Rejimin dış politikası: Bir dost, bir düşman!

HABER ANALİZ | İLKER DOĞAN 

AKP rejimi dış politika alanındaki ‘U’ dönüşlerine bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. Rejim, daha düne kadar ‘katil, darbeci’ olarak adlandırdığı Mısır Cumhurbaşkanı Aldülfettah El Sisi’yle ilişkileri ‘normalleştirmek’ için çalmadık kapı bırakmıyor. AKP yandaşı medyaya bakarsanız, Mısır ve Türkiye arasındaki yeni bir dönemin başlayacağına dair çok sayıda yazı görürsünüz.

Yandaş kalemlere göre gelişmeler Mısır’la yeni bir sayfanın açılacağı izlenimi veriyor. “Türkiye ‘kazan kazan’ formülüyle hareket ediyor.” diyorlar. Bu arada rejimin, bir süredir İsrail’le de arka kapı diplomasisi yürüttüğü yazılıp çiziliyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 12 Mart’ta, “Mısır’la diplomatik düzeyde temaslarımız başladı.” açıklaması yaptı.

Ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Arkadaşlar bizim Mısırla istihbari, diplomatik ve ekonomik olarak zaten işbirliği sürecimiz devam ediyor. Burada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Tabi gönlümüz ister ki, Mısır’la olan süreci çok daha güçlü bir şekilde devam ettirelim.” dedi.

Önceki gün Mısırlı bir istihbarat yetkilisi, Türk istihbaratından Kahire’de toplantı yapılması yönünde talep aldıklarını ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Gelişmeler, çok yakında Mısır ve İsrail politikalarında 180 derecelik bir dönüş olacağını gösteriyor.

SİSİ’YE: KATİLSİN SEN!

Halbuki 17 Haziran 2019’da Sisi’yi hedef alan Erdoğan, aynen şöyle demişti: “Bana da çok teklifler geldi ve bu tekliflerin hiçbirini de asla kabul etmedim. ‘Onun oturduğu masada asla oturmam.’ dedim, ‘Onunla görüşme asla yapmam.’ dedim.”

10 Ekim 2019’daki konuşmasında ise “Hele Mısır sen hiç konuşamazsın. Yüzde 52 ile seçilmiş Mursi’yi nasıl indirirsin? Demokrasi katilisin.” ifadelerini kullanmıştı.

ŞAM’DA CUMA NAMAZI YALAN OLDU!

Nereden nereye! Mısır, AKP’nin dış politikadaki ilk ‘U’ dönüşü değil. Rejim daha önce de defalarca çark etti. En güzel örneklerden biri Suriye… ‘Kardeşim’ dediği Esad’i bir anda ‘katil’ ilan etti. 5 Eylül 2012’deki konuşmasında Erdoğan, “İnşallah biz en kısa zamanda Şam’a gidecek, Emevi Camisi’nde namazımızı da kılacağız,” ifadelerini kullandı. Söz konusu ifadelerin üzerinden 8,5 yıl geçti. AKP rejiminin yıkılması için ‘muhaliflere silah temini’ dahil her şeyi yaptığı Esad, dimdik ayakta duruyor.

GİDERKEN BANA MI SORDUNUZ?

Mavi Marmara faciası AKP’nin imza attığı en büyük skandallardan biri olarak orta yerde duruyor. Üzerinden 10 yıl geçti. İktidar ve yandaşlarının inadı ve İsrail’in hukuk tanımayan pervasızlığı nedeniyle 10 Türk vatandaşı uluslararası sularda katledildi. AKP rejimi, göz göre göre gelen facia sonrası üç şart koştu; İsrail özür dileyecekti, dilemedi. Ölenlerin yakınlarına tazminat verilecekti, verilmedi! Anlaşmaya göre, ‘ex gratia’ lütuf ödemesi, bağış yapıldı…

NE ABLUKA KALKTI, NE TAZMİNAT ÖDENDİ!

Gazze’ye yönelik abluka kalkacaktı, daha da ağırlaştı. Ancak zamanla AKP ve İsrail’in ilişkisi normale döndü. Seçim meydanlarında Cemaati İsrail yandaşı gösteren Erdoğan ise geçen yıl İHH’yı hedef gösterdi: “Gazze’ye giderken bana mı sordunuz?” Bugün de yandaş kalemler AKP’nin İsrail’le arka kapı politikası yürüttüğünü yazıyor.

RUSYA’DAN ÖZÜR DİLENDİ

24 Kasım 2015’te sınırları ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus uçağı Türk F-16’lar tarafından düşürüldü. Erdoğan, iki gün sonra Rusya’dan özür dilenmeyeceğini söyledi. Erdoğan, “Özür dilemesi gereken bir taraf varsa, bu biz değiliz. Hava sahamızı ihlal edenler özür dilemeli.” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Putin ise “Sırtımızdan bıçaklandık, çok ciddi sonuçları olacak,” dedi. Özür ve tazminat istedi. Bunun üzerine Erdoğan, “Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı davranırdık. Özür dilemeyeceğiz, yine olsa yine yaparız,” karşılığını verdi. 27 Haziran 2016’da Erdoğan, düşürülen uçak için özür diledi!

2,5 MİLYAR DOLARLIK REZALET: S-400

ABD’yle yaşanan ‘Patriot’ gerilimi sonrası Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alındı. Maliyeti 2,5 milyar dolar olarak açıklandı. ABD’nin itirazına, “Bu bizi bağlamaz.” diye cevap verildi. Sistemin kurularak aktive edileceği açıklandı. Ancak söz konusu sistem depoda çürümeye terk edildi. Nihayet ABD’ye ‘Girit Modeli’ (eğitim amaçlı) önerildi, “Müzakereye açığız.” denildi.

F-35 PROJESİNDEN ATILDI

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın geçtiğimiz aylarda ABD’lilere yazdığı S-400 mektubuna hala cevap gelmedi. ABD, yaptırımların kaldırılması için Türkiye’nin S-400’lerden vazgeçmesini şart koşuyor ve bunda ısrarlı. Türkiye muhtemelen hiçbir zaman kullanamayacağı sisteme 2,5 milyar dolar ödedi ve bu nedenle ‘F-35’ projesinden de atıldı. Şimdi ise ABD ile bozulan ilişkilerin düzeltilmesi için lobilere milyon dolarlar dökülüyor!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin