Prof. Dr. Ulusoy: Makyaj aktı ve gerçek ortaya çıktı

Dolar, euro ve altında yaşanan rekor yükseliş ve Borsa İstanbul’daki çöküşü değerlendiren Prof. Dr. Veysel Ulusoy, ‘‘Makyaj aktı ve gerçek ortaya çıktı.’’ dedi.

Türk Lirası’nda son günlerde yaşanan hızlı değer kaybı endişelere yol açtı. Küresel piyasalarda dolar, koronavirüs salgını nedeniyle gerilerken iç piyasada Dolar/TL 7.31 ile tarihi zirvesini gördü. Avro /TL 8.67 ile rekor kırdı. Borsa İstanbul ise adeta çakıldı.

Yeditepe Üniversitesi Finansal İktisat Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Veysel Ulusoy’e göre, döviz piyasasında oynaklığın Borsa İstanbul ve değerli madenler (altın, gümüş ve paladyum gibi) piyasalardakilerle eş anlı bir şekilde yaşanması doğal olarak ekonomide bir türbülans yaşattı. Bu dönemde en çok küçük yatırımcının canının yandığını vurgulayan Ulusoy, bu noktadan sonra Merkez Bankası’nın faizi yükseltmesinin de işe yaramayacağını ifade etti.

“Makyaj aktı ve gerçek ortaya çıktı ama çok sancılı oldu” diyen Prof. Dr. Ulusoy piyasadaki son gelişmeleri cumhuriyet.com.tr için değerlendirdi:

İMKÂNSIZ ÜÇLEME

* Birkaç aydan beri yönetilen-döviz kuru sistemi tarzında bir yaklaşımla tüm kurları belirli bir seviyede tutmanın maliyetini toplumun üzerine yıktık nihayet. Ekonomik teoride tüm makro dengelerin olumlu olduğu zamanlarda bile fiyatları aynı anda baskılama yönteminin olmadığını bile bile, paranın fiyatı olan faizi, dövizin fiyatı olan kuru ve ürününün fiyatını yansıtan enflasyonu kontrol etme güdüsü ile hareket ettik. İmkânsız üçleme olarak da biline bu yaklaşıma göre ancak bir fiyatı kontrol edip (hedeflemek) ve piyasa koşullarına bırakmak gerekir.

* Bu koşullar normal zamanda bile yapılmazken, biz her üçünü de bütçe açığının doruğa ulaştığı, dış ticaret açığının yapışkan hale geldiği, istihdamdaki azalmanın 4 milyon kişiye ulaştığı bir dengesizlik sürecinde piyasaya büyük miktarlarda para sunarak kontrol etmeyi, hedeflemeyi amaçladık.

EN ÇOK KÜÇÜK YATIRIMCININ CANI YANDI

* Döviz piyasasında oynaklığın Borsa İstanbul ve değerli madenler (altın, gümüş ve paladyum gibi) piyasalardakilerle eş anlı bir şekilde yaşanması doğal olarak adına ne dersek diyelim bir türbülans yaşattı ekonomide. Özellikle, bu dalgalanmadan borsadan çıkıp ucuz kur ile döviz alıp yurt dışına giden borsa yabancı yatırımcıların yerine gelen ve aslında çaresizlikle borsaya tasarruflarını akıtan küçük yatırımcıların en çok canının yandığı grup olduğunu da vurgulamak gerekir.

* Doğal olarak durup dururken olmadı tüm bunlar… Gelirin reel olarak artmadığı, ekonomik büyümenin uzun süreden beri yaşanmadığı, 10 birkaç yıldan bu yana yatırımlarda iki haneli düşüşlerin gerçekleştiği, tüketimin rafları boşaltamadığı bir süreçte genişlemeye anlamsız bir şekilde kredi genişlemesi ile yapmaya çalıştık. Ama burada bilinmeyen bir gerçek tüm bunların makyaj olduğu gerçeğiydi. Sonuçta bu makyaj aktı ve gerçek ortaya çıktı ama çok sancılı oldu.

BOYUMUZU AŞAN DIŞ BORÇ VE YALANCI ZENGİNLİK

* Ekonomide son dönemde yaşanan garipliklerin başında dış borcu yeniden finanse etmek için ödediğimiz döviz faizinin ilk defa yurt içi lira mevduat faizini aşmış olması gelmektedir. Bu belki de makro dengesizliği yanında mikro etkinsizliği ifade eden en belirgin sonuçtur; nedeni ise boyumuzu aşan dış borç hacmi ve yaşanan yalancı zenginliktir.

* Ayrıca Merkez Bankası’nın faizi doğrudan veya dolaylı olarak yükseltmesi de bu sürece katkısının olmayacağını da görmek önemli.. amaç tabii sadece ateşi düşürmek değilse.

* Halkın elindeki döviz tutarı Merkez Bankası rezervlerinden fazla olursa makro dengeler bozuktur denir. Bunun yanında dış borç hacminiz ihracat gelirlerinin 2 katından fazla ise döviz kurunun yukarıya gitmesini önlemeniz zorlaşır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin