N’oldu şimdi, ülke mi battı?

YORUM | EKREM DUMANLI

Türkiye’deki sıcak gündem tartışmalarından dolayı dışarıda yaşanan bazı olaylardan haberimiz olmuyor. Mesela geçenlerde FBI, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’in evinde arama yaptı. Suçlama büyük: Obama döneminde başkan yardımcılığı yapan Biden’in devlete ait bazı gizli belgeleri arşive teslim etmediği ve evinde tuttuğu iddia ediliyor.

Biden iki senedir başkan. Ondan önce dört sene Trump yönetti ülkeyi. Demek ki en az altı sene öncesine ait bazı belgelerden bahsediliyor. Ve evini FBI basıyor. Baskın ve arama çalışmaları Adalet Bakanlığı inisiyatifinde yürütülüyor. Adalet Bakanı’nı Biden seçmişti; ama o hiç gözünün yaşına bakmadan gümbür gümbür işini yapıyor… 

 Sanırım merak ediyorsunuz: Bu acayip baskın esnasında ABD Başkanı Biden ne yapıyor? Mesela “Bu bir sivil darbedir” diyor mu? Kendisine bir “kumpas kurulduğunu” iddia ediyor mu? Ya da “belgeler sahte” diyerek güvenlik güçlerini suçluyor mu? Bu baskını haberleştiren medyayı hedef alıyor mu?

Hayır. Hiçbiri olmadı Amerika’da. Daha ötesi, Biden gazetecilerin karşısına çıkıp bir açıklama yaptı ve bahsi geçen evrakın kendisinde olduğunu hatırlamadığını, bu konuda avukatlarının güvenlik güçlerine yardımcı olduğunu söyledi. 

Aslında buna benzer bir hadise bir önceki Başkan Trump ile ilgili de yaşanmıştı. Seçimi kaybettikten sonra başkanlığı isteksiz bir şekilde terk eden Donald Trump’ın yanında devlete ait bazı belgeleri götürdüğü iddia edilmiş ve evine baskın yapılmıştı. Herkesi şok eden baskın sonrasında anlaşıldı ki Adalet Bakanlığı eski başkanı defalarca uyarmış, bazı belgelerin devlet arşivine teslim edilmesi gerektiğini söylemiş. 

Trump’ın savunması, “Hangi belgenin gizli olduğuna Başkan sıfatıyla ben karar veririm; dolayısıyla bu bahsi geçen belgelerdeki gizlilik kararını kaldırdım ve evime götürdüm” şeklindeydi. 

Adalet Bakanlığı yetkilileri ve hukukçular ise başkanın artık görevde olmadığını, görevi bırakan başkanların takip etmekle yükümlü olduğu bir prosedürün varlığını hatırlatıyor ve standart uygulama gereği Trump’ın gizli evrakı iade mecburiyeti olduğunu ifade ediyorlar…

Mesele sadece gizli evrakın evlere götürülmesi değil tabi ki. 

Trump hakkında o kadar çok dava açılıyor ki. Daha yakın zamanda başkanlık yaptığı dönemde vergi kaçırıp kaçırmadığı araştırıldı ve eski başkana para cezası kesildi. Sırada ne var; çok da bilinmiyor. 

Hâlihazırdaki Başkan Biden, başını yastığa koyarken rahat mı? Sanmam. Çünkü siyasi gücünün en zirvesinde olan bir insanın bile yanlış yaptığında hesap vermesi gerektiğini biliyor. Sistemin zaafı değil, erdemi bu. 

Eskisiyle yenisiyle devletin en zirvesinde görev yapan insanların denetlenmesinin kamu vicdanına hitap eden bir prensiple alakası var: NO ONE IS ABOVE THE LAW diye ifade edilen ve Türkçeye “HİÇ KİMSE KANUNDAN ÜSTÜN DEĞİLDİR” diye tercüme edebileceğimiz kural, devletleri ayakta tutan değerler manzumesinin özüdür. 

Evet, demokratik hukuk devletlerinde hiç kimse kanun dışına çıkamaz; çıkarsa hukuk onun yakasına yapışmak zorundadır. Ne yazık ki Türkiye (birçok geri kalmış ülke gibi) bu standardı oluşturamadı. Ülkeyi yönetenler pek çok suça bulaştığı, pek çok suçluyla irtibatlı olduğu defalarca ispatlandığı halde hesap vermek yerine, sandığı kendine kalkan yaptı. Devlet zırhına bürünen soyguncular, hırsızlıklarını ortaya çıkaran polisleri, hakimleri ve savcıları hapse attı. Onların yerine kendine bağlı militanları yerleştirdi. Sonraki safhada öyle yoğun bir propaganda yapıldı ki yolsuzluğa bulaşan siyasiler için kanunlar işlemez hale geldi. O yüzden yolsuzluğun önü alınamıyor artık… 

Şimdilerde Erdoğan’ın has müttefiki Doğu Perinçek, ‘Yargı siyasetin köpeğidir” dediğinde bu cümleye yargı mensuplarından bir itiraz geldi mi? Gelemez; çünkü hem yargı mensupları hem de siyasiler fiilî durumun bu olduğunu çok net biliyor. 17 Aralık 2013’te dört bakan suçüstü yakalanmış ve çocuklarının da bulaştığı rüşvet ve yolsuzluk mekanizması açığa çıkmıştı. Dört bakan istifa etmişken Erdoğan’ın yolsuzluk soruşturmasını kendine yapılmış “darbe” ilan etmesiyle hırsızlık meşru hale getirildi. Sonrası malum. Yolsuzluk soruşturmasını yürütenler hapishanede, hırsızlar zirvede. Şimdi “Hiç kimse kanunlardan üstün değildir” prensibini kim takar? 

Oysa demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilen ülkelerde görülüyor ki kanun dışına çıkan herkes bir şekilde sorgulanıyor. İşte en çarpıcı örnekleri. Eski Başkan Trump’ın veya halihazırdaki Başkan Biden’in evine polis baskın yaptı diye devlet mi yıkıldı! Tam tersi…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin