Prof. Dr. Tekineş: Fakirlik günahı engellemez, tam aksine Allah’ı inkara götürecek kötülüklere kapı açar

Hadis profesörü Ayhan Tekineş, kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün, “Ekonominin bozukluğu, hayat pahalılığı çoğu günahları engelleyici bir şey! Bu manada iyi bir şey.” sözlerine tepki gösterdi.

Efendimiz’in (sas) “Fakirlik az daha Allah’ı inkara denk olacaktı.” hadisini hatırlatan Ayhan Tekineş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda şu ifadeleri kullandı:

  • Din tüccarlığından zengin olanlar fakirlerin halini düşünmüyor. Peygamber Efendimiz (sa) “Fakirlik az daha Allah’ı inkara denk olacaktı.” buyurmuş. Fakirliğin yol açabileceği muhtemel tehlikelere dikkat çekmek için. Ama bu din tüccarı sahte şeyhler kendileri lüks ve şatafat içinde yüzerken dalga geçer gibi millete fakirliği övüyorlar.
  • Yüzyıl önce İslam dünyasının üç büyük probleminden birisi fakirlik diyen Bediüzzaman’ın ufku nerede, halka fakirlik vaazı veren DİB Ali Erbaş ve sahte şeyh Cübbeli Ahmet nerede!
  • Peygamber Efendimiz (sa) “Veren el alan elden üstündür” sözüyle, insanları helal kazanca ve başkalarına yardım etmeye teşvik ederken sahte şeyhler, dilenciliği yüceltiyor, fakirlik vaazı veriyor. Günahları engellemek için tek çareleri kalmış; milleti aç bırakmak. Vaaz ve nasihatlarının tesir etmediğinin kendileri de farkında.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Sevgi değer Prf Dr Ayhan TEKİNEŞ Bey,

    Açıklamalarinizi ilgiyle izliyorum Tşkr. Gecenlerde Tvde “İslamin Savaşları Savunma Savaşlarıydı” şeklinde açiklamalariniza şahit oldum.

    Ben de bu konuda yillardir merakli oldugum icin, edindiklerimi sizinle buradan paylaşmak istedim:

    İslamda TEBLİĞ ve Bu Amaçla Geçmişte Kullanılan FETİH Olgusu :

    Her dinde, kendini diğer insanlara duyurma (TEBLİĞ) bulunuyor. Ve Dinlerin en önemli konularından biri.

    Paulo Coelho, bu konuda şunları dedi :
    (Paulo Coelho defends Holy Quran as ‘book that changed the world’;
    ” I am Christian, and for centuries we tried to imposed our religion by the force of the sword – check “cruzades”in the dictionary..)

    “Ben bir hırıstiyanım ve asırlar boyu dinimizi kılıç gücüyle empoze etmeye çalıştık…”

    “Kitlesel Haberleşme” araçlarının yaygınlaşmasına kadar geçmiş zamanda, ülkeler sınırlarını çok sıkı koruyorlardı ve diğer bir dinin tebliğcilerine izin vermiyorlardı. Hatta öldürüyorlardı.

    İşte burda İslamın diğer halklara bildirilmesi için; 4 Halife devri de dahil, tüm güçlü müslüman Devletler tarafından 1900 lü yıllara kadar FETİH enstrümanı kullanıldı.
    Bu kelimenin diğer batı dillerinde karşışığı yok, işgal, alma anlamına gelen kelimeleri var (conquer, occupy, invade.. vb).

    FETİH = AÇMA, İslama özgü bir terim, yani kazandığı zaferlere Fetih adını verdi, işgal demedi.

    Fethedilen yerlerdeki insanlara sadece İslamı duyurmakla yetindi, dil, din zorlaması yapmadı. Yani Cevizin içindeki öze ulaşmak için sadece CEVİZİN KABUĞUNU KIRDI , fakat öze zarar vermedi, özü ezmedi.

    Fakat Kitlesel iletişim araçlarının yaygınlık kazandığı günümüzde ise Tebliğ için CİHAD’ın nasıl olması gerektiği konusunda Bediüzzaman Said NURSİ çerçeveyi ortaya koydu:

    “ARTIK MADDİ KILIÇ KININA GİRMİŞTİR.” ve “MEDENİLERE GALEBE İKNA İLEDİR.”

    Yani, günümüzde Cevizin Kabuğu yoktur, kırılmıştır. Tüm insanlar engelsiz bir biriyle iletişim kurabilmekte ve isterlerse Tebliğlerini yapabilmektedir. Ceviz içine uygulanacak bir şiddet, darbe doğrudan özü ezecek ve zarar verecektir.

    Önümüzde biri kabuklu ceviz, diğeri de kabuğu çıkarılmış ceviz olsa ve elimizde de bir ÇEKİÇ olsa, kesinlikle kabuklu cevize kabuğundan çıkarmak için kullanırız, ceviz içine vurup ezip zarar vermeyiz.

    VAHİY, tüm çağları kapsadığı için, bazen Genel Kaideleri koymakta, ve böylece bazı alanlar kişiye bırakmıştır -yönetim şeklinde olduğu gibi – ;
    Veya sınırları, içeriği belli açık emirler, kurallar koymuştur.
    ….

    CİHAT=(mücadele), ve Yönetim Şekillerinin tarihsel süreçlerde değişik uygulamaları oldu İslamda.

    Meşhur zalim Robes PİERRE, 2000 civarında kişiyi Krallığı kaldırıp Parlementoyu getirmek maksadıyla giyotine gönderdi.

    Fakat başaramadı, rakipleri sonra O’nu giyotine gönderdi.

    Yani ulaşımın, kitle iletişimin, bilginin sınırlı kaldığı bir zamanda KRALLIK la yönetildi, dünya uzun asırlar boyunca.

    Fakat günümüzde de Krallığı devam ettirmek imkansız.

    –0–

    Yani CEVİZİN KABUĞUNU kırmak için oldu Fetihler. Öze müdahale etmedi.Dile , Dine karışılmadı.

    Şimdi ise Kabuk ortadan kalktığı için, FETİH gücü kullanıldığında, Öz ezilecek, zarar görecektir.
    –0–
    ” İSTANBUL MUTLAKA FETHOLUNACAKTIR. EMIRİ NE GÜZEL EMİRDİR, ORDUSU NE GÜZEL ORDUDUR.”

    Hadisini herkes biliyor. Fetih dışında başka ne açıklaması olabilir?

    Tarık bin Ziyad’ın İspanyayı Fethi…

    Hz. Ömer döneminde Mısır, Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan fethedilmiştir.

    Hz. Osman devrinde, Bizanslılardan Trablusgarp ve Tunus fethedilmiş, İslam orduları Kayseri’ye kadar ilerlemiştir.
    İran’ın fethine devam edilmiş, Horasan ve Harzem yöreleri alınmış, Ceyhun ırmağına kadar ilerleyiş devam etmiştir.

    Gürcistan ve Azerbaycan’ın fethi tamamlanmış, Antalya-Finike açıklarında “Zatü’s Savari” Savaşı’nda Bizanslılara karşı “ilk deniz zaferi” elde edilmiştir. 649’da Kıbrıs Adası fethedilmiştir.

    BUNLARIN FETİHDEN BAŞKA NE ANLAMI VAR?

    Şimdiki zamana göre Fetihin, Savaşın meşru müdafa dışında yapılmaması açıklamaları, bu yüzden tam yerinde açıklamalar.

    Fakat bu açıklamaları, farklı şartların hüküm sürdüğü, önceki çağlara teşmil etmek, neden?

    — 000 —

    İnsan bir mücadelede Elinde ne varsa onu kullanır. İslam dünyasında özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası bağımsızlık hareketleri sonrası, yaygın bir şekilde ELLERİNDE SİLAH vardı, Bilim, Bilgi birikimi yoktu.

    Bu şekilde bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da Batı Dünyasının Ekonomik ve Siyasi üstünlüğü karşısında, kendilerini ispat etmek, ezilmişlikten kurtulmak için, Ellerinde buldukları araçları, silahlarını kullandılar maalesef.
    Batının karşısına çıkacakları BİLİM, BİLGİ Birkimi YOKTU KAFALARINDA. Zira bilim, zaman alan ve çileli bir işti.

    Bu metodu da, Müslümanlarım 19. yy sonlarına kadar bir enstrüman olarak kullandıkları, Fetih yoluyla Cihat anlayışıyla bütünleştirdiler kolayca.
    Şimdi de El Kaide, Işıd, Bokoharam, vb bilmem ne belaları, bu şekilde yaptıkları Terör eylemlerine İslami bir kılıf bulmaya çalışıyorlar.

    Tabiki bu durumu, dünyada İslama yönelişi önlemeye çalışan Batılı Derin yapılar, bu Terör gruplarını her türlü destekleyerek, eylem yapmalarına zemin hazırlayıp seviniyorlar.

    Zira İslamın geniş kitlelerce kabulüne mani olabilecek daha iyi bir malzeme bulamazlardı.

    — 0 —

    Peygamberlerin “Günahsız”lığı ile, Hz Ademin yasak meyveyi yemesi konusunda, bir kaç yorum duymuş, okumuştum;

    Taaki, Ali Ünal’ın yorumunu : “Cennet teklif yeri olmadığı için, yapılan eylem de günah kavramına girmez.”

    Duyunca adeta şok olmuştum yorum karşısında. Gözleri Açık ilerlemiş ve sonunda en etkili yoruma ulaşmıştı.

    Risalelerin temel prensiplerinden biri,
    “Her soruya göğüs germe ve GÖZLERİ AÇIK İLERLEME…”

    Bu şekilde çok sorgunalan konuların, bu devrin insanını ikna eden cevapları ortaya çıkabiliyor, bugün olmasa bile yarın.

    Birçok fetih ayeti ve hadisi ne ifade ediyor?

    Cevap: 4 Halife Devri de dahil 1900 lü yıllara kadar TEBLİĞ İÇİN FETİH bir Enstrüman olarak kullanıldı.
    Şimdi bu kadar övülmüş, yüce insan dini yanlış uygulamış olamaz bence…
    –0–

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin