Mülteci soymak

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

İnsanlık dışı bir uygulama olmasına rağmen bir ülkenin mültecileri geri itmesini anlayabiliriz. Çok zor durumda olmalarına rağmen, bu insanların Batı ülkelerine gelmesinin engellemesinin de bir izahı vardır.

Diyelim ki insanların içinde bulunduğu bu zor durumu söz konusu ülkeler anlamıyor, umursamıyor, bizden uzakta ne haliniz varsa görün diyor. Bütün bunlar insanlıktan uzak, vahşi ve bencil bir tavırdır ama hepsi bir şekilde anlaşılabilir…

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Ama dondurucu soğukların yaşandığı bir kış günü mültecileri dövüp, üzerindeki elbiseleri soymanın ve geldiği yere geri göndermenin insanlıkla açıklanabilir bir tarafı yoktur. Hatta bu durum hayvanlıkla da açıklanamaz. Soğuğun öldürücü olması için kasten, bile bile, üzerindeki elbiseleri soymayı, hangi ruh, hangi medeniyet, hangi anlayış açıklayabilir?

Bunun mültecilerin başlarına kurşun sıkmaktan farklı olduğunu kim  savunabilir?

Daha da dehşet verici olan, bunun tekil bir hadise olmaması ve sistemli bir politikaya dönüşmesi.

Daha önce de yazmıştım bizzat benim yakın bir arkadaşımın da başına böyle bir olay gelmiş aynı şekilde darp edilip, üzerindeki ayakkabıları, giysileri çıkarılıp geri gönderilmişti. Kırsal bir alanda, her yanı yara bere içinde 10 kilometre yolu ayakkabısız yürümek zorunda kalmış, sınırın bu tarafına geçer geçmez de tutuklanmıştı. Arkadaşımın dünkü gibi donarak ölmesini mevsimin yaz olması engellemişti.

Bu politikaların bütün suçunu Yunanistan’ın üzerine atıp kenara çıkamayız. Yunanistan’a bu mülteci politikasını dayatan, maddi-manevi baskı yapan AB’nin iri devletlerinden başkası değil.

Bu mülteci göçlerini durdurabilmek için onları öldürmeye başlamak neyin nesidir? Hangi ruh durumunun yansımasıdır insanın aklı almıyor.

Batı ülkeleri, mülteci göçünü önlemek için, böyle cinayetler işlemek yerine, bu ülkelerin kalkınmasına ve daha insani rejimler altında yaşamalarına yardımcı olsalar sorun daha köklü bir şekilde çözülebilir.

Buraları kalkındırma çalışmalarına, mültecilerin geldiği ülke liderlerinin batı ülkelerine kaçırdıkları yüz milyarlarca doları tekrar bu ülkeye iade etmekle başlayabilirler.

Suriye, İran, Irak, Sudan, Libya, Zimbabwe, Afganistan vb. gibi ülkelerin tamamında ülke demir yumrukla yönetiliyor ve bu ülke liderlerinin batı bankalarının gizli hesaplarında yüz milyarlarca doları bloke edilmiş durumda.

2011 rakamlarına göre; halkı yoksul ülkelerin liderlerine ait yarım trilyon dolara yakın para, altın, elmas ve diğer değerli madenler Batılı ülkelerin bankalarını dolduruyor.

Bu rakamların bugün ne düzeye ulaştığını bilemiyoruz ama az çok bir fikir yürütebiliriz.

Son altı yıldır yüz binlerce insanın mülteci olarak göçmek zorunda kaldığı Türkiye’nin durumu da, diğer diktatörlükle yönetilen ülkelerden farklı değil. İktidardaki AKP yöneticilerinin Batı bankalarının gizli hesaplarında tuttukları serveti kimse hesaplayamıyor. Açıktan aldıkları mülkler bile milyarlarca dolara ulaşmış durumda.

Batılı ülkelerin mültecilerden öldürmekle kurtulamayacaklarının farkına varması gerekiyor. Diktatörlerin yaşamasına yardım ve yataklık etmekten vazgeçmesi, kendi iyilikleri için bu ülkelerin zenginliklerinin en azından belli bir kısmının yerinde kalmasına rıza göstermeleri gerekiyor.

Ümit ediyorum ki Batı toplumları da, AB hükümetlerinin mülteci öldüren bu insanlık dışı uygulamalarının kendi medeniyetleri için ne denli büyük bir tehlike olduğunun farkına varırlar.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin