Yargı, hukuku katlediyor; beraat var ama adli kontrol devam!

AKP yargısı verdiği kararla hukuk tarihine geçmeye devam ediyor. Söz konusu skandal kararlara her gün yenileri ekleniyor. Hukuksuz bir KHK ile ihraç edilen sosyolog Veli Saçılık’ın ağır ceza mahkemesindeki yargılamasında beraat kararı verilmesine rağmen, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmadığı ortaya çıktı.

Skandalı sosyal medya hesabından duyuran Saçılık, “Ağır ceza mahkemesi oy birliğiyle hakkımda verdiği beraat kararına ‘karar kesinleşene kadar yurtdışı yasağanın devamına…’ yazmış. ‘Belki karar bozulabilir’ diyerek tutuklama kararı çıkarmadıkları için çok mutluyum :)” ifadelerini kullandı.

BERAAT VARSA, ADLİ KONTROL KALKMALI

Normal şartlarda ‘beraat’ kararı sonrası Veli Saçılık hakkındaki bütün adli kontrol kararlarının kaldırılması gerekiyordu. Burada ‘oy birliği ya da oy çokluğuna’ bile bakılmasına gerek yok.

KHK’lı Cumhuriyet Savcısı Dr. Hasan Dursun, TR724’e yaptığı açıklamada, “Böyle bir karar olamaz. Beraat verilmişse ortada bir suç yok demektir. Bütün tedbirlerin kaldırılması gerekirdi.” diyor. Hasan Dursun’un konuya ilişkin açıklamalarının tamamı şöyle:

ADLİ KONTROLÜN KALDIRILMASI LÜTUF DEĞİL, ZORUNLULUK

“Yurt dışı çıkış yasağı soruşturma veya yargılama aşamasında uygulanan ve CMK’nın 109.maddesinde düzenlenen bir tedbirdir. Bu tedbirin uygulanabilmesi mahkemenin CMK’nın 100.maddesinde belirtilen şartların var olduğuna kanaat getirmesi gerekir. Yani mahkeme öncelikle bir suçun işlendiği konusunda “kuvvetli suç şüphesi”nin olup olmadığına bakacak. Eğer buna kanaat getirirse ilgilinin kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıracak somut olguların var olup olmayacağını arayacaktır.

Somut olayda mahkeme heyeti oy birliği ile beraat kararı verdiğine göre, karar ile birlikte yurt dışı çıkış yasağını da kaldırması bir zorunluluktur. Mahkeme sayın Saçılık’ın üzerine atılı suçun oluşmadığına kanaat getirmiştir. Mahkemenin herhangi suçsuz bir vatandaşın yurttan kaçmasını önleme gibi bir yükümlülüğü yoktur.

KARARDAN ÖNCE ARAYIP SORMUŞLARDIR!

Ancak maalesef muhalif kesimi ilgilendiren davalarda hakimler iktidarlarını yitireli çok oldu. Hepsi korkuyor. Hiçbir hakim ve savcı kendini güvende hissetmiyor. Bu nedenle kendilerini koruyacak veya meydana gelebilecek herhangi olumsuz bir duruma ilişkin olarak savunma geliştirmek amacıyla komik ve hukuka aykırı kararlar verebiliyorlar. Eminim bu karardan önce iktidar temsilcilerini veya ona yakın kişileri arayarak davaya ilişkin sunum yapmışlar ve onlardan açık veya gizli icazet aldıktan sonra bu kararı vermişlerdir. Ancak bu durum bile onları teskin etmiyor, etmeyecektir de. Çünkü onlarda biliyorlar ki, birileri çıkıp biz size böyle karar verin demedik diyerek, defterlerini dürebilir ve onları şucu bucu ilan edebilirler.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin