yeniden Batı’ya açılıyordu. Ödenen rakamların yüksekliği oyuncuların kalitesini anlatmaya yetiyordu; ama kaliteyi sahaya yansıtma sorunu yaşanıyordu. Yıldız olarak gelen Arshavin, Pavlyuchenko ve Zhirkov geriye kısa sürede döndü. Arshavin, yıldızlaştığı Zenit’e; Zhirkov, Anzhi Mahaçkala’ya; Pavlyuchenko da Lokomotiv Moskova’ya geri döndü.

Rus futbolunun Batı’daki temsilcisi olarak Pogrebnyak kalıyordu. Stuttgart’ta kadroya girmekte zorlanan Pogrebnyak, ara transferde kiralandığı Fulham’da da aynı sorunu yaşadı. 2012’de İngiltere Championship takımlarından Reading’e transfer olan Pogrebnyak’ta 2015’te ülkesine geri döndü.

Rusya’nın 2018 Dünya Kupası kadrosuna baktığımızda 23 oyuncudan sadece iki isim yurt dışında koşturuyordu. Biri yedek kaleci Vladimir Gabulov (Club Brugge)  diğeri Denis Cheryshev (Villerreal) idi. Denis Cheryshev, yedek başladığı Dünya Kupası’nın ilk maçında 24. dakikada sakatlanan Alan Dzogev’in yerine oyuna girerken, Suudi Arabistan’a attığı 2 golle dikkatleri üzerine çekti. Birer gol de Mısır ve Hırvatistan’a atan Denis Cheryshev, Rusya’nın en skorer ismi oldu.

Rusya’nın kadrosunda oynadığı futbolla dikkat çeken isimlerin başında CSKA Moskova formasını giyen 22 yaşındaki Alexsandr Golovin geldi. 4 maçta forma giyen Golovin, gelecek vaat eden bir yıldız görüntüsü çizdi. Adı bir çok Avrupa kulübüyle anılan Glovin’in Monaco ile anlaştığı ifade ediliyor. Rus basınına açıklamalar yapan Monaco başkanı Vadim Vasilyev, Golovin ile 5 yıllık bir kontratta anlaşmaya vardıklarını, CSKA Moskova’ya ise cömert bir teklif yaptıklarını ve transferin çok kısa süre içerisinde tamamlanmasını beklediklerini söyledi. İsmi daha önce Arsenal ve Juventus ile de anılan oyuncu için “Henüz bu yaşında Monaco gibi kaliteli bir geçiş takımını tercih etmesi onun gelişimi açısından doğru olacak.” diyen Vasilyev, CSKA Moskova’dan haber beklediklerinin altını çizdi.

Dünya Kupası’nın sona ermesiyle transfer piyasasında hareketlilik başlayacak. Bakalım hangi Rus oyuncular Avrupa seferine çıkacak ve sonu nasıl olacak!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin