Millet İttifakı’nın zayıf halkası kopma noktasında

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Tayyip Erdoğan’ın, yeni dönemin Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından gündeme gelen Millet İttifakı, 5 Mayıs 2018’de ete kemiğe büründü. 4 partinin öncülüğünde (CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti) temeli atılan ittifak, daha sonra genişleyerek altı partili bir yapıya dönüştü.

Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin katılmasından sonra ittifak, farklı bir isimle anılır oldu. Yalnız yeni takılan “Altılı Masa” adını ittifak üyeleri kendi seçmedi. İktidar bileşenlerinin liderlerinin taktığı bu isimden nedense rahatsızlık duymamış göründüler.

Cumhur İttifakı elemanlarının, karşı taraftakileri önemsizleştirip, mobilyalaştırmak amacıyla taktığı “Altılı Masa” yaftası, Millet İttifakı adının önüne geçti. 

Aslında kendi adına sahip çıkamayan bir ittifaktan söz ediyoruz. Muhalefet böyle bir ittifaka umut bağlamış durumda. 

AK Parti ve avanelerinin ülkeyi getirdikleri bugünkü tablodan mağdur olan, sıkıntısını çeken, ezilen, yok sayılan insanların umutları, kişisel çekişmelerle bir kez daha boşa çıkma riskiyle karşı karşıya.

Yola çıktığı günden bu yana Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişisel özverileri sayesinde oluşan ve bugüne gelen yapıyı, bugünden ileriye doğru taşıma imkânı olacak mı bilemiyorum. 

Öyle anlaşılıyor ki Millet İttifakı, bugünden yarına yol alacaksa, bu yine Kemal Kılıçdaroğlu’nun fedakarlıklarıyla yürüyecek.

İYİ PARTİ’NİN HOVARDALIĞI VE GÜÇ VEHMİ

Meral Akşener, İYİ Parti kadrolarını oluşturmaya başladığı günden bu yana attığı yanlış adımların sıkıntısını çekiyor. Merkezde milliyetçi bir parti gibi konumlandırma çabalarının aksine, ortaya şövenist bir yapı çıktı.

Bundan dolayı İYİ Parti ırkçılık yarışında kimi zaman MHP’yi geride bırakmaya, kimi zaman faşistlik rekabetine girip Ümit Özdağ’ı geçmeye çalışıyor. Meral Akşener ise geniş kitlelere partisini merkezde tuttuğu görüntüsü verme gayreti içinde.

8 Temmuz 2021 tarihli yazımda, Erdoğan’ın istemesi halinde iktidara MHP yerine İYİ Parti’yi kolaylıkla adapte edebileceğini, İYİ Parti kurmaylarının da buna teşne olduğunu anlatmaya çalışmıştım.

Akşener liderliğindeki İYİ Parti, birkaç ay öncesine kadar merkez partisi olma yolunda ciddi bir mesafe kat etmişti. Son aylardaysa hem Zafer Partisi’nin varlık göstermeye başlaması, hem de partinin savruk bir görüntü veriyor olması, İYİ Parti’nin ilerleyişine epeyce fren olmuşa benziyor.

Bu tabloya rağmen partinin lider kadrosuysa kendini Millet İttifakı’nın lokomotifi gibi görme ısrarından vaz geçmiyor. Daha vahimi ise, kan kaybettiğini fark etmeyip, güçlenmeye devam ettiklerini sanıyorlar.

HDP’Yİ ÖCÜLEŞTİRMEDE, İKTİDARIN DÜMEN SUYUNA GİRDİLER

Halkların Demokratik Partisi ya da bilinen adıyla HDP, iktidar bileşenleri tarafından bilerek öcüleştirildi. Öylesine öcüleştirme yoluna gidildi ki bırakın kendini nasıl konumlandıracağı konusunda kafası karışık olan İYİ Parti’yi, Millet İttifakı’nı oluşturan partiler bile HDP’nin adını anamaz hale geldi.

Aslına bakarsanız, adına sahip çıkamayıp iktidarın taktığı lakapla anılmayı kendilerine layık gören partilerden daha fazlasını beklemek safdillik olur.

CHP milletvekili Gürsel Tekin’in, TV100’de katıldığı bir programda “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözleri, İYİ Parti’den sert tepkiyle karşılandı. 

 

İYİ Parti kurmayları, Gürsel Tekin’e “had bildirme” yarışına girdiler. HDP’nin bu ülkenin yasaları çerçevesinde faaliyet gösteren bir partisi olup olmadığına karar veren AK Parti ve MHP’nin dümen suyuna girmekte beis görmediler.

Bu ülkede 6 milyon kişinin oyunu alan HDP’yi (yüzde 11,7 oy) yok saymayı kendilerine hak olarak gören İYİ Partililerin, antidemokratik yaklaşımda faşizan tutum içindeki MHP ve onun benzeri tavır içindeki ortağı AK Parti’den ne farkı kalıyor?

İktidar gücünü ellerinden bırakmak istemeyenler, muhalefet bloğunu parçalayıp HDP’yi ayrı tutmak için olağanüstü bir çaba harcıyor. Başta İstanbul seçimleri olmak üzere son yerel seçimler, HDP’nin muhalefetle hareket etmesi halinde iktidarın kazanma şansının olmadığını gösterdi.

Bunu gören iktidar, o tarihten itibaren HDP’yi öcüleştirme çabalarını olağanüstü düzeye çıkarmış durumda. Muktedirler, muhalefet içinde kullanışlı bir aparat bulmuşa benziyor.

AK Parti ve hempaları, önümüzdeki günlerde “öcüleştirme” çabalarına hız verecekler. İYİ Parti yöneticileri de bu oltaya gönüllü olarak gelmiş olacak. 

BU SEÇİMİ MUHALEFET HDP’SİZ KAZANAMAZ

Burada sorulması gereken soru şu: Muhalefet bloğu, HDP olmadan seçimi kazanabilir mi, kazanamaz mı? Bu sorunun cevabı “kazanabilir” ise hiç tartışmaya gerek yok. Hatta seçimi garanti görüyorlarsa, “Altılı Masa” adı verilen yapıdan bazılarını da atabilirler. Bana kalırsa Gültekin Uysal’ın başında bulunduğu Demokrat Parti’nin bu ittifakta yeri yok.

Benim kişisel görüşüm bu yönde. Ama eğer “bir oy önemli” deniliyorsa, bütün çekilmezliğine rağmen, Gültekin Uysal da Millet İttifakı içinde yer almalı, narsistlikte Erdoğan’ı geride bırakabilecek olan Ahmet Davutoğlu da bu yapıda olmayı sürdürmeli. 

Gürsel Tekin’in sözlerine karşı çıkan 4 ayrı İYİ Parti kurmayı “had bildirme” yolunda açıklama yaptı. İYİ Parti, “biz olmazsak ittifak olmaz” nobranlığından kendini kurtarmalı. 

BARIŞ YARKADAŞ, İYİ PARTİ’NİN İSTEDİĞİ FIRSATI TANIMIŞ OLDU

Gürsel Tekin’in çıkışıyla ilgili tartışmalar sürerken, asıl patlak CHP’li Barış Yarkadaş’tan geldi. Barış Yarkadaş, HDP’yi yok saymak isteyen İYİ Partililerin, bu partinin desteğiyle kazanılan belediyelerden ihale almakta beis görmediklerini söyledi.

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Yarkadaş’ın bu çıkışı üzerine partililerin ihale aldıkları iddiasını yargıya taşıdı. Poyraz, Yarkadaş hakkında “iftira” suçundan dolayı soruşturma açılması istemiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. 

Uğur Poyraz’ın bu adımı üzerine Barış Yarkadaş bu kez katıldığı televizyon programında, İYİ Partili isimlerin Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerinde aldıkları ihaleleri ve elde ettikleri yöneticilikleri sıraladı. 

 

Yarkadaş, İYİ Parti’de Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu’na yakınlığıyla bilinen Samsun Milletvekili Bedri Yaşar’ın, sahibi olduğu Oğuz Ata Mimarlık firması aracılığıyla 2021 yılında Ankara Belediyesi’nden 107 milyon liralık ihale aldığını belgelerle ortaya koydu.

Barış Yarkadaş, İYİ Partililerin HDP konusundaki yaklaşımlarını da eleştirdi:

 

“HDP’li seçmenin verdiği oylarla kazanılan belediyelerde daire başkanı olacaksınız, genel müdür olacaksınız, bu belediyelerden ihaleler alacaksınız, sonra kalkıp ‘Biz HDP’yi meşru saymıyoruz’ diyeceksiniz.. Bu nasıl bir siyasi tavırdır?”

Bu açıklamalardan sonra Barış Yarkadaş, AK Partililerin gözde isimlerinden birine dönüştü. Barış Yarkadaş, aslında bu çıkışıyla hem İYİ Parti’ye “had bildiriyor”, hem de Meral Akşener’in aday yapmak istediği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın muhtemel adaylığının önünü kesmeye çalışıyor. 

Öyle anlaşılıyor ki kendilerine iktidarın Altılı Masa lakabı yakıştırmasında sakınca görmeyen Millet İttifakı’nın tek adayla seçime gitme hedefi buharlaşma riskiyle karşı karşıya. 

CHP kulislerinde ilk tura tek adayla katılma yerine “çoklu adayla girme” konusu tartışmaya açıldı. Yakında bu bir rest olarak gündeme gelirse kimse şaşırmasın. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin