Osmanlı’yı rahat bırakın! [Analiz: Sefer Can]

Geçmişiyle bizim kadar kavgalı başka millet var mı? Hiç sanmıyorum. İngiltere’sinden İsveç’ine kadar pek çok gelişmiş Avrupa ülkesi, sembolik bir değer olarak kraliyeti yaşatıyor. Hadi biz bunu yapmamış, öyle ya da böyle, başka bir yol seçmişiz. Tercihin doğruluğunu, o gün taraf olan aktörlerin hatası ve sevabını masaya yatırabiliriz. Ama bir yerlerde hata yapıyoruz. Güncel meseleleri Osmanlı üzerinden tartışıyoruz. Bunu yaparken asgari seviye ve saygı korunmuyor. En büyük saygısızlık ise onu araçsallaştırıp basit çıkarlara alet etmek.

Osmanlı’yı, büyük tarihi konferanslarda müzakere etmiyoruz. Benzer hataları tekrarlamamak adına analizler yapmıyoruz. Eleştiren de ezberini tekrar ediyor, sahip çıktığını iddia eden de. Her insan gibi Osmanoğullarının da hataları ve doğruları var. Hüküm verirken olayları kendi şartları içinde değerlendirip ona göre sonuçlar çıkarmalıyız. Neyse, maksadım tarih bilimi usulü ya da felsefesi yapmak değil.

Referandumla birlikte yine bir ‘Abdülhamit torunu’ çıktı piyasaya. AKP bunu hep yapıyor. Önceki seçimlerde de sakallı bir genç AKP adına propaganda yapmıştı. Şimdi hanım hanımcık bir genç kadın bayrağı devralmış. Gerçekten soy bağı var mı bilmiyorum? ‘Abdülhamit torunu’ diye bir sektör var, bu yüzden hakiki olanlara da şüphe duyabiliyoruz. Yakın zamanda bir başka sakallı genç, yine dindar kesimi epey dolandırmıştı. Hatta başörtülü bir gazeteciyle evlenecekken nikah günü maskesi düşmüş ve nikah yarım kalmıştı. Fatih’teki nikaha gidenler şoke olmuştu.

MENDERES’İ PARLAMENTO DEĞİL BAŞKANLIK ASTI

osmanoğlu nihan‘Abdülhamit’in torunu’ Nilhan Osmanoğlu, referandumda ‘evet’ oyu vereceğini açıkladı. Olabilir oy hakkı bulunan herkes tercihinde özgür ve kararını beyan etmesinde mahzur yok. Burada iki sorun ortaya çıkıyor: AKP bunu propaganda malzemesi olarak kullanıyor. CHP ise kadim ezberleri tekrarlama tuzağına düşüyor.

Bayan Osmanoğlu, Türkiye’deki bütün kötülüklerin anası olarak parlamenter sistemi görüyor! Başbakan Adnan Menderes’in idamı, Kenan Evren’in bir sağdan bir soldan genç asması hep parlamenter sistem yüzündenmiş. Turgut Özal, Çankaya’da zehirlendiğinde yardıma koşacak ambulansa dahi parlamenter sistem mani olmuş. Bu arda birisi sultanımıza AKP’nin ‘Özal zehirlendi’ diyenleri içeri tıktığını söylesin. Başına durduk yerde iş açılmasın.

Osmanoğlu, “Cumhurbaşkanımız okuduğu şiir yüzünden siyasi yasaklı hale gelmedi mi? İmam Hatipler kapatıldı, başörtülü kızlarımızı yerlerde sürüklediler. Bu parlamenter sistem yüzünden.” cümleleriyle AKP’nin tam arzu ettiği şeyi söylüyor. Ama gerçeklere uygun olmamak gibi küçük bir sorun var. Menderes idam edildiğinde de 12 Eylül idamlarında da bugün anayasa değişikliği ile getirilmeye çalışılan türden bir başkanlık vardı yönetimde.

Bilakis, 12 Mart ve 28 Şubat müdahalelerinde parlamentonun varlığı darbecileri frenleyen etki yaptı. Bülent Arınç’ın bir avuç arkadaşıyla 28 Şubat’ın devamı anlamına gelen beş artı beş planını akim bırakması örnek olarak verilebilir. 2000’den sonraki darbe planlarında “28 Şubat’ı sulandırdılar, kökten çözüm için 12 Eylül örneğine dönelim” projesi sızmıştı.

Ayağı yere basmayan propaganda Nilhan Osmanoğlu ile sınırlı değil. Başbakan Binali Yıldırım’ın Başdanışmanı, ‘siyasi analist’ Mustafa Şen de “Parlamenter sistem Osmanlı Devletini çökertti, Türkiye Cumhuriyeti Devletini çökertmesine izin vermeyeceğiz.” deyiverdi. Yok daha neler; diğer 16 Türk devletini de parlamentarizm yıkmış olmasın!

CHP’NİN OSMANLI KARŞITLIĞI TERS TEPER

Tartışmanın diğer ayağı CHP de en az rakibi kadar sorunlu yaklaşıyor meseleye. Anında Osmanlı-Atatürk kapışmasına çevirdiler işi. Yetmiyormuş gibi Özgür Özel, “Bilmem kimin kaçıcı karısı olurdun” seviyesizliğine imza attı. Açıkçası kendisinden beklemeyen bir çıkıştı; memleketinde seçmeni karşısında görünce fren tutmadı herhalde.

Nilhan Osmanoğlu’nun söylediklerinin AKP ve MHP tabanındaki olumlu etkisi cılız olur. Ama CHP’nin kadim ezberleri tekrar etmesi yoğun tepkiye yol açar. CHP’nin güçlü bir ‘Hayır’ için, AKP ve MHP tabanını ikna etmesi lazım. Ama kampanyayı kültür çatışması üzerine kurar bir de Osmanlı aleyhtarlığı yaparsa hiç şansı kalmaz.

HDP’lilere dönük cadı avına katkısından dolayı Kürt’lerde haklı bir kırgınlık var. Milliyetçi ve muhafazakar seçmeni de Osmanlı karşıtlığı ile AKP’nin safına itekliyorlar. Böyle giderse Cumhurbaşkanı Erdoğan için kolay bir oylamaya dönüşür. CHP kendi tezlerini oluşturmayı başardığında sonuç alıyor. 7 Haziran, bunun iyi örneği idi. Şimdi de mücadele, Erdoğan’ın istediği ve mahir olduğu kültürel çatışma zeminine çekilmemeli.

Osmanoğlu tartışmasındaki hata tekrarlanmamalı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin