Müslümanlar Erdoğan’a neden hayran?

YORUM | MAHMUT AKPINAR

Arabanın lastiğini değiştirme zamanı gelmişti. Bir dostum, “Falan yerde Kosovalı bir Arnavut var, yardımcı olur” dedi. Gittim, “Nasılsın? Nerelisin?” muhabbetinden sonra sözü Erdoğan’a getirdi ve pazusunu göstererek “güçlü lider” dedi. Türkiye ve Erdoğan konusuna girip konuşacak fırsat yoktu. Lastikçi ne yapacağını anladıktan sonra hızla işine döndü.

Beklerken yetmişli yaşlarda sakallı, muhterem bir amca ve çocukları geldiler. Biraz sohbet edince Hindistan kökenli Müslümanlardan olduğunu öğrendim. “Türkiyeliyim” deyince yurt dışında yaşayan pek çok Müslüman gibi hacı amca sözü hemen Erdoğan’a getirdi. Türkiye’ye gezmeye gittiğini, Türkleri çok sevdiğini ve Erdoğan gibi bir lider nedeniyle Türklerin şanslı olduğunu, İsrail’e, ABD’ye tek başına meydan okuduğunu vs. söyledi.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Bu tür durumlarda vaktim yoksa sükut edip, kafa sallayıp geçiyorum. Ama bu defa hem onların hem benim vaktim vardı. Lafı eğip bükmeden Erdoğan’ın Saddam, Kaddafi gibi otoriter bir lider olduğunu, halka zulmettiğini, ekonomiyi batırdığını, sürekli ve büyük yalanlar söylediğini, on binlerce tesettürlü ve eğitimli hanımı bebekleriyle birlikte hapislere doldurduğunu, ülke için felaket olduğunu ve son 10 yılda Türkiye’nin her alanda çöktüğünü anlatmaya çalıştım. Ben anlattıkça yaşlı adamın yüzü ekşidi, gerildi, rahatsızlığını dışa vurdu. Soğuk bir tavır takınıp konuşmayı bıraktı ve konforlu köşesine çekildi. Yanındaki gençler konuşmaya girmediler. Ama babalarını tam tasvip eder halleri yoktu. Zira batıda yetişmiş genç kuşaklar olayların daha çok farkında oluyorlar.

Başka bir tanıdığım var Pakistanlı. Dürüst, düzgün ve İslami kimliği önde bir arkadaş. Ama 10 küsur senedir yaşadığı İngiltere ile pek alakası yok. Sürekli Pakistan haberlerini dinler, Diriliş Ertuğrul izler. Bu nedenle de baya bir Türkçe konuşuyor. Çalıştığı yerde Türk patronları onun Türk çalışanlara İngilizce öğretmesini arzu ediyor, ama o Diriliş Ertuğrul benzeri dizilerden bildiği kadarıyla mesai arkadaşlarıyla Türkçe diyalog kuruyor. Türk dizilerinin Erdoğan’a destekçi üretme yanında Türkçe öğretme, Türkiye’ye, Türklere hayranlık oluşturmada gayet başarılı olduğunu bizzat müşahede ettim. Pakistanlı arkadaş sürekli Siyonizmden, İsrail’den, Amerikan emperyalizminden, İngiliz oyunlarından, bilumum komplo teorilerinden bahsederdi ve Erdoğan’ı bunlarla savaşan bir “kahraman” olarak görürdü. Şimdilerde Erdoğan’dan da nefret ediyor. Zira Rusya Ukrayna savaşında arkadaş Putin Rusya’sını tutuyor ve Erdoğan’ın emperyalistlerin yanında yer aldığını ifade ediyor. Çünkü onun beslendiği İslami soslu Pakistan kaynakları olayları böyle aktarıyor.   

Demokratik Batı dünyasında ciddi Müslüman nüfus var. Münhasıran Avrupa’ya iltica eden 10 kişiden 9’u Müslüman ülkelerden geliyor. Oran, halkları ve devletleri endişelendirecek şekilde artıyor. Kendi diktatörlerinden, halkını ezen ama “İslam” satan ikiyüzlü otoriter liderlerden kaçan Müslüman halklar, fiziken batıda yaşasalar da zihnen hala Ortadoğu’da, Türkiye’de, Pakistan’da, Somali’de bulunuyorlar. İltica ettikleri ülkenin her türlü sosyal, kültürel, ekonomik haklarından istifade ediyorlar ama otoriter, zalim rejimlere hayranlık beslemeye, onlardan medet ummaya devam ediyorlar.

Erdoğan’a ve Türkiye’ye bu hayranlığın sebepleri neler?

Propaganda amaçlı üretilen Türk dizilerinin ve İslamcılık üzerinden Erdoğan’a sempati toplama çalışmalarının elbette büyük etkisi var. Ancak bunun dışında etkenler de var.

Öncelikle Türkiye büyük bir devlet ve köklü bir geçmişe sahip. Önemli ve etkileyici tarihinden dolayı ve bir dönem halifelik ile Müslümanlara önderlik etmesi nedeniyle dünyadaki Müslümanların büyük kısmı Türklere ve Türkiye’ye güveniyor, Müslümanlar için iyi şeyler yapacağına inanıyor, bu potansiyele sahip olduğunu düşünüyor. Erdoğan ise bu mirasın ve ümitlerin üzerine kendi siyasetini inşa edip şahsına sempati ve destek topluyor. Bir nevi ülkenin tarihi, kültürel, siyasi birikimini kirli-ilkesiz siyaseti için istismar ediyor, çerez yapıyor.

Türkiye tarihi birikimi ve zenginliği dışında modern dönemlerde de umut veren açılımlar yaptı. Demokrasiye, hukuka, üretime önem verdiği dönemlerde diğer Müslüman ülkelere göre refah düzeyinde ve kalkınmışlıkta fark attı. Demokratik batılı ülkelerle kıyaslanmasa da özgürlüklerin yaşandığı, insan onurunun kısmen korunduğu dönemler oldu. Ülkenin NATO üyesi olması, AB adaylık sürecinde kat ettiği mesafe, G20 arasında olması, ürettiği ve ihraç ettiği ürünler, ülkenin etkileyici turizm potansiyeli Müslüman dünya için hep ilgi sebebiydi. AKP ve Erdoğan ilk 10 yılında demokratikleşme, hukuk, insan hakları yönünde etkili adımlar attı. Müslümanlar “demokrat ve Müslüman” bir iktidarın olabileceğini ve başarılar elde edebildiğini gördüler. Erdoğan son 10 yılda bunların hepsinden geri döndü. Artık Erdoğan Türkiye’si her türlü olumsuzlukta rekorlar kırıyor. Fakat dünyayı okumaktan uzak, kapalı devre propagandaya maruz Müslümanlar olumsuz yönde değişimin hala farkında değiller. Erdoğan’ı hakka, hukuka saygılı demokrat bir Allah adamı sanıyorlar. Emperyal güçlerin ona tuzaklar kurduğunu, onun ise bunları başarıyla püskürttüğünü düşünüyorlar. Türkiye’de sokak röportajlarında dinlediğimiz amcaların, teyzelerin benzerleri yurt dışındaki Müslümanlar arasında da var. “2023’te Türkiye sıçrama yapacak!”, “Lozan bağından kurtulup uçacak!” hikayelerini başka ülkelerde de aynen duyuyoruz.

Erdoğan’ın görüntüde batıya, ABD’ye, büyük güçlere kafa tutan söylemleri, İsrail’e “one minute” demesi planlı ve hedefli bir şekilde Müslüman toplumlara pazarlanıyor. Bunun için ciddi paralar harcanıyor, dış temsilcilikler, Türk diplomasisi buna çalışıyor. Devletin kaynaklarıyla ve kamu imkanlarıyla Erdoğan’ın bireysel PR’ı yapılıyor ve Erdoğan bu propagandalarla “dünyaya kafa tutan, mazlumlara kanat geren lider” “Halifeyi Ruyi Zemin!” olarak sunuluyor. Ama Müslümanlar Erdoğan’ın “one minute” derken İsrail’le ticaretini katladığını, demokrasiyi hukuku katlettiğini, ülkeyi bir aydın hapishanesine çevirdiğini, dindar ve eğitimli kadınları bebekleriyle hücrelerde çürüttüğünü, muhaliflere en acımasız zulümleri yaptığını bilmiyorlar. Söylediğinizde, “Bunlar emperyalist güçlerin propagandası!” diye düşünüyorlar. Batının Müslümanlara uyguladığı çifte standart nedeniyle batı medyasının aktardıklarına itibar etmiyorlar. Erdoğan rejimi ise aynen Türkiye’de olduğu gibi sosyal medya üzerinden muazzam propaganda yürütüyor. Asılsız haberler, altı boş iddialar dünyadaki Müslümanlara da ulaşıyor.

Objektif veriler rakamlar ortada iken, Türkiye her alanda çakılırken, zulüm arşa dayanmışken Müslümanlar hala neden Erdoğan’ın bu yüzünü görmüyorlar?

Aslında her geçen gün Erdoğan’ın gerçek yüzünü görenler artıyor. Ama Müslümanlar son 2-3 asırda çok horlandılar, aşağılandılar. Ülkeleri işgal edildi, sürüldüler, ezildiler, onurlarıyla oynandı. Dünyada etkisiz hale geldiler. Gerçekleri kabullenip, tutarlı çözümler üreterek ve çalışarak bu halden çıkmak yerine mucizevi bir çıkış, kurtuluş arıyorlar. Bir mesih, mehdi, kurtarıcı gelsin ve onların bir şey yapmasına gerek kalmadan kendilerini kurtarsın, izzetlerini, onurlarını geri kazandırsın düşüncesindeler. Pek çok Müslüman bunu satın alıyor ve mistik, ezoterik beklentiye giriyor. Erdoğan bu beklentileri çok iyi istismar etti ve sadece Anadolu Müslümanlarının değil dünyada önemli sayıda Müslümanın desteğini aldı. Türkiye’nin tarihi birikimi, kredisi, büyüklüğü ile Erdoğan’ın etkili propagandası birleşince, aldatılmaya hazır Müslümanlara seçenek kalmadı.

Müslümanlar düşünerek, çalışarak, üreterek ayağa kalkmanın dışında bir yol olmadığını öğrenip “kurtarıcı” beklentisinden kurtulmadıkça Erdoğan gibi şarlatanlar onları istismar etmeye devam edecek!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

6 YORUMLAR

  1. *Çünkü İndirilmiş Din değil, uydurulmuş din daha bi hoşlarına gidiyor..

    *Çünkü muhakeme yetenekleri çok zayıf..

    *Çünkü “Hakkın hatırı alidir düstüru yerine benim partim, benim cemaatimin hatırı alidir.” düstürü benimsemiş..

    Çünkü Erdoğan bi sentez, “hocaların” zihinlerinden dışarıya taşan bir “ lider” sentezi.

    * Çünkü İslam tarihinde ki bazı yanlış uygulamalar- fetvalar için açıkça, “bunun dinde yeri yoktur “ denmediğiniden asırlar boyu bu yanlış uygulamalar uygulana uygulana günümüze kadar gelmiş..Birçok alim bu mirasa olduğu gibi sahip çıkmış..Doğruyu söyleyen alim sayısı maalesef çok sınırlı kalmış..Dinini bilmeyen ve bunu hocaların iki dudağı arasına bırakan bu gariban kitle, hocalar ne demişse aynen takip etmiş..

    * Çünkü milliyetçilik virüsü bünyeye girmiş,suyu bulandırarak “Devlet” denilen uydurulmuş yeni kutsalları doğurmuş..Safi zihinler yerle bir olmuş..

    ……

    liste çok uzun…

  2. Bu yazıya eklenecek bir virgül bile yok, durumumuzu eksiksiz özetlemiş. Allah zalimlerin arkasından yürüyen koyunlardan etmesin ins.

  3. Mahmut Hocam, hatanızı düzeltmek haddimize değil lakin bir katkımız olsun. “baya bir Türkçe konuşuyor.” –> “bayağı iyi Türkçe konuşuyor.”

  4. Mehdiyi beklerken müslümanlar, Süfyana fit oldular.

    Şimdi Mehdi gelse Süfyanizme bayrak açsa müslümanlar onun düşmanı olur.

    Ayarı şaşmış bir müslüman toplumu var.

    Dikkat edin, Erdoğanın iyi şeyler yaptığı dönemde, bu Erdoğan hayranlığı yoktu. Hatta eleştirilirdi de bu dönemde müslüman dünya ve muhafazakar türk toplumunda.

    Yanlışa ayarlı mekanizma öyle şaşmıyor ki, yanlış yaptıkça övgüler alıyor, doğru yaptıkça yergiler.

    Ahirzaman dedikleri bu olsa gerek.

  5. Sayın Akpınar
    Şunları yapabilecek iseniz buyrun.
    Sadece bir kaçını yazacağım.
    İslam dünyasına “Mehdi” inancının aslı astarı olmadığını kendiniz kabul edip anlatabilecek cesaretiniz var mı?.
    Ulul Emr ve Halifelik ile ilgili konuların tamamen din dışı konular olduğunu.
    Ümmet kavramının bu dünyaya ait değil inanç kavramları içinde öteki dünyada bir karşılığı olduğunu.
    Tesbit kolay çözüm adına hiç bir fikir ortaya koymadan yazmak en rahatı.

  6. Nürnberg Mahkemeleri filminde yargılanan Nazi yargıçları kendilerine gösterilen soykırım delili video görüntülerine inanmıyorlar. Böyle birşey mümkün olamaz diyorlar. Halk, hitlerin yollar yaptığını, işsizliği azalttığını söylüyordu. Soykırımla suçlanan yargıçlar hakkında tanıklık yapan mağdurlara da hain diyorlardı. Tarih tekerrürden ibaret malesef.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin