Papazın Yargısı

ANALİZ | Prof. Dr. MEHMET EFE ÇAMAN

Sevgili okur. Yine e-posta adresime yanlışlıkla mıdır, bilinçli olarak mı artık, orasını bilemem, bir yazı metni düştü. Arada yargı var, papaz var. Karma-çorman bir metin. Ben cidden kimden geldiğini, ne amaçla yazıldığını anlayamadım. Belki siz bana yardımcı olursunuz diye buraya koymaya karar verdim, gazeteye rica ettim. Sağ olsunlar, yazı işlerindeki arkadaşlar de bu ricamı kırmadı, yayınlamayı kabul etti. Önemli bir şahsa ait olduğunu düşündüğüm bu metin konusunda yorum ve eleştirileriniz beni mutlu eder. Umarım sahibini ve yazının kime yazıldığını bulmama yardımcı olursunuz. Sevgilerle.

“Bak, papaz serbest kaldı. Türk yargısı işbaşında! Bağımsız, tarafsız, dik! Efendim, her yerde usuller vardır, teamüller vardır, efendime söyleyeyim, gelenekler, ödenekler vardır! Kızım sil bu son cümleyi, şey edemedim tam ne demek istediğimi! Yaz bakalım tekrardan: Efenim, geleneklerden bahsediyordum! Hah! Hatırladım! Her ülkenin kendi gelenekleri vardır, kendi örf ve adetleri, içtimai bir teşkilatlanma şekli vardır. Türk yargısı öyle her yargıya benzemez. Tutar ve tuttuğunu bırakmamak ister – ta ki emin oluncaya kadar: kim bu kümesin horozu. Ya, öf, olmadı gene. Çok amiyane kaçıyor. Sil kızım, baştan alayım bu son kısmı! Ne diyorduk? Horoz-tavuk karıştırmayalım. İngilizce çok şey edince aklıma Türkiye tavuk mavuk karıştı film. Yaz bakalım: Tuttuğunu demiştik ya, hah, işte tuttuğu in mi cin mi? Kim! Yani şimdi mesela birini tuttun. Kim bilmiyorsun. Bekle, az sabret. Bak bakalım kimin nesi, kimin fesiymiş. Ya arkadaş, yangından mal mı kaçırıyorsun be! Acelen nedir? Sabreden derviş, muradına ermiş. Sahipli mi sahipsiz mi? Sahibi kim? Siyasi-ticari-dini bir alışverişin var mı? Yani hayırlara vesile olacak türden müspet bir tarafı var mıdır yok mudur, bir tahlil ediver. İşte bu manada Türk yargısı var ya Türk yargısı! Hah. İşte hani Allah mahkemeye düşürmesin dedirten! Bildin mi? Kızım buraya kadar bir sıkıntın olmadı değil mi? Yazabildin mi bu dediklerimi? Sağ olasın var olasın. Çünkü bak burada derin analiz yapıyoruz. Bu fikirler tıpkı seri olarak dikey hareketlerde bulunma temayülü gösteren dolar grafiği gibi… Ya dur, ne diyorum ben ya. Manyak mıyım neyim. Bunu duydun mu kızım sen ya? Hah, çok şükür içimden söylemişim sanırım. Yani manyak olmamla ilgili kısmı! Tüh bak şey etmeye çalışırken ağzımdan kaçtı! Sen ol dolarlı kısım var ya dolarlı kısım! Orayı sil kızım. Yok, sadece doları değil, cümleten cümleyi siliver. Grafik ne fik diyorum ya, hah, onu! Yeniden toparlayalım. Bu fikirler var ya bu fikirler, bir gelir pir gelir. Kanun vardır, nizam vardır. Bin yıllık devlet geleneği vardır. Yok ya, olmadı. Son cümleyi revize edelim. İki bin yıllık… Yok, yok. Sen yaz, on binlerce yıllık devlet geleneği vardır. Bu yargı denen şey, maazallah şeriatın kestiği parmak acımaz diyen bir neslin, bir ümmetin… Bu cümleyi not al, ben ayrı bir konuşmamda kakalar… yok onu sil, yani ifade ederim milletime diye bitir. Nasıl gidiyor? Sağ olasın kızım. Bir çay söylesene dilim damağıma yapıştı. Yok bu metnin dâhilinde değil. Sen bir zahmet hanımefendinin pahalı çayından yaptırt bana. İçine de Kenya ısırganı ve zemzem suyu kattır. Şimdi… Nerde kalmıştık? Yaz. Sen kimsin ya Türkiye’ye baskı yapacak? Yok bu cümleye gerek kalmadı. Baskıyı yaptılar zaten, iş bitti. Sen o son cümleyi sil. Yaz: Türkiye’de hukukun, yargının nasıl işlediğini tüm dünyaya, hatta Samanyolu Galaksisi dışına gösterdik! Bize tepeden bakıp Türk adaletini baskı ve şantajla etki altına almaya teşebbüs eden dış mihraklara karşı nasıl dik durduğumuz ortadadır. Büyük oyunu bozduk. Papaz üzerinden Türkiye’ye karşı ticaret savaşları yapmaya kalkanlara, 3 lira olan doların 7 liraya çıkması sonrası yeniden gerisin geri 6 liraya inmesiyle beraber, enflasyonun yüzde yirmi küsurlara… Dur kızım, bu ekonomi kısmı var ya, o kısmı sen sil, bizim damada bir söyle, o kısmı o yazsın. Bolca bakınız burası çok önemli desin, bu ekonomik çevrelere çok müspet tesirde bulunuyor. Biz kendi ustalık sahamıza dönelim. İlm-i siyaset: yaz bakalım kızım. Muhterem papaz efendi… Hay dilimi eşek arısı soksun be. Sil. Bizim bağımsız yargımız sizin papazınızı serbest bıraktı. İşte, tanıklar fikirlerini değiştirivermiş. Evet. Yazdın mı? Şimdi gördünüz ki memlekette fikir hürriyeti var. Olmasa tanıklar nasıl fikrini değiştirebilir? Yazdın mı? Şahitlik var ya şahitlik. Bunun dinimizde çok hususi bir mana ve ehemmiyeti vardır. Ne? Kızım ne demek hangi din be! Sen de çıldırtacaksın beni. Berat’ın sınıf arkadaşının eşi olmasan, yani konuşturacaksın beni. Tamam, üzülme. Bak merhametliyim. Ama sen de dikkat et biraz!

Neyse. Konuya gelelim. Sağ ol, vallahi tam zamanında geldi bu çay be. Yaz bakalım: fikir hürriyeti meselesi. Her fikir hür olabilir. Papazların fikirleri olabilir. Papazların da fikir hürriyeti… Ya dur olmadı burası. Hürriyeti çok abartmayalım, Doğan’ın eski gazetesi gibi, ha-ha, hiç güleceğim de yoktu. Onu geç. Bu papaz var ya bu papaz. Bunun CİA’nın başına geleceğini söyledilerdi bana. Sil bunu be. Dalkavukların zırvalarını ana konuşma metnine koyduracaksın! Yeniden yaz: Bu papaz var ya bu papaz. Bu, bizim için mevzubahis olan Amerika ile aramızda olan dostluk ve müttefiklik ilişkileri ise, serbest olmuş veya olmamış, çok büyük bir kıymeti harbiyesi yoktur! Ya bak burası çok hoş oldu. Çay pahalı, ama mendebur vallahi zihin açıyor. Yaz: İçerde değildi, zaten evindeydi. Şimdi, onun yargıda şeyini yaptık, artık ülkesine gitmesi hususunda bir mani kalmamıştır. Herkesin evine gitmesi, evindekilerin evinde kalması, ikinci bir emre kadar… Ne diyorum ben ya, hatlar karıştı. Güneydoğu için yazmam gereken metnin aklımda kalan kısmı bu. Süleyman bazen çok sert üslup kullanıyor. Seviyorum namussuzu! Benden çok benci deyyus! Yok be kızım bunları yazmıyorsun. Ver bakayım o yazdıklarını bana. Bak şuradan itibaren al, gerisini sil: Bu papaz var ya bu papaz. Kim ulan o! Kızım ulan kelimesini sil. Daha başkanvari bir kelime kullanalım. Ne diyelim? Efendim? Hah, o olur. Kim olursa olsun, isminin önündeki sıfatlara bakmaksızın… ya burası vallahi yüksek tahsil almış olduğumu diplomadan daha hoş bir şekilde şey ediyor. Yaz: sıfatlara bakmaksızın, bizim yargı sistemimizin ne kadar eşitlikçi, hakperest, adil, uyumlu… yok uyumlu olmadı sil. Onun yerine bir sıfat bulalım: bulamadım be, yaz uyumlu, bizi Batılıların standartları ilgilendirmiyor. Uyumlu yargı olabilir. Yaslanma, yürütme, ayargı. Yani meclise yaslan, koltuktayken yürüt, mahkemede de ayar ve anlamında. Bak bunlar ustalık dönemimden sonra anladığım kıymetli fikirler. Bunları yazma, anılarımla ilgili çalışan arkadaşlara şey edersin. Bizim yargımız sizin yargınıza benzemez. Bizim yargımızı sizin yargınıza benzetmeye çalışan mankurtların oyununu bozduk.

Bu milleti utandırmadık. Bu millet, kimin dost kimin düşman olduğunu bilir. Papaz artık serbesttir. Bahaneniz kalmamıştır. Daha önce farklı vesilelerle ifade ettiğim gibi, teknik ifadesiyle al papazı ver papazı diplomatik anlayışımız, sonunda sonuç alma, meyve verme aşamasına gelmiştir. Yok be kızım, bu aynen kalsın. Ne tepkisi. I-Phon kırdırdım, dolar yaktırdım, adam bana iki kamyonundan birini bile verdi. Devam et: Bu diplomatik stratejiden sonra, bakın papaz serbest kaldı. Dün telefonda ifade ettim ve tercüman da bilahare şey etti. Bu papaz serbest kalacak. Bu papazı serbest bırakmamızın karşılığında siz ne yapacaksınız dedim. Yok, takasa da Halkbank mevzuunun dip frize kaldırılmasına da sıcak bakmadıklarını anladım. Yok kanıtmış da, yok usulmüş de bilmem ne. Adamlarda bahane çok! Yazma bunları. Ya bizim niyetimiz iyi, niyetimiz! Biz iyiyiz. Siz de iyi olacak mısınız? İyilik yap denize at. Papaz bak serbest. Ne oldu? Hani Türkiye’de hukuk yoktu? Ya biz sizin cemaziyülevvelinizi biliriz be! İnönü döneminde hukuk mu vardı? İnönü elinde Amerikan bayrağı, cebinde Lozan’da verdiği yerlerin dökümü, ABD ile ilişkilerde bizim gibi dik durdu da biz mi bilmiyoruz? Yok, karıştırmayalım şimdi o cephe bu cephe be! İzmir’deki villaların dış cephe Amerikan saydingi benim ABD’nin önemini anlamamda adeta bir mihenk taşıdır mihenk taşı! Biz ABD’nin papazıyla papaz olmak ister miyiz? ABD ile papaz olmamak için papazı iade etmedik mi? Ettik elhamdülillah! Yazıyorsun değil mi kızım? Sular seller gibi gidiyor maşallah. İnşallah. Yaz: Papazı bıraktık, ekonomide, hamdolsun çok önemli bir ivme bekliyoruz. Burası çok önemliymiş, dün Berat dedi. İçeride olan diğerleri bize yeter. Biri az olmuş biri fazla, önemi yok. Rakamlara takılma. İsimlere takılma. İçeride ne profesörler var, ne mühendisler, ne doktorlar. Bak, tutuyoruz. Güçsüz olsak onları tutabilir miydik? Yoksa, hukukçulara kalsa bir dakika içeride tutamazsın, o derece durum. Ama biz ne yaptık? Bu aziz vatanın her taşı, her avuç toprağı dedik. Bu iş butik arsacılığa benzer mi be! Öyle olsa bile, onun feriştahı, elhamdülillah yine biziz. Yazdın mı kızım? Hah! Çok iyi oldu. Bağlıyorum. Az kaldı. Bizim için Alman veya Amerikalı, önemli olan herkes baş tacıdır. Casus masus, la sen bir sus! Sen konuyu biliyor musun? Adamın dosyasını sen okudun mu? Ya orasını karıştırma, ben en azından özetini okudum. Tamam be, senden de bir şey kaçmıyor, özetini danışmanım özetledi. Mesele o değil. Casus değilmiş. Bunu yazma kızım! Ama ha! Adamı pazarlık marjı olarak almış bizimkiler. Yok be ben demedim. Onlar yapıyor ben daha demeden! Yani ben demezdim demiyorum, derdim de bilmiyordum ben bu adamın papazlık vazifesi ifa ettiğini İzmir’de. Ulan bir de İzmir’e gâvur dedik diye kızıyorlar bize. Al işte elin Amerikalı papazı bile kilise açmaya İzmir’e geliyor. Konya’ya Kayseri’ye falan gelmiyor!  Orasını karıştırma, ne alakası var Ermeni ve Rum kiliseleriyle bu konunun! Kızım, sen tamam, düzeltme beni, sadece denileni yaz. Hangi okuldan arkadaşıymış senin bey bizim oğlanın? Ne, Berat’ın mı? Ya desene senin bey de o kolejden mi mezun? Tevekkeli değil sen böyle car-car konuşuyorsun. Sen bak dua et, arada Berat’ım var. Yoksa sana Türk yargısının nasıl bir yargı olduğunu nazari değil tatbiki olarak şey ederdim de, neyse!”.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Islamiyeti durdurmak insanligi durdurmak demektir. Maksat bu olunca elbetteki gayri insani duruma kendileri dusecekler. Insanligin medeniyet yuruyusunu durduramazlar yaptiklari zulumler kendilerinin ne oldugunu ortaya koyar. Mahseri vicdan yaniltilamaz

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin