HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK
Futbolda ara transfer sezonu tam gaz devam ediyor. Takımlar devre arasında ihtiyaç duydukları mevkiye takviye yapıyorlar. Ara transferin en pahalısı Borussia Dortmund’dan Chelsea’ya giden Christian Pulisic oldu. Dortmund alt yapısından yetişen 20 yaşındaki Pulisic için Chelsea tam 64 milyon Euro bonservis ödedi. Pulisic transferiyle birlikte dikkat çeken detay ise; Dortmund’un son yıllarda Premier Lig ve La Liga takımlarının yıldız tedarikçisi konumuna gelmesi oldu.
Borussia Dortmund’un transfer gelirlerinde artış yılı 2012-13 sezonuyla başladı. Genç yetenekleri keşfetmekle ünlü olan Dortmund, bedavaya aldığı Shinji Kagawa’yı Manchester United’e 16 milyon Euro’ya satıyordu. İsimsiz bir futbolcu olan Kagawa, Dortmund formasıyla ortaya koyduğu futbolla Alex Ferguson dikkatini çekecek bir performans gösteriyordu. O sezon oyuncu satışlarından Dortmund’un kasasına 34 milyon girerken, sattığı en pahalı ikinci oyuncu Çin’in GZ Evergrande takıma 8,5 milyon Euro’ya giden Lucas Barrios oluyordu. 2013-14 sezonunda Dortmund ne Premier Lige ne de La Liga’ya oyuncu satabiliyordu. Kasasına giren 47 milyon Euro’nun 37 milyon Euro’su ezeli rakibi Bayern Münih’e sattığı Mario Götze’den geliyordu.
İki sezon üst üste çift rakamlı transfer geliri elde eden Dortmund için 2014-15 sezonu oldukça sönük geçiyordu. Kasaya sadece 4,8 milyon Euro girerken, sattığı en pahalı oyuncu Hertha Berlin’e 2,8 milyon Euro’ya giden Julian Schieber oluyordu. Aynı sezon kasadan çıkan para ise tam 65 milyon Euro oluyordu. Gelen pahalı isim Torino’dan 18,5 milyon Euro’ya aldığı Ciro Immobile oluyordu.
2015-16 Dortmund’un yeniden çift rakamlı transfer gelirini kasasına koyduğu sezon oluyordu olmasına ama Dortmund’un yıllardır ucuza alıp pahalıya sattığı transfer politikası hata veriyordu. Kasaya oyuncu satışından 42,5 milyon Euro giriyordu. Sadece bir yıl önce kadrosuna kattığı Ciro Immobile’yi Sevilla’ya 11 milyon Euro’ya, Kevin Kampl’i Bayer Leverkusen’e yine aynı ücretle satıyordu. İki oyuncunun satışından kasaya 22 milyon Euro girerken, bir yıl önce her iki isim için ödenen rakam 30,5 milyon Euro idi. Dortmund’u saatıklarından ziyade bedelsiz Bayern Münih’e giden ünlü forveti Robert Lewandowski üzüyordu.
2016-17 transfer sezonunda Dortmund’un kapısını yine ilk olarak Premier Lig kulüpleri çalıyordu. Manchester United’e Henrikh Mkhitaryan’ı 42 milyon Euro’ya satıp kasasına milyonları koyuyordu. Bu kez kapıyı Manchester’in bir diğer takımı City çalıyordu. İstedikleri isim İlkay Gündoğan ödedikleri ücret ise 27 milyon Euro oluyordu. Aynı sezon defans oyuncusu Mats Hummels’i Bayern Münih’e 35 milyon Euro’ya satarak, bedava giden Lewandoswki’nin hasarını biraz olsun telafi ediyordu. Toplamda kasaya giren 111 milyon Euro ile Dortmund, dış transferde aralarında Andre Shürrle, Ousmane Dembele, Mario Götze, Emre Mor gibi isimleri kadrosuna katıyordu.
2017-18 sezonu kelimenin tam anlamıyla kasanın ağzına kadar dolduğu yıl oluyordu. Sadece bir yıl önce 15 milyon Euro’ya satın aldığı Ousmane Dembele’yi Barcelona’ya tam 115 milyon Euro’ya satıyordu. Bonuslarla birlikte kasasına girecek para 140 milyon Euro’yu buluyordu. Gabonlu yıldızı Pierre-Emerick Aubameyang’ı ise Arsenal’e 63,5 milyon Euro’ya satıyordu. Yine bir yıl önce kadrosuna 7,5 milyon Euro’ya kattığı ancak oynama şansı bulamayan Emre Mor’u Celta Vigo’ya 13 milyon Euro’ya satarak, oyuncu satmada ustalığını ortaya koyuyordu. Transfer sezonu biterken kasaya giren para tam 250 milyon Euro oluyordu.
Ve bu sezon… Yaz transfer döneminde Andrii Yarmolenko’yu West Ham’a 20 milyon Euro’ya satan Dortmund, Premier Lig’in bir diğer takımı Arsenal’e Sokratis’i 16 milyon Euro karşılığında veriyordu. Mikel Merino için Newcastle 7 milyon Euro ödüyordu. Yaz transfer döneminde açık veren Dortmund voleyi ara transfer döneminde vuruyordu. 20 yaşındaki ABDli yıldızı Christian Pulisic’i 64 milyon Euro’ya Chelsea’ya satıyordu. Yaz ve ara transfer döneminde kasaya giren toplam para ise 113 milyon Euro oluyordu.