Orta iki seviyesinde, tane tane anlatayım [Tarık Toros]

Bir darbe girişimi yaşandı, bin tane soru var, cevap arayan yok. Mahkemesi başladı, gazetelere bakıyorsunuz, malum irade ne senaryo yazmışsa milim sapmadan o yöndeki ifadeleri basıyorlar. Ne işkence iddialarına kulak asan var ne de birbirini tutmayan ifade çelişkilerine parmak basan. 15 Temmuz gecesi yazılan senaryo neyse, onu destekleyen gelişmeler “sanki olan biteni teyit ediyormuş” gibi paylaşılıyor. Geçmiş darbe soruşturmalarında “hukuk ihlalleri” başlığı altında mangalda kül bırakmayanlar gelişmelere kör ve sağır. Girişime dönüşmüş darbede ihlalin daniskası yapılıyor, bu defa kenarından bile geçmiyorlar.

BUGÜNKÜNÜN ÖRNEĞİ YOK!

O davalarda üç yüz küsur sanık vardı, ne kurumlarının ne de dışarıdaki yakınlarının hakları gasp edildi. Sanıkların hiçbiri kamudan atılmadı, hatta Balyoz davası Yargıtay’ca onandığı halde Genelkurmay aylarca Yüksek Askeri Şura’yı bekleyip “cezaları kesinleşmiş” mensuplarını emekli etti. Yakınları, akrabaları, arkadaşları, “sevdiklerinden uzak kalmanın” dışında mağduriyet yaşamadılar. Lojmandan bile çıkarılmadılar. Hukuk ihlallerini kanal kanal dolaşıp anlattılar, medyanın yarısı “mağduriyet öykülerini” yazı dizisi yaptı. Bugün böyle mi? 50 bin civarı tutuklu ile tüm sülaleleri kapalı cezaevi haline dönmüş ülkede açlık ve susuzlukla savaşıyor. Kamudan ihraçlar 100 bini aştı, onlar da savcısız, hâkimsiz, mahkemesiz biçimde tüm haklarını kaybettiler. Çalışma hürriyeti yok, seyahat özgürlüğü yok, derdini anlatacak mecra yok!

BYLOCK’SA KOY SEPETE

Düne kadar, darbe soruşturmalarındaki hukuk ihlalleri üzerinden gazetecilik dersi verenler, bugün ByLock adlı ucube bir suç torbasını savunur halde. Bir kere daha altını çizelim: Emniyetçiler ve hukukçular çok iyi bilir. Polis-adliye muhabirliği kökenli gazeteciler de bu konuda kül yutmaz. Mahkeme kararıyla yapılan adli takip ve dinleme, delil dosyasına girer. Yine mahkeme kararıyla yapılan ve üçer aylık dönemlerle yenilenen istihbarî dinleme ise dönem sonu imha edilir, amacı soruşturmayı katkı sunacak istihbarat toplamaktır. Her ikisi de mahkeme kararıyla olur. ByLock ise 500 bin kişinin akıllı telefonuna indirdiği ve bir yıl kadar önce kapanmış bir mesajlaşma uygulamasıdır. Milli İstihbarat Teşkilatı diyor ki; “15 Temmuz’dan sonra bu programı bulduk, kırdık, deşifre ettik, kullanıcılarına ulaştık, mesajları çözüyoruz.” Sonra milyonlarca mesajla baş edemeyip adeta çuvalla Emniyet’e intikal ettirmişler, “biz içinden çıkamadık siz çıkın” diye. Ne mahkeme kararı var, ne de (WhatsApp gibi) günü gününe teknik takip söz konusu. Şimdi, yarım milyon kişinin indirdiği bir cep uygulamasından geriye dönük MİT fişlemesiyle suçlu üretiliyor. Baştan aşağı hukuksuz! Bunu da en iyi polis-adliye muhabirliğinden gelme gazeteciler biliyor, ama ileride çok utanacakları bir işe imza atıyorlar, göz göre göre.

LEGAL FAALİYETLER ARTIK SUÇ!

orta spotBırakın ByLock’u… Yasal bankada işlem yapmanın, bandrollü kitap bulundurmanın, Milli Eğitim izniyle faaliyet göstermiş okul veya dershaneye çocuk göndermenin suç olduğu bir atmosferde, legal mesajlaşma programına sıra gelmez. Ama bir torba yaptılar ve yukarıdakilerden biri yoksa, “Telefonunda ByLock çıktı” deyip atıyorlar içeri. Utanmaz, yalancı, sahtekar, tetikçi gazeteciler de altını dolduruyor.

HİTLER DEĞİL HİTLER’CİK

Şu gün olan biten Almanya’da Hitler dönemiyle özdeşleştiriliyor ama karşılaştırılırsa bizdekine anca “Hitler’cik” denilebilir. Hitler, 1936 olimpiyatlarına ev sahipliği yapan dönemin süper gücü olmuş bir devletin başındaydı. Tank, top, uçak, denizaltı üretiyordu. Yeryüzünün en modern ordusunu kurmuştu. İtalya, İspanya gibi müttefikleri vardı. Savaştan hemen önce Avusturya ve Çekoslovakya’daki bölgeleri, tek kurşun atmadan Almanya’ya kattı. Yine savaşın ilk haftalarında Polonya’yı teslim almış, Ruslar’la anlaşma imzalayıp yeni sınır çizmiş, Fransa’ya diz çöktürmüş, Paris’te bizzat saatlerce zafer turu atmıştı. Avrupa’yı tir tir titreten Hitler buydu. Almanlar için de Birinci Dünya Savaşı’nın utancını temizleyen liderdi. Havada zeplin uçurulan coşkulu kalabalıklar arasında, “adaleti şiddet kullanmadan sağladığı” imajını veriyordu ama perde arkasında muazzam bir soykırıma imza atıyordu.

Hitler dünyayı yaktı, dünya da sonra döndü Almanya’yı. 50 milyon insan öldü, sonuçta. Hitler olmasa, bugünkü dünya bu biçimde şekillenmezdi. Şöyle böyle çok katkısı var. Hitler, Yahudileri kesti. Savaştan 3 sene sonra Yahudiler İsrail’i kurup Filistinlileri kesmeye başladı. Doğu Almanya olayı, Berlin duvarı, soğuk savaş vesaire. Hitler olmasa, hiçbiri olmayabilirdi. Bizimkiyle benzeşen tek tarafı, hayali bir düşman icat edip milleti böyle motive etmesi olabilir. Lakin bütün bunlar 80 sene önce oldu. Almanya, o gün çıkardığı derslerle toplumsal, siyasal ve hukuksal tedbirler aldı ve belki bunlarla kıyamete kadar devam edecek. Beni asıl korkutan ise şu: Hitler, “kazanamazsak dünyanın yarısını kendimizle cehenneme sürükleriz” diyordu, öyle de oldu. İşte bunu düşündükçe uykularım kaçıyor. Allah korusun, ülkemi, milletimi, vatanımı.

 

Mini not: Neden “orta iki” seviyesinde anlattım. Türk milletinin eğitim ortalaması 7 sene de ondan.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin