Mustafa Kavurmacı hakkında bilinmeyenler

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Mustafa Şevki Kavurmacı… Aydınlı Grup’un kurucusu… Baş eğmediği için Erdoğan’ın intikam almak amacıyla zulüm sağanağına maruz kalan bir gönül adamı. Gelin Mustafa Kavurmacı’nın, mütevazı tarzıyla tanınan bu insanın bilinmeyenlerine bir yolculuk yapalım.

Mustafa Kavurmacı’yı, İstanbul’a üniversite eğitimi için geldiğim ilk yıl tanıdım. Onu tanıyan bir arkadaşım, “Gel seni bir iş adamıyla tanıştırayım. Öğrencileri çok sever” dedikten sonra, “Bana maliyetine yakın fiyatlarla veriyor. Giyecek almak istersen aynı şekilde sana da verir” demişti.

İlk fırsatta Fatih Fevzi Çakmak Caddesi’ndeki Aydınlı mağazasına gitmiştik. Mustafa Kavurmacı o yıllarda daha 40’ına varmamış bir delikanlı idi. Arkadaşım, tezgâhın başında satış yaparken bizi tanıştırdı. Ayaküzeri sohbet ettik. Beni çok sevdiğini ve boş zamanlarımda yanına uğramamı söyledi. “Bir ihtiyacın olursa buraya gel, beni bulamasan da (satış elemanı) Hasan’ı bul. O sana gerekeni yapar” diye ekledi.

O yıllar Fevzipaşa Caddesine her yolum düştüğünde yanına uğrayıp ayaküzeri sohbet ederdim. Buna rağmen hiç alışveriş yapmadım. Mahmutpaşa’dan giyindiğim için Aydınlı’nın fiyatları bana hep astronomik gelmişti. Yarı fiyatına bile alacak olsam benim alım gücümün üzerinde idi.

Kavurmacı’nın hayat hikayesini gazeteciliğe başladıktan sonra öğrendim. Mustafa Şevki, 1960’lı yılların başında Aydın’ın Karacasu ilçesinden üniversite eğitimi için İstanbul’a geliyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde maliye ve sosyal siyaset üzerine eğitim görüyor.

Babası Adnan Menderes’in hemşehrisi olmasına rağmen hep Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verirmiş. Sebebi de ideolojik olmaktan çok, CHP’nin yerelde koyduğu adayı kendi değerlerine daha yakın görmesiymiş. Mustafa Şevki, üniversite yıllarında Nur Talebeleriyle yakın ilişki içinde olmuş.

Üniversite yıllarında akademisyen olmak ister. Ancak hocaları “çok sivri” olduğu gerekçesiyle onu üniversitede kariyer yapmak yerine ticarete yönlendirmişler. Mustafa Kavurmacı, sonraki yıllarda, “İyi ki beni ticarete teşvik etmişler” diye hocalarına minnet duygusunu dile getirecekti.

1965 yılında babasının vasiyeti üzerine İstanbul’da bir manifatura üzerine işyeri açıyor. İşleri iyi gidince de aileyi İstanbul’a taşıyor. Daha sonra Fatih’te 7 katlı bir bina alarak “Aydınlı Giyim” adıyla bir marka oluşturuyor.

Mağazasına “Aydınlı” ismini vermesi de biraz ideolojik. Menderes idam edildikten sonra, 1960’lı yıllarda Aydınlıların aşağılanmasına tepki olarak bu ismi tercih ediyor.

AYDINLI’NIN BÜYÜME YOLCULUĞU

Babasının üzerine bilerek hiç güneş doğmamış. Mustafa Kavurmacı da bu geleneği hayatı boyunca devam ettirdi. Akşam 11’de yatağa girer, uykuya düşkün olmadığı için de sabah 5’te kalkardı. Namazını kıldıktan sonra bir cüz Kur’an okur, ardından gazetelere göz atar ve okumak istediği yerleri okurdu.

Kavurmacı’nın otomobil düşkünlüğü hiç olmadı. İlk arabası 1990’da 10 yaşında Ford marka bir otomobil oldu. Araba kullanmak yerine arka koltukta oturup işini yapmayı veya okumakla meşgul olmayı tercih ederdi.

Aydınlı Giyim, Cacharel, Pierre Cardin, U.S. Polo gibi pek çok dünya markasının ya ana lisans sahibi ya da lisansörü idi. Polo Assn’nin 57, Cacharel’in 17, Pierre Cardin’in ise 13 ülkede lisansına sahip. Aydınlı Grup markalarının 3 kıta ve 57 ülkede 650 dolayında mağazası bulunuyor.

12 ayrı şirketi bünyesinde taşıyan Aydınlı Grup, 2010’lu yılların ortasına geldiğinde 5 bin dolayında kişiye istihdam sağlıyor. Şirket Türkiye’nin en büyük 200 şirketinden biri haline geliyor.

SİYASETÇİLERLE DOSTLUĞU ESKİYE DAYANIYOR

Mustafa Kavurmacı’nın işleri büyüdükçe, siyasetçilerle de dostlukları gelişiyor. Siyaseten Süleyman Demirel ve Turgut Özal geleneğine yakın duruyor ama Necmettin Erbakan ile de sağlam dostlukları oluyor.

Sonraki dönemde Milli Görüş hareketi içinde Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Abdullah Gül ile yakın dost oluyor. Üç isim de kendisine “Ağabey” diye hitap ediyor. Arınç ile akrabalık ilişkileri de kuruluyor. Arınç’ın abisinin kızı, Kavurmacı ailesine gelin gidiyor.

AK Parti’nin kuruluş çalışmalarının önemli bölümü onun evinde yürütülüyor. Büyükçekmece’deki Aydınlı AVM’nin açılışına AK Parti’nin kurmay heyeti tam kadro katılıyor.

Kazancının önemli bir kısmını öğrencilere verdiği burslara ayıran Mustafa Kavurmacı, AK Parti ile Gülen Cemaati’nin yollarının ayrışmaya başladığı dönemde kavganın büyümemesi için yoğun çaba harcadı.

Böyle bir kavganın ülkeyi çok yıpratacağını bıkmadan usanmadan her ortamda anlattı. Sonraki yıllarda Erdoğan’ın intikam duygularıyla Cemaate her türlü hukuk dışı yola başvurmaya giriştiğinde, kendini Hizmet Hareketine daha yakın bir yerde konumlandırdı.

15 Temmuz 2016 darbesinden sonra küçük oğlu Ahmet Sait yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Baba Mustafa ve büyük oğlu Ömer Faruk Kavurmacı, Gülen Cemati’ne yakın iş adamları konfederasyonu TUSKON aleyhine açılan davada sanık sandalyesine oturtuldu. Baba oğul cezaevine konuldu. Baba kısa süre sonra serbest bırakılırken Ömer Faruk Kavurmacı, kayınpederi Kadir Topbaş’ın rehinesi olarak içeride tutulmaya devam etti.

Ömer Faruk Kavurmacı, baba dostu dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kızı Kübra ile evli olduğu için dava boyunca “Damat” diye anıldı.

SÜLEYMAN ÇETİNSAYA’NIN VADİ İSTANBUL’A ÇÖKMESİ

Türkiye’nin en güçlü finans yapısına sahip şirketlerinden biri olan Aydınlı Grup, hukuksuzluğu kendine rehber edinen muktedirlerin iştahını kabartıyordu. 15 Temmuz sonrasında grup şirketlerine kayyım atandı.

İktidarın yönetime atadığı isimler, şirketleri içi boşaltılacak yerler olarak görüp harcamalara girişti. O güne kadar bankalardan pek kredi kullanmayan grup, hızla borçlandırılarak yeni mağazalar açılmaya başlandı.

Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen ve futbol dünyasının “Şeytan” lakaplı Rıdvan Dilmen’in şirketiyle 4 milyon TL’lik reklam anlaşması yapıldı. Kayyımlar devlete ait 45 milyon TL tutarındaki vergi borcunu ödemezken, Dilmen’in şirket Sportif AŞ’ye bir kalemde 4 milyon TL ödendi. Aynı şekilde, kayyımın kız kardeşine verilen 6 sıfırlı rakamlarla fotoğraf çekim ödemeleri yapıldı.

İnşaat sektörünün hızlı ilerlediği yıllarda Aydınlı İnşaat, tek başına veya ortaklıklar yaparak büyük projeleri hayata geçirdi. Artaş Grup’la ortak olarak yaptığı İstanbul Ayazağa’daki Vadi İstanbul projesi de bunlardan biriydi.

Avrupa Konutları’nın sahibi ve Artaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, iş dünyasında dindar kimliğiyle biliniyor. Avrupa Konutları’nın pek çoğuna kendi adını verdiği camiler yaptı. Vadi İstanbul’da Aydınlı İnşaat, yüzde 30’la büyük ortak konumundaydı. Çetinsaya’nın Artaş’ı da bu orana yakın bir paya sahipti. İktidarla dövüş kavganın başladığı dönemde tavrını net bir şekilde Erdoğan’dan yana koyan Çetinsaya, işlerin yürütülemediği gerekçesiyle Ömer Kavurmacı’dan ortaklıktan ayrılmasını istedi. Hisselerin büyük çoğunluğunu üzerine alarak şirketin hakimi oldu.

Kavurmacılar’a sunulan ödeme planı ise iş dünyasında “çökme” tabir edilen yöntemle yapıldı. Aydınlı Grup’un ortaklığı yapılan yatırım üzerinden hesaplandı, ödeme ise satış bedeli üzerinden yapıldı. Dahası ödeme takvimi de ticari bölümlerin satışının gerçekleştirilmesinden sonraya bırakıldı.

Büyükçekmece 2. Noterliği’nin 21.10.2016 tarih ve 35352 yevmiye numarasıyla gerçekleştirilen hisse devri ise Alzheimer başta olmak üzere sağlık sorunları olan Mustafa Kavurmacı’ya imzalatıldı. Bu hisse devir işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde TMSF ve kayyumlar aleyhine iptal davası açıldı.

SİLİVRİ’DE İNSANLARA EN ÇOK TESELLİ VEREN KAVURMACI

Mustafa Kavurmacı, oğlu Ömer Faruk’un Silivri’de olduğu dönemde her hafta ziyaretine gitti. Sara hastalığı bulunan oğluna moral desteği vermek için yaşlı ve hasta olmasına rağmen, ziyaretlerini hiç aksatmadı.

Silivri’de tutulduğum sıralarda, eşim ve çocuklarımla da sık sık karşılaştılar. Uzun süre ziyaret gün ve saatleri denk geldi. Sık sık selam gönderdi. Mahpusluk hayatının zorluklarına katlanmam ve zamanı iyi değerlendirmem konusunda bana unutamayacağım tavsiyelerde bulundu.

Kapalı görüşlerde kabinde yakınlarımla konuşurken gördüğünde, hep bu zalimlere boyun eğmediğim için beni tebrik ettiğini eşimden iletmesini söyledi.

Tahliye olduktan sonra kaç kez ziyaretine gitmek istedimse de Mustafa Bey’den kaynaklanan nedenlerden ötürü bir türlü zaman ayarlaması yapamadık.

Hayatında mahkeme yüzü görmemiş olan Mustafa Kavurmacı, hukuk tanımaz zalimlerin talimatıyla 9 yıl 4 ay hapse mahkum edildi.

Kavurmacı, 2020 Şubat ayında 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasında aynen şunları söyledi:

“Muhterem heyet, hayatta insanı yaşatan değerler vardır. İnsan izzeti ile şerefi ile Allah, Peygamber aşkı ile vatan sevgisi ile yaşar. Hayatımı ülkem için çalışarak geçirdim.”

Duruşma çıkışında uzatılan bir mikrofona söyledikleri hiç unutulmayacak:

“Hayatımın hiçbir mevkiinde mahkemeyle muhatap olmadım. Çok alacaklarımı dahi mahkemeye vermeksizin sildim. Ben bu değerlerle yaşadım. Bu değerlerin yaşatılması adına müessesemde her türlü gayrete bigane kalmadım. Ama ülkemi, vatanımı Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin geleceğini bu ve buna benzer şeylerle meşgul edilmesini hiçbir zaman istemem.”

81 yaşında dünya hayatına veda eden Mustafa Kavurmacı’nın o gün sözlerini, “Bütün güzellikler inandığını yaşayan insanların olsun” diye bitirmişti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Sayın Ahmet Bey,
    Yazıda minik bir düzeltme yapmam gerektiğini düşündüm. Bunu yapmam gerektiği hususunda Mustafa Ağabeyimize bir iyilik veya bir vefa olsun için kırıntı nevinden teselli adına kendi üzerime alındım. Ağabeyimize gani gani rahmetler olsun. Pırıl pırıl yaşayan bir insan olarak tertemiz huzura giden ağabeyimizi tebrik ederiz. Onun civanmertliği, sadakati ve heyecanı halen beni etkiliyor. Mübarek olsun… Düzeltmek istediğim konu iki oğlundan küçük olan Ömer Faruk büyük olan Ahmet Said olacak. Saygılarımla…

  2. Kimin hakikatte kim olduğunu hakiki kimlikleri maskesi düşmüş yüzleri ahirette göreceğiz! Yüce Rabbimizin ukubeti ikiyüzlüler için çok şiddetlidir hem bu dünyada hem ahirette… Nice namaz kılanlar vardır ki geriye yorgunlukları kalır, nice oruç tutanlar vardır ki geriye sadece açlık ve susuzlıkları kalır, nice yardımseverler(!) vardır ki ardından ‘ne yardımsever adam helal olsun’ desinler niyeti kalır…. İnsanlar görüntüyle, söylenenlerle, yazilanlarla aldanır aldatılır ama Rabbimizi aldatamazlar… Bu kıssadan hisseyi alanlar almıştır başka söze gerek yok….

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin