Öteki

PROF. DR. M. EFE ÇAMAN | YORUM 

Başkalarının ötekisiyle veya ötekileriyle dayanışma konusunda istekli birçok Türkiyeli, kendi ‘ötekileriyle’ aynı motivasyonla ilgilenmiyor. Bunu söylerken fazla cömert ve iyi niyetli davranmış bile olabilirim. Çünkü çoğu, çoğu zaman kendi ötekilerinin öteki olduğunu dahi kabul etmiyorlar. Hatta daha da ileri giderek şunu saptayayım: Kullandığım ‘Türkiyeli’ teriminden rahatsız olup neden bunun yerine ‘Türk’ demediğim için yine bir araba dolusu hakaret geleceğinden eminim. Bunun da ‘öteki’ alerjisinden kaynaklanmadığını kim ileri sürebilir?

Anadolu’nun uygarlıklar beşiği olduğu çocukluğumuzdan beri anlatılır durur. Elbette Anadolu’da onlarca kadim uygarlık yaşamıştır ve bunların izlerini günümüze kadar takip etmek mümkündür. Takip edememek için kör olmak gerekir, zira memleketin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine dağ-taş bu uygarlıkların kalıntılarıyla dolu. Dahası folklör, mutfak kültürü, müzik, fenotipler, vücut dili gibi, dil ve din dışındaki alan bu kadim uygarlıkların etkilerini günümüze taşıyor.

Daha da ileri gideyim, dili dışarıda bıraktık ama bu eski kültürlerle günümüz Anadolu Türkçesi arasında mevcut olan birçok sözcük ve deyim saptamak da mümkün. İzler var ama mesele bu izler birilerini bir türlü ikna edemiyor. Bunun nedeni çoğu zaman sosyalizasyon ki siz bunu ‘endoktrinasyon’ olarak da okuyabilirsiniz. İnsanlar Anadolu’nun uygarlıklar beşiği olduğunu biliyor ama bunun devamını getiremiyor. Yüzeysel bir yoğunlaşmayla bile kolayca ayırtına varılabilecek olan şaşırtıcı süreklilikler her nedense görmezden geliniyor.

Ölü olarak kabul edilen bu kadim Anadolu uygarlıkları için belki bunu normal kabul etmek gerektiğini düşünenler çıkacaktır. Onların argümanına göre bu “ölü geçmişle” uğraşmak boştur. Çünkü bu geçmiş çıkmaz sokaktır. Bugünkü insanlara ne katkısı olabilir ki? Ayrıca o eski kültürler ve uygarlıklar bugün Anadolu’da yaşayan insanların geçmişiyle bağlantılı değildir. Bir zamanlar vardılar. Artık yoklar. Bizimle bağları yok. Biz onların kültürünün devamı değiliz. Biz bambaşkayız, onlardan tümüyle farklıyız, dolayısıyla onlarla uğraşmamız için bir neden de yok. İyi bir argüman değil mi? Bu argümana yine döneceğim. Fakat ondan önce gelin bir de yaşayan uygarlıklara bakalım, olmaz mı?

Anadolu’da bugün sayıca görece daha az da olsalar, başat grup olan Türkofonlar dışında yaşayan başkaları da var. Kürtler, Süryaniler, Araplar, Boşnaklar, Gürcüler, Romanlar, Ermeniler, Rumlar gibi etnik, Aleviler, Hristiyanlar, Yahudiler, Caferiler, Şiiler gibi dinsel ve mezhepsel gruplar da bizlerle beraber yaşıyor. Bazı etnik ve dini/mezhepsel gruplar ise ortak küme oluşturuyor. Yani mesela Ermeniler hem etnik hem dinsel, Alevi Kürtler hem etnik hem mezhepsel gruplar. Bu kombinasyonları görmek şahsen beni mutlu ettiği kadar, bana gelecek için umut da aşılıyor.

Yukarıda “ölü” addedilen uygarlıklardan kendisini soyutlayan cenah, bu yaşayan gruplara karşı da derin bir alerji, hatta bir nefret duyuyor. Ben çoğulculuktan ve yeknesak olmamaktan mutlu olurken, onlar büyük bir titizlikle bu farklılıkları gizlemeye, mümkünse yok etmeye, toplumu tektipleştirmeye gayret ediyor.

Bunların en büyük müttefiki Türkiye denen devlettir. Çünkü bu devletin genetik kodlarında etnik temizlik, homojenleştirme, tektipleştirme, Türkleştirme, Türk üstünlükçülük, zenofobi, ırkçılık ve daha bilimum habis ideoloji var. Haliyle bu devletin eğitim sistemi ve müfredatı da zenofobik, ırkçı, Türk üstünlükçü bir insan profili üretiyor. İnsanlar daha çocukken ve gençken bu sistemin kurbanı oluyorlar. Çok büyük bir çoğunluğu başlarına gelen olağanüstü faşizan endoktrinasyonu fark dahi edemeden yaşıyor, sonra da ölüp gidiyorlar. Nesillerdir devam ede gelen bir sarmal bu.

Bugün ötekileştirenler geçmişte ötekileştirilenlerin büyük torunları ki bu da kaderin bir başka cilvesi. Nefret ve ret ettikleri o kadim ‘ötekiler’ ve nefret ve ret ettikleri yaşayan ‘ötekiler’, esasında nefret kültürünün subjelerinin de ataları. Size atalarınızdan nefret etmeyi öğretiyorlar. Ezelden beri Türk ve Müslüman olmanızın mümkün olmadığını söylemek – gerçeği söylemek yani – baskıcı asimilasyoncu tektipleştirici yapı için dünyanın sonu gibi bir şey. Oysa bugün dünya üzerinde olan hiçbir topluluğun ne etnik ne de dinsel aidiyeti sonsuz bir geçmişe uzanmaz.

Bundan 1400 yıl önce İslam yoktu. Bundan 1300 yıl önce Türk yoktu. Elbette Müslümanların ataları vardı, Türklerin de öyle. Ama aidiyetler farklılaşıyor. Hayat böyle bir şey! Kendini Alman olarak tanımlayan birine atalarının Roma döneminin barbarları olduğunu söylerseniz bunu bir hakaret olarak algılamaz. Ama kendini Türk olarak tanımlayanlara Hitit, Greko-Romen ya da Ermeni ataları olduğunu kabul ettiremezsiniz. Ya da Müslüman aidiyetli bireylerin büyük kısmı atalarının Hristiyan olduğunu kabul etmek istemez. Ne var ki Anadolu’da birçok bölgede üç-dört nesil önce bile Rum ya da Hristiyan büyükanneleri veya büyükbabaları olan bireyler var.

Başka toplumlarda çok doğal olan bu meseleler Türkiye’ye gelince neden bu kadar karmaşıklaşıyor ve habisleşiyor?

Yaşayan ötekiler meselesi daha da karmaşık, tahmin edebileceğiniz üzere. Meşhur bir kız almak ve kız vermek deyimi kullanılır durur. Deyimin ataerkil (pederşahi) oluşu ve arkaik bir kokunun burnunuzun direğini kırarcasına rahatsızlık verişi meselesini geçecek olursak – ki bu bile şimdi birileri tarafından eleştirilecek ve memnuniyetle saldırı cephanesi olarak kullanılacak! – Kürtlerle karışma tezi sürekli onların Türkleşmelerine, Türk aidiyetini ve Türkiye devletinin tekil siyasi egemen oluşunu kabule yönelik argüman olarak kullanılıyor.

Yani “Bakın bizde ayrılık gayrılık yok çünkü ortak aileler var.” diyor tez. Dahası, kendi etnisitenizin, dilinizin, edebiyatınızın, öz yönetiminizin, ananenizin ve örflerinizin, benliğinizin derdine düşmezseniz – yani kimliksizleşirseniz – bir sorun kalmaz mesajı veriliyor. Yaşayan öteki, öteki olduğundan vazgeçerse kabul görüyor, “beriki” haline geliyor. Kürt siyasi hareketinin “bölücü” ve “terörist” olarak damgalanması bundan!

Aynı şey Aleviler için de söz konusu. Alevilerin Diyanet’in imkânlarından kesinlikle faydalandırılmaması, Sünnilerle eşit tutulmaması, ‘yok’ kabul edilmesi, inançlarının sapkınlık olarak görülmesi, üstelik tüm bu politikanın “laik” olduğunu iddia eden bir ülkede, son 100 yıldır bilfiil ve düzenli olarak devam ettirilmesi, epey düşündürücü olmalı.

Öteki kendini öteki algıladığı için ötekidir. Onun ötekiliğinin “Aramızda fark yok” yöntemiyle “giderilecek” bir şey olarak görülmesi, ötekinin sorunu değildir. Kendini Türk olarak görenler sorunun esas kaynağı. Israrla birilerine onların aslında olduklarından başka bir şey olduğunu kabul ettirmeye gayret eden bir kitle var.

Neden bu gayret? Yani bunun rasyonalitesi nedir?

Coğrafyasına, arkeolojisine, fenotipine, DNA’sına ve genetiğine düşmanlaştırılmış, bir nevi özünden nefret etmeye şartlandırılmış olmanın dramı bir tarafa, kendi folklörünün, ezgilerinin ve müziğinin, büyükanne ve büyükbabasının, yemeklerinin, vücut dilinin ve bilimum başka değerlerin sürekli etnikleştirildiği, yani Türkleştirildiği bir sistem, normal mi?

Yine soralım: Neden bu gayret? Bunun rasyonalitesi nedir?

Ötekiyle barışmanın kendimizle barışmak olduğunu ne zaman anlayacağız?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

6 YORUMLAR

  1. Bu Adam kadar tutarsiz, dengesiz Adam görmedim. Türk bir homojen Irk olmayabilir, degildir hatta. Hangi Irk homojen kalmis! Avrupa, özellikle Kita Avrupasi neden Viyana kusatmasindan önce bile, neden Osmanlilar degilde Türkler geliyor demisler. Illa topunu Gerekonem, Serbest güresci yapacak. Türkler, Kürtler Araplar, Rumlar birbirine karismistir elbette. Ermeniler bile, insan olduklari dönemde. Azarbaycan ne irki ozaman?
    Kuyruk meraklisi oldugun Batinin (Batidaki temiz insanlari, vicdanli, hakkaniyet, hukuk bilen, üstün irk (Herrenrasse) hastaligi olmayan … insanlari tenzih ederim), Ingilterenin, ABD nin Ortadogundan Defolup gitmesinden baska sonu yoktur! 100 yildir Gizliden Toprak alan, cikar icin yahudilere toprak satanlarda bu Bati usaklarinin ortagidir.
    Yahudiler ya insan gibi burda, devlet otoritesi az olan normal bir topluluk veya devlet gibi yasayacaklar, yada soykirima ugradiklari Avrupada kendilerine devlet kuracaklar. Bati politikacilari demiyormu, Europa ist christlich-judisch geprägt veyahut Europa hat eine christlich judishe Tradition. Hani nerde bu Tradition?

    Suanki Alman irkini sana anlatsam, Germanlarla belki %20-30 u alakali cikar.

    Bence esas Irkci Türkiyedeki ulusalcilar ve sensin. Yoksa bizim Ailede Gelin-Damat Türk de var, Kürt de var, Laz da var …

    Ülkenin adida Türkiye, Kürdiye, Arabiye ve karisimi olmus farketmez! Tabiki bu 100 yillik bagnaz anlayis degisecek Kürtce, Türkce, Arapca, süryanice ve diger diller bu caografyanin asli unsurudur.

  2. Ermeni meselesine gelince, secmece Zülümcü Efe Caman: Yok Ermenilerde diger Milletler gibi devlet kurma hakki vs. Simdi Doc unu (Dog) unu Almanyadan almis ( okudum, bence yalakaliktan iyi not almis) Citizen zaat.
    1- 1912 nüfüs sayimina göre Ermenilerin yasadigi Osmanli vilayetlerinde bir tek Bitlis de nufuslari %30 un üzerinde ve %32 tam olarak. Baska vilayetlerde %20 nin altinda. Nasil kurulacak bu Devlet?
    Müslümanlari sürerek ve öldürerek mi? 532 bin in kanina kallesce girmisler zaaten.
    2- Simdi bir Toprakta, anlaman icin söylede söyleyeyim ayni Alanda iki devlet kurulurmu? Bitlisin %30 Alani Ermeni devleti, Van in %18 i Ermeni devleti, Sivasin %15 i ….. ilceler hakeza, yollar…
    3- Almanyada, Türkler, Kürtler, Araplar .. Müslümanlar %20 ye daginik sekilde ulasirsa (suan %12-13 civari) devlet kurma hakkimiz varmi? Ermeniler (grekoremen serbest tuš, tasnak, hicnak, asala, tasala. Senin gibi biraz sacmalayayim dedim, sorry) gibi daginik.
    4- Toplam Ermeni Nufusü Osmanlida 1913 de, Edirnesinden, Suriyesine, musulundan , biga sindan …. sina 1.124.000 Nufusu varmis. Güney Amerikaya bile giden, bugünki Ermenistana giden, ….
    Nerden oluyor 1,5 Milyon Ermeni.
    5- Sizinkisi Kayserili misali 1+2 kac eder? Borcluysam 2, Alacakliysam 4 eder.

  3. Tabi Hamasa hemen Terörist dersin kendi Topraklarini koruyana ( 7 Ekimdeki saldiri terörist saldirisi o ayri! Iran ve Israil ortak istihbarat olabilir, Medvedev in dedigi gibi, bizim Isid, kullanilan isid, yol acan isid bayagi kullanisli. 11. Eylül yapan El-kaide yol a an El- kaide olmasin, 11 Temmuz yol acan darbe gibi, israile yol acan kaideler gibi…
    Israil yaparsa soykirim olurmu canim, Israil demokratik bir ülke.

  4. Yine bu yazida da tertemiz, piril piril pirildayan bir irkcilikla karsi karsiyayiz. Su yazi, bir Alman gazetesinde yayinlanmaz, teklif dahi edilmez, buna cüret eden bir yazar, yazarlik hayatini da, akademik hayatini da kendi elleriyle cöpe atar.
    Yok mu Almanya´da irkcilik. Elbette var, ama gizli, ama üstü örtülü, ama imali, ama göndermeli. Cünkü gelinen medeni nokta ancak bu kadarini kaldiriyor Almanyada.

    Yazarimiz rahat, nasilsa Türkce yazdigi icin Bati akademi dünyasi zihin dünyasini bu kadar yakindan taniyamiyor, karsisinda da travma gecirmis bir kitle var, göz göre göre yalana, carpitmaya doymuyor. Nerden baksan 35 yildir dünyada cirit atan Hizmetin önde görünenleri ise seyrediyor, ilismiyor, bir reddiye yazmaya bile yaklasmiyor. Tipik utanc verici Ebu Talip kadrosu hic bosalmiyor. Diyalog faaliyetlerinin asil amaci nerdeyse bu olmus. Gercekten utanc verici ve onur kirici. Buna izin verenler utanmayacagina göre ben onlarin yerine utanayim.

    Bak simdi cok ilginc. Ermeniler Ermeni, Süryaniler Süryani, Araplar Arap, Bosnaklar Bosnak. Yani öyle Ermenofon, Arabofon, Slavafon diye bi sey yok. Mesela sanki Kürtler tertemiz Kürt, hic baska milletlerle mesela Iranlilarla, Araplarla, Türklerle karismamislar, Ermeniler sanki hic Kilikyalilarla, Canlarla, Urartularla hic karismamis.
    Yani söyle oluyor: Ermeni´nin gecmisindeki Hitit atalari onlari Ermenofon yapmiyor, ama Türkleri Türkofon yapiyor. Türk diyemiyorsun artik yani, cünkü gecmisinde Hititler var. Bu acikca düsmanlik. Türk devletinin zulümlerini istismar edilerek yapilan bir Türk düsmanligi bu. Baska bi sey degil.

    Bütün o Helen, Iyonya ve Roma gecmisine ragmen Yunanlilar yine Yunanli, Yunanofon degil. Adamlar bütün bir Pontus bölgesinin halklarini asimile etmisler, Karamanli Türkleri de asimile ettiler mesela ama onlara Yunanli diyebiliyoruz. Ya durun bi, siz Yunanofonsunuz, Türklügünüzden kendinizi soyutlamayin demek aklimizin ucundan bile gecmiyor.
    Mesela Bulgarlar, kimse bu adamlara siz aslinda Orta Asyadan geldiniz, kendinizi ölü addedilen Baykar milletinden soyutlamayin, kendinize Slav da demeyin, siz sadece Slavofonsunuz diyen var mi? Yazar diyor mu? Der mi? Demez!
    Almanlar mesela. Adam kendine “Deutsch” diyor, “Teuton” boyununun ismini tercih etmis, sen istedigin kadar “Cermen” de, istedigin kadar “Alman” de, adam ben “Deutsch”um diyor, icindeki Polonya kökenlilere, Rus kökenlilere bakarak biz Germanofonuz demiyor. Böyle bi seye baskalari da cesaret edemiyor. Alman vatandasligini alan Türkler de, Araplar da her biri birer “Deutscher” oluyor. Evet dost ortaminda, biri merak eder sorarsa “Türküm” veya “Türk asilliyim” diyorsun, evinde bir Türk olarak yasiyorsun, Türkce konusuyorsun ama sen bu dünyada resmi olarak bir “Alman”sin. Hadi Almanyadaki 3 milyon Türk biz Türküz, hak istiyoruz, kimlik istiyoruz, 1 milyon Suriyeli biz Arabiz kimlik istiyoruz desin bakalim noluyor?

    Ya bak o kadar komik ki: Ölü addedilen uygarliktan soyutluyormusuz kendimizi. Hititlerden, Urartulardan ne kalmis geriye somut olarak? Arkeolojik buluntular! Hah iste o buluntular neyse bizim genlerimizde de ancak o kadar Hititlik, Urartuluk bulunur. Hititler, Urartular belki bizim ten rengimize yüzbinde bir oraninda bir ton miras birakmis olsun diyelim. Ruhumuza, zihniyetimize ne miras birakmis olabilir? Belki müzikten ufak bir nagme, halidan belli belirsiz bir desen. Bu kadar! Izini bile süremiyorsun.

    Türklük etnik bir isim degil, siyasi bir isim. Bize de bu ismi Batililar verdi. Kaldi ki Türk etnisitesinin bu toplulugun üzerindeki katkisi büyüktür ve öyle biri birine uymayan tutarsiz genetik bulgularla da degersizlestirilemez. Türkler Anadoluya sadece askerleriyle gelmediler. Sen öyle sadece askerle gelip farkli farkli kültürlere damgani vuramazsin. Kilicla olacak is degil o. Onu Mogollar yapmaya calisti ve kayboldu gitti.
    Yiginla Türk geldi Anadoluya, cobani geldi, dervisi geldi, kalaycisi geldi, demircisi geldi, bu insanlar önce Iranlilarla, ardindan Araplarla, Kürtlerle temas etti, sonra Anadoluda Rumlarla, Ermenilerle temas etti ve kendini kabul ettirdi. Bu adamlar direkt Kazakistan´dan gelselerdi bunu basaramazlardi. Iran, Suriye üzerinden geldikleri icin belli bir birikimle geldiler ve Anadoluda Ermeni, Rum ve Süryanilerle bir sentez olusturdular. Yoksa kaybolur giderlerdi. Baslarindaki beyleri Hiristiyan olurdu ve is biterdi. Olmayan sey miydi bunlar, Sah Ismail sirf Osmali Sünni diye Sii olmadi mi?

    Ötekilestirmeye gelecek olursak: Dünya üzerinde ötekilestirmeden en cok ceken uluslari siralamaya kalksak, Türkler ilk üce rahat girer. Cünkü Türk, gecmisin güclüsü ve bugünün gücsüzü olarak buna müsaittir. Bati, kendi kimlik ve medeniyetini insa ederken bilhassa Türkü ötekilestirme yöntemine cok basvurmustur. Fakat bugün Bati buna pek basvurmuyor. Ötekilestirme elbette oluyor fakat bu da Türkiye´nin malzeme vermesiyle oluyor daha cok. Ötekilestirmeden daha kötüsü ise yokluga mahkum etmektir. Adam bizim kimligimizi yok sayiyor, yetmiyor bi de bedenimize Hitit cenazesini sokmaya calisiyor, bununla yasa diye.
    Kürtlerin, Ermenilerin haklarini ararken, bunlari hesaba katmasi gerekiyor. Türkiye; Fransa gibi, Almanya gibi, Ingiltere gibi bir ulus devleti ve bu ülkenin vatandaslari da o ulusa ait olmak durumunda. Bu gercegi kabul ederek bütün dil ve kültür haklarini ararlarsa karsilarinda daha konusulabilir bir devlet bulacaklarini düsünüyorum. Her devlet bekasini düsünür, bir gelecek projeksiyonu yapar ve ona göre önlemini alir. Sen, ben simdiden sunu da istiyorum dedigin zaman, o adam senin demografine bakar ve 10 yil sonra neler yapabileceginin hesabini da yapar, yapmak zorundadir. Bu önlemlerin zulme dönüsmesini istemiyorsak makul olmak, duygusalliktan kacinmak, travmalarimizi atlatmak durumundayiz.
    Ben bunu gecmisimde ne kadar Kürt ne kadar Ermeni, ne kadar Hititin oldugunu bilmeyen, pek de umursamayan bir Almanya vatandasi Türk olarak söylüyorum. Iraktaki yerel yönetim bir devlet olsa, orda yasasam, oranin vatandasligina gecsem ben de Kürt asilli bir Türk olacagim. Eger ulus devlet kurmak sorunlu bir seyse, Kürtler de yeni kuracaklari ülkeyi buna göre kurmak zorundalar.

  5. Dini olmayan(laik)(!) bir devletin diyanet diye bir kurumu var ve her türlü dini kararlar orda alınır:))

    Yahu bu ülke çok komik çok.

    Din kendin yalamaktır ama Türkiyede başkasına yaşatamka olarak bilinir, Türkiyede hiçkimse dini yaşamaz ama herkes başkalarına cebren yaşatmaya çalışır. Her türlü ahlaksızlığı yapanlara bi bakın ne yapıyorlar. Devletin üst düzey memurları da bu ahlaksızlığın yaltakçısı yatakçısıdır.

    Olayın milliyetçilik boyutu da din boyutu ile aynı şekilde hareket eder. Türk milliyetçilerine bakın hiç biri Türk soylu değildir.

    Mesela ben Türk isem, Türk olmayan birisini Türk yapmak için uğraşmam bu akla aykırı. Ama kendisi Türk olmayıp Türkmüş gibi davrananlar başkalarınıda Türk yapmaya çalışır ki; kendisi arada kaynasın:))
    Avrupada zamanın birinde başlayan milliyetçilik akımlarından etkilenen osmanlı son dönem zevatlarının başımıza bıraktığı bela.
    Bu durum dini alanda da etkisini göstermiş

    Öteki ile nasıl barışabiliriz bilemiyorum

    Bu sebeple gençlermiz insanımız oluk oluk Anadoluyu terk ediyor, hemde bir daha geri dönmemek üzere..

    Sank durumun bu aşamaya gelmesi planlı bir olay. Osmanlıyı parçalayan bu hadise Türkiyeyi de parçalıyor.
    Bu parçalanma korkusu insanları daha fanatik Türk(!) Müslüman(!) yapıyor
    Acayip bir kısırdöngü sarmalı vesselam

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin