OdaTV Medyagündem’in yerini nasıl aldı?

YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Türkiye en sıcak-en popüler konunun bile üç günden fazla gündem olmadığı bir ülke. Aynı zamanda herkesin her şey olabildiği ama hiç kimsenin rezil olmadığı bir yer.

Hal böyle olunca da gazetecilikten çok etki ajanlığı yapan isimler rahatlıkla kirli operasyonlara devam edebiliyorlar. 

Nasıl olsa kimse söyledikleri yalanları, yaptıkları manipülasyonları yüzlerine vurmuyor. Sonuçta Erdoğan’ın kurduğu tek adam rejiminde tüm muhalif medya platformları kapatıldı, mevcutlar da Saray’a bağlandı. 

HİLAL İLE SONER’İN SAVAŞI 

Mesela bugünlerde Pelikan Çetesi lideri Hilal Kaplan ile Odatv ekibi arasında bir kavga var ve bu göründüğünden daha derin bir mücadele.

Odatv, Hilal Kaplan ile kocası Süheyb Öğüt’ün boşanmasına dair haber yapınca Hilal Kaplan açtı ağzını yumdu gözünü. Kaplan sitenin yayın yönetmeni Toygun Atilla ve sahibi Soner Yalçın’a hitaben “Nuh’un köpekleri” dedi ki bu kavgada bile söylenmeyecek türden bir laf. 

Çünkü ‘Nuh’un köpekleri’nde geçen Nuh hali hazırda Türk medyasını yöneten MİT yöneticisi Nuh Yılmaz. 

Dolayısıyla Erdoğan’ın gözde yazarlarından, aynı zamanda TRT yönetim kurulu üyesi de olan Hilal Kaplan, Soner Yalçın ve Toygun  Atilla’ya ‘köpeklik yapıyorsunuz’ ithamında bulunmuş oldu. Kaplan böylece Odatv’nin oynadığı ‘muhalifçilik’ maskesini de çöpe atmış oldu. 

Bölüşemedikleri pasta bir yana aralarındaki kavganın devlet-MİT-basın ilişkileri açısından bize söylediği önemli şeyler var. 

SERHAT ALBAYRAK’IN OPERASYON MERKEZİ: MEDYAGÜNDEM

Çünkü biz bu tip kavgaları ilk kez görmüyoruz.

Mesela Turkuvaz Medya CEO’su Serhat Albayrak’ın himayesinde kurulan medyagundem.com diye bir site vardı. Geçmiş zaman kipi kullanıyorum çünkü sözde haber yorum sitesi, fakat gerçekte MİT’in operasyon üssü olan bu site bir süredir sessiz. 

Aslında sadece medyagündem değil haber10 ya da medyasavar gibi paralel siteler de kepenk indirdi. 

Sosyal medya hesapları bile güncellenmiyor

Sitenin sahibi ve yazarı gözüken Tutkun Akbaş ortalarda gözükmüyor

Çünkü misyonlarını tamamlayıp bayrağı Odatv’ye devrettiler. 

“Erdoğan ailesinin fonladığı, Sabah-A Haber içinden yayın yapan medyagündem sitesi ile Soner Yalçın’ın sahibi olduğu Odatv nasıl iş bölümü yapar?” demeyin. 

Zaten haberin-yazının konusu da o

MİT’TEN HABER(!) SERVİSİ 

Medyagündem ve haber10 gibi sitelerin operasyon merkezi olduğu ilk bakışta anlaşılabiliyordu ama ben size mahkeme dosyalarına girmiş delillerden örnekler anlatacağım. 

Medyagundem.com sitesi görünüşte Tutkun Akbaş’a aitti. 

Görünüşte diyorum çünkü sitenin gerçek sahibinin Serhat Albayrak ve dolaylı olarak MİT olduğu basın camiasında herkesin bildiği bir sırdı. 

Tutkun Akbaş site kadar enteresan bir kişilikti denebilir.

Zira gazetecilik kariyeri boyunca ‘uçlarda’ dolaştı

Odatv’de yazarlık yaparken ‘AKP kapatılmalı’ türü yazılara haberlere imza atarken bir anda iktidarın en ateşli savunucularından oldu. 

Tempo Dergisi döneminde ise ‘türbanlı porno’ haberleriyle adından söz ettiren biriydi.

Turkuvaz Medya Grubu CEO’su Serhat Albayrak paravan sitelerden operasyon çekecek birilerini ararken  yolu Tutkun Akbaş ile kesişti.

Sonrası malum.

MİT ve iktidar kimi hedef almışsa site onu hedef alan haberler(!) ile doldu. Haber dediğim lafın gelişi çünkü yazılan yazılara haber denemez. Tehdit, hakaret, yalan, iftira ne ararsanız vardı. 

Hrant Dink’in afişe edilip hedef yapılmasının başka bir versiyonunu izledik. 

Günün birinde Erdoğan döneminin müzesi yapılınca orada mutlaka olması gereken bölümlerden birisi de bu tetikçi siteler olmalı. 

Gelin bu noktada mahkeme dosyalarına bakalım. 

Çünkü soruşturma dosyalarına giren bilgi ve belgeler söz konusu sitelerin nasıl çalıştığına dair önemli doneler içeriyor. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/1457 sayılı iddianamesinin ek klasörleri bize medyagündem ve benzeri siteler ile ilgili çok çarpıcı bilgiler veriyor.

Sizi mahkeme ve soruşturma dosyalarına boğmadan özetleyecek olursam;
Tutkun Akbaş’ın yönettiği medyagündem sitesinin Ekrem Dumanlı, Bülent Keneş ve Emre Uslu gibi gazetecileri hedef gösteren haberleri sonrası açılan soruşturma da ilginç detaylara ulaşılıyor.

Öncelikle o dönem provokatif haber ve hedef göstermeleri ile dikkat çeken medyagundem, haber10 ve medyasavar.com adlı sitelerin alan adları aynı kişi tarafından alınmış. Bu kişiler ‘bize bir şey olmaz’ demiş olacaklar ki kullanılan kredi kartı açık adres bırakmış. 

Her üç sitenin de kurtarma e-mailleri ve Google Analytics kodları aynı.

Başka hiçbir şeye sahip olmasanız bile bu veriler söz konusu sitelerin aynı merkezden yönetildiğini ispatlamaya yeter. 

Ancak mahkeme dosyasında başka çarpıcı detaylar da var. 

Söz konusu üç sitenin çalışma ve paslaşma usulleri de soruşturma da ayrıntılı olarak anlatılıyor.

Yine soruşturma evraklarına göre Tutkun Akbaş 20 Kasım 2013’te emniyette verdiği ifade de şikayete konu olan yazıların kendisi tarafından yazıldığını, Erdem Yavuz ismiyle yazılanların ise kendisine e-mail ile geldiğini ama sahibini tanımadığını anlattı.

Akbaş’ın ‘kim olduğunu bile bilmediği birinin yazılarını manşete çekmesinin’ ne kadar inandırıcı olduğunu sizin takdirinize bırakıp devam edelim. 

Çünkü bizim tabirle ‘bomba’ detayda gizli.

Tutkun Akbaş kendisine gelen 141 adet e-mailin ekran görüntüsünü ve 71 adet header bilgisini 3 dvd içinde polise teslim ediyor.

Siber polislerin erdemyavuz2435@yahoo.com , tutkun.akbas@gmail.com ve medyagundem@gmail.com adresleriyle ilgili yaptığı çalışmada söz konusu e-maillerin haritasını çıkarıyorlar.

Soruşturmayı yapan polisler buldukları ağa şaşırıyorlar çünkü Erdem Yavuz e-mailini kullanan kişi Ankara Yenimahelle MİT yerleşkesi etrafındaki cafeleri düzenli olarak kullanıyor. 

Hatta bunlardan bir tanesi MİT nizamiyesinin karşısındaki cafe. Denebilir ki Havuz medyasını besleyen merciler izlerini kaybettirmek için bile çalışmamışlar. 

Harita da  detayla görebileceğiniz gibi e-maillerin atıldığı yerler MİT yerleşkesini çevreleyen kamuya açık yerler. 

Soruşturma makamları e-maillerle ilgili çarpıcı verilere de ulaşıyor ancak “devletin iki kurumu karşı karşıya gelmesin” denilerek o detaylar soruşturma evraklarına yansıtılmıyor.

MİT İÇİNDE MİT VEYA PARALEL MİT

Bu aşamada herkesin aklına “Kim bu MİTçiler, VPN filan bilmiyorlar mu?” sorusu gelebilir. Öyle ya ilkokul öğrencileri ya da yaşlı teyzeler bile VPN kullanmayı öğrenmişken MİTçiler nasıl bilmez? 

Sorunun cevabı da aslında ‘paralel AKP’ ile ilgili. 

Medyagündem ve Haber10 gibi psikolojik harp yapan siteler doğrudan Hakan Fidan’a bağlı özel bir ekibin işi. Bir bakıma MİT içinde MİT ve kurum içinde ayrı bir yapılanma kuruyorlar.

İster işbilmemezlik deyin ister ‘bize bir şey olmaz’ rahatlığı ama realite bu. Dediğim gibi, devlet kurumları karşı karşıya gelmesin diye bazı somut verilerin gündeme getirilmediği de güvenlik bürokrasisinde bilinen bir realite. 

Peki bunların OdaTV ile ilgisi ne? 

Aslında cevap ortada. 2011 ilkbaharındaki Odatv operasyonu aslında MİT’in bir çalışmasıydı.

O dönem Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisiydim ve bu konuyu bizzat MİT müsteşarından dinlemiştim. 

OdaTV, Hakan Fidan’ın aleyhine yoğun bir kampanya yürütüyordu ve Fidan bu durumdan çok rahatsızdı. Dosyayı hazırlayıp emniyete pasladı ve o çok tartışılan operasyon için düğmeye basılmış oldu.

Odatv zaman içinde özellikle de iktidar destekli Cumhuriyet Vakfı operasyonu sonrası MİT’in kontrolüne girdi.

Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın yayın yönetmeni olarak transferiyle birlikte de MİT’in operasyonel alanlarından biri haline dönüştü.

Odatv’ye sözde muhalif takılıp iktidarın hedef aldığı kesimleri yıpratmak gibi bir misyon biçildi.

Odatv MİT’in kontrolüne geçince artık medyagündem veya haber10 gibi sitelere ihtiyaçları kalmadı. Tutkun Akbaş sosyal medyadan iki satır ‘medyagündemden ayrıldım’ açıklaması yapıp ortadan kayboldu.

Operasyon siteleri ile birlikte çalışan Esat Ç rumuzlu Esat Burak Uzundere gibi trolbaşları ise devlet kadrolarına ‘danışman’ yapıldı.

Mesela Esat Burak Uzundere yine bir trol başı olan bakan Mustafa Varank’ın yanında ‘danışman’ olarak maaş alıyor. 

Odatv ise Hilal Kaplan’ın tabiriyle ‘Nuh’un köpekliği’ne terfi etti. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. -Ahmet Bayekoğlu, rumuzlu bir twitter tetikçisi daha vardı, onu söylemeyi unutmuşsunuz, o da bir gece de kayboldu.

    Adem Bey, kurtarma e-mailleri, google analyticleri aynı demişsiniz, bunu deyince, Kamu İhale Kurumu kararları aklıma geldi.

    AKP iktidarında, onlarca örneği yaşandı bir olayın, o da şu, ihale yükümlülüklerini yerine getirmeyen borcu takan firmalar iflaslarını ilan ediyorlar, mahkemelik oluyorlar,

    ancak, aynı işi ihale eliyle daha sonra olan YENİ firmanın;
    – iş yeri adresleri,
    – kullandıkları telefon numaraları,
    – hatta iletişim halinde olan personel,
    – çalışanlar hep aynı oluyor,

    Ama, Kamu ihale Kurumu kararlarında, ikisi ayrı firma denilerek,
    defalarca, GEMİLER YÜRÜTÜLMEYE devam edildi, ki şimdi ulaşılan noktayı siz düşünün.

    Demem o ki, google analitikleri aynıydı, kurtarma e-mailleri aynıydı desekte, bunu “siz-ben-bizimoğlan” dışında umursayan yok.

    Bu kadar değerli gazetecilerin talihine düşen toplum bu malesef. Bu satırlarınız, Bir batı ülkesinde olsaydı, geçmişe yönelik dahi olsa, manşetlerde olurdu.

    “Anamın…görsem, yine de onları suçlamam, anamı suçlarım” diyen bir toplumda delilin, verinin, ispatın bir önemi yok malesef.

    ………………………………………..

    Adem bey, bütün bunlar olurken, benim asıl merak ettiğim şu,
    hani dediniz Odatv, yeni operasyon üstü oldu diye, Kamu da çalışan herkes bilir ki, Kamu da çalışan ultraulusalcı kesimin ekranlarında sürekli açık olan internet sitesi ODATV dir. Bu insanlar, Akp iktidarına, Erdoğana da gerçek anlamda muhaliflerdir.

    Merakım şu ki, bu insanlar odatv yi okuyunca bu değişimi, çaktırmadan yapılan erdoğan/iktidar borazanlığını fark ediyorlar. Fark etmemeleri imkansız, bu yönüyle akılları başlarında insanlar. Aceba onlar ne düşünüyor?

    Türkiye de olsam merak edip sorardım, belli de ederlerdi, sabah akşam açık olan siteleri yine mi açıktı mesela, ama bu konuda bir gözlemleme imkanım yok, lakin, bir yükselen ses, trend de duymuyorum.

    Mesela, halk tv de dahil, başka bir muhalif kesimden odatv ye kuvvetli bir Erdoğan/mit/akp borazanlığı üssü itirazı yapılmadı.

    Öyleyse şüphemi paylaşayım Adem bey,

    ODATV ye böyle bir itiraz yoksa kendi okuyucuları tarafından, aceba bilmediğimiz alttan alta yayılan bir, ultraulusalcılar arasında yayılan,

    “az sabredin, bunlar birer takti, bunlar gidince bizim olacak, bu bir strateji, siyaset…” vb dedikodu var mı.

    Kitlelerini nasıl ikna ediyorlar.

    ODATV, bir ultraulusalcıların, özellikle sivil-askeri bürokrasideki eğitimli ULTRAULUSALCILARIN bir çeşit takip ettiği, moral bulduğu, ümitlendiği yerdi.

    Şimdi durum değişti, ama bir tepki duymadık. Bir Klik olarak aralarında iletişim olduğunu sağır sultan biliyor, öyleyse, aceba bu ultraulusalcıların kulaklarına birşeyler mi fısıldan mı?

    Bu sorular, merakım ve birazda uzaklardan gözlemim. Elbette sizlerde gözlemcisiniz mecburen uzaklardan.

    Ancak, bu konuyu göz önüne alan, araştıran bir yazı arada sıkıştırırsanız sevinirim.

    ODATV kalesi yıkıldığına göre, Erdoğan tarafına geçtiğine göre, ultraulusalcı kesimin TABANI nasıl ikna ediliyor?

    Bu konuyu merak eden bir okuyucu olarak, biz yazı isterim mümkünse.
    Ulusalcı kesimin tabanı, akp tabanı gibi değil, bilinçli, neyi neden yaptığını bilen insanlardan, ideolojik körlükleri dışında, işlerinde oldukça rasyoneller,

    aceba ikna mı edildi bir şeylere, ulusalcı taban.

    Psikolojik tutumları, ruh halleri ultraulusalcılarda nasıl?
    (Muhalif, yahut normal chp seçmeni vs kastetmediğimi de eklemem gerek).

    Teşekkür ederim.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin