Peter Schmeichel’in oğlu değil Kasper Schmeichel artık

SARANSK, RUSSIA - JUNE 16: Kasper Schmeichel of Denmark applauds fans after the 2018 FIFA World Cup Russia group C match between Peru and Denmark at Mordovia Arena on June 16, 2018 in Saransk, Russia. (Photo by Clive Mason/Getty Images)

HABER-PORTRE | HASAN CÜCÜK 

Peter Schmeichel, Danimarka’nın yetiştirdiği en iyi kalecilerden biri olmakla kalmadı, dünyanın da en iyilerinden biri oldu. Euro 92’de Danimarka sürpriz bir şekilde şampiyon olurken, Peter Schmeichel kurtarışlarıyla başarının mimarıydı. Aynı başarısını Manchester United’da da devam ettirdi. Peter Schmeichel’in oğlu Kasper’da baba mesleğini seçti. Uzun süre babasının gölgesinde kalan Kasper, artık rüştünü ispat etmiş biri. Kaleci olmasının hikayesi ise başarısından daha ilginç.

8 yıl United kalesini koruyan Peter Schmeichel, 1999’da ‘Artık vücudum Premier Lig’i kaldırmıyor’ deyip sürpriz bir şekilde Sporting Lizbon yolunu tuttuğunda ailesi de beraberinde gidiyordu. Bu yolculuğun 13 yaşındaki oğul Kasper’in kalecilik serüveninin başlangıcı olacağını kimse bilmiyordu. Baba Peter, United’in kalesini koruduğu dönemde Kasper mahallerindeki kulüpte kanat veya forvet olarak futbol oynuyordu. Babası Sporting’in kalesini korurken, Kasper’da Estoril Praia kulübünde kaleci olarak yeşil sahalara adımını attı. Takımın iki kalecisi vardı. Antröner her devre birine görev veriyordu. Katıldıkları bir turnuvada Estoril Praia finale kadar gelirken, maça Kasper kalede başladı. Antröneri, kalede mükemmel duran Kasper’i ikinci devrede oyunda tuttu. Skor 4-0 olunca maçın son 10 dakikasında Kasper’i oyundan aldı. Bu turnuva Kasper’in kaleciliğe giden yolunu sonuna kadar açmıştı.

2001’de Peter Schmeichel yeniden İngiltere’ye, Kasper ise annesiyle Danimarka’ya döndü. Spor okulu Oure’ye kaydını yaptıran Kasper artık kararını vermişti; baba mesleği kaleciliği seçecekti. Hayatı artık futboldu. Antremanlardan boş kalan vaktinde arkadaşlarıyla futbol oynamaya devam ediyordu. Takımda kaleyi koruyan Kasper, okulda arkadaşlarıyla oynadığında ise ya orta saha veya forvet oynuyordu. Bu tercihinin faydasını bugün görüyor. Bir oyuncu gibi ayağını iyi kullanmasını okulda oynadığı futbol günlerine borçlu.

Peter Schmeichel, oğlu Kasper ile

Oure’den sonra ülkenin köklü kulüplerinden bir zamanlar babasının kalesini koruduğu Bröndby’nün genç takımında forma giymeye başladı. 15 yaşındayken Manchester City’den ‘deneme antremanları’ için davet alan Kasper’in hayatında yeni bir dönem başlıyordu. Daha ilk antremanda menajer Kevin Keegan’in dikkatini çekiyordu. Antremanlar bittiğinde Kasper kaleye geçiyor, takımın iki forveti Nicolas Anelka ve Shaun Wright-Phillips ile menajer Kevin Keegan’in şutlarının hedefi oluyordu. Peş peşe gelen şutları kurtaran Kasper’in kendine güveni geliyordu. Bu kurtarışları 2002’de City ile sözleşme imzalamasının yolunu açıyordu.

Kasper, City ile sözleşme imzalamasına karşılık önünde ki önemli tecrübe vardı; David Seaman ve David James. Seaman, Kasper’e kol kanat geriyordu. Genç Kasper’e kalede soğukkanlı olmayı öğreten isim David Seaman olurken, James ise Kasper’e vucüdunu geliştirmeyi öğreten isimdi. Bu dönemde takımın en genç ismi olan Kasper’in bir başka önemli görevi ise, takımın kalesinin bir numaralısı David James’e kahve getirmekti. James’in kahvesi bittiğinde bir koşuda Kasper yanında bitiyordu. Bu durumdan ise asla yüksünmüyordu. Memnuniyetle yapıyordu.

City’de çok çalışmasına rağmen kalenin sahibi olamıyordu. Tam 5 kez farklı takımlara kiralık olarak gönderildi.  2007’de City’yi Stuart Pearce çalıştırmaya başlayınca Kasper Schmeichel’in sözleşmesini yeniledi. Artık kaleye geçme hayalini kuran Kasper’in ümitleri Joe Hart ve Andreas Isaksson’un transfer edilmesiyle yıkıldı. City’de kaleye geçme ümitleri yok olan Kasper sözlemesinin bitimesiyle birlikte takımdan ayrılmayı kafasına koydu.

2008-09 sezonu öncesi Hart ve Isaksson sakatlanınca sezona City kalesinde Kasper başladı. Bu zorunlu tercihi iyi kullanan Kasper, ilk 3 maçta kalesin gole kapattı. Özellikle ligin ikinci haftasında Arsenal’i 1-0 yenerken, Robin van Persie’nin penaltısını kurtarıp 3 puanın mimarı oldu. Bu performansının karşılığını sözleşme uzatma teklifi olarak alan Kasper bu kez ‘hayır’ diyordu. Çünkü, City’de verilen sözlere rağmen kale bir türlü teslim edilmemişti. Bir kez daha hayalkırıklığına uğramak istemiyordu.

2009’da City’den ayrılıp Notts County yolunu tutan Kasper sadece bir yıl sonra bu kez Leeds United’e gidiyordu. Leeds dönemide sadece bir sezon süren Kasper, 2011’de Leicester City’ye transfer oldu. Championship’te mücadele eden Leicester City, 2014’de Premier Lig’e yükselirken Kasper Schmeichel kaleyi koruduğu 19 maçın 9’unda gol yemiyordu. Kasper’in oynadığı maçlarda Leicester City kaybetmiyordu. 2014’te Leicester City, Premier Lig’in yeni üyesi olurken kalenin sahibi Kasper Schmeichel’di. 2015-16 sezonunda gelen tarihi şampiyonlukta pay sahiplerinin başında yine Kasper vardı.

Babasının izinden gidip kaleciliği seçen Kasper, 2013’ten beri Danimarka Milli Takımı’nın bir numaralısı olarak görev yapıyor. 50 kez milli formayı giyen Kasper, Danimarka’nın Euro 2020 eleme gruplarında İsviçre’yi 1-0 yendiği maçta yaptığı kurtarışlarla 3 puanı getiren isim oldu. 32 yaşındaki Kasper Schmeichel, kendini göstermesi uzun yıllar aldı ama babası kadar olmasa da çok iyi bir file bekçisi olduğunu hem Premier Lig’de hem de milli takımda gösterdi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin