YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Dünyadaki itibarı sıfıra düşmüş, tarihinde görülmedik bir enflasyon dönemi yaşayan, ekonomisi son derece kötü, gelir adaletsizliği zirve yapmış Türkiye’de muhalefet, hala psikolojik üstünlüğü ele geçirebilmiş değil. Ülkede herkes huzursuz ama muhalif siyaset bu hoşnutsuzluğa liderlik edip, iktidar rüzgarına dönüştüremiyor.
Sanki üzerine ölü toprağı serpilmiş, kafaları karmakarışık ve iddiasızlar. Bu kadar büyük başarısızlıklara rağmen siyasetin nereye evrileceği inisiyatifini iktidara bırakıyorlar. Bir ara gündemi belirleme iradesini ele geçiren muhalefetin soluğu çabuk kesildi, kısa süre sonra bunu tekrar Recep T. Erdoğan’a teslim etti. Seçimler kapıya dayandı ama Altılı Masa aylar önce halledilip bitirilmesi gereken teknik detayların küçük sularında kendini boğuyor.
İktidar yüzünden burnundan soluyan herkes şu soruyu soruyor, “muhalefet, iktidar olmayı gerçekten istiyor mu?”
Bir zamanlar küçük olaylar için bile rejim değişiyor diye hop oturup hop kalkanlar garip bir suskunluk, kabullenmişlik ve teslimiyet içinde. Recep T. Erdoğan ‘sistemi sıfırladık, başka bir rejim kurduk’ diyor herkes kendini ona göre ayarlıyor. Anayasaya göre aday olmasının mümkün olmadığı bir seçime üçüncü kere girmesine muhalefet itiraz etmeyi aklına bile getirmiyor. Yönetme sınırlarını anayasa değil Erdoğan’ın ağzından çıkan sözler belirliyor; muhalefet o sınırlara itiraz etmeye cesaret dahi edemiyor. Tıpkı diploma meselesinde olduğu gibi üçüncü kere adaylık meselesinde de muhalefet, AKP Genel Başkanının oluşturduğu fiili durumu itirazsız kabul ediyor. Altılı Masa’nın, Erdoğan’ın üçüncü kere adaylığını kabul etmeyeceklerini açıklaması da kamuoyu infialinden sonra oldu. O da kuru bir açıklama! Anayasayı bir kere daha çiğneme girişimine muhalif siyasetin verdiği en ağır tepki Altılı Masa’nın bu açıklamasından başka bir şey değil.
Muhalefet, seçimi kazanmak için neredeyse kılını kıpırdatmıyor iken Özgür Özel tartışmayı bambaşka bir noktaya çekti. Seçimlerde kimin için çalıştığı çok da belli olmayan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel iktidara gelir gelmez ilk iş olarak MİT, YÖK ve Merkez Bankası Başkanı gibi 100’e yakın ismin görevden alınacağını söyledi. Sanki Recep T. Erdoğan’ın gönderilmesi meselesi bitmiş de onun getirdiği bürokratların gönderilmesine kalmış gibi.
Bu meseleyi Özgür Özel’in gündeme getirmesi, durup dururken MİT Başkanını ve diğer bürokratları tartışmaya çekmesini aklım iyi niyetle izah edemiyor. Bu açıklama MİT Başkanı’na Recep iktidarı kaybeder ve hesap vermeye başlarsa sıra size gelir demekten başka bir şey değil.
Bugüne kadarki bütün iktidarlar çalışmak istedikleri bürokratları seçmiş, iktidarın değişmesiyle, kısa sayılacak süreler içinde bürokratlar da değişmiştir. Durup dururken bunu hatırlatmanın, gidip göze parmak sokmanın maksadı nedir anlayamıyorum. Ana muhalefet partisinin grup başkan vekilinin söyleyecek sözü mü kalmadı ki bunları gündeme getiriyor?
Biliyorsunuz aşı hastalıklara karşı bağışıklık sağlama amacı ile insan vücuduna verilen, zayıflatılmış hastalık virüsüdür. Yani hastalık tedavisinde kullanılan aşı hastalığa sebep olan etkenlerden, mikroplardan üretilir.
Hangi tarafa çalıştığı konusunda kafam hep karışık olan eczacı Özgür Özel’in bu çıkışı da sanki mevcut rejimin vücuduna aşı vurmak maksadı taşıyor.
