Merkez Bankası Başkanı’ndan kritik mesajlar [ANALİZ – SEMİH ARDIÇ]

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, dün 2016’nın son enflasyon raporunu açıklarken kritik mesajlar verdi. Enflasyon raporuna göre enflasyonun 2016 sonunda yüzde 7,5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, 2017 için daha evvel açıklanan yüzde 6 tahmini yüzde 6,5’e yükseltildi.

2017 enflasyon tahmininin yukarı yönlü revize edilmesinde döviz kurlarının artacağı beklentisi etkili oldu. Bir başka ifade ile dövizdeki artışa bağlı olarak ithalat fiyatları yükselecek ve bu da içeriye yüksek enflasyon olarak yansıyacak.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın toplantıda verdiği en önemli mesaj, “Döviz kurundaki gelişmeler enflasyon görünümünü bozarsa tepki veririz.” cümlesinde saklı. Bu faiz indirimi bekleyenler için yolun sonuna gelindiğini gösteriyor. Merkez Bankası döviz kuru artışını kaçınılmaz görüyor ve tansiyonu düşürmek için faiz artışına gidebileceğini şimdiden ilan ediyor.

Bu silahı kullanmadan döviz satışı yapabilir. Ancak mevcut rezervlerle çok fazla hareket alanı olduğu söylenemez. Bu arada Saray müşaviri Yiğit Bulut’un dolar 2,80’e düşecek propagandası Merkez Bankası’nın semtine dahi uğramamış. Aynı Bulut, daha evvel 2,50 nakaratını tekrar ediyordu. Ekonomi, hele hele para yönetimi hislerle yürümüyor. Çetinkaya, Saray’daki paralel ekonomi yönetimine bu hakikati zarif bir biçimde ifade etmiş oldu.

KUR VE FAİZ AYNI ANDA YÜKSELİRSE MALİ KIYAMET!

Çetinkaya bu mesajı verirken serbest piyasada 1 Amerikan Doları 3,1022 TL seviyesine tırmandı. Suriye ve Irak (Musul, Başika krizi) eksenli siyasî belirsizlikler, hukuk devletinin yerle bir edilmesi, Başkanlık macerası gibi her biri ekonominin geleceği için ağır riskler ihtiva eden başlıklar kurların yükselmesinde etkili oluyor.

Bütün bunlara FED’in yeni faiz artışı için geri sayımı başlatması ilave edildiğinde TL’nin dolar karşısında erimeye devam edeceğini söylemek için Nobel Ekonomi Ödülü almaya ne hacet!

BANKALARIN KREDİ RİSKİ

Türk Telekom’un ana şirketi Ojer Telekom’un 4,75 milyar dolar kredi borcunun son taksitini ödeyememesi Akbank ve Garanti Bankası gibi Türk bankalarını da müşkül vaziyette bırakabilir. Bankaların takipteki alacakları günden güne artıyor. Kamu bankalarının hükümete yakın müteahhitlere verdiği milyarlarca TL kredinin akıbeti zaten bilinmiyor!

Hazine’nin Merkez Bankası’ndan bu müteahhitler için kısa vadeli avans kullandığı iddiaları var ki kokusu yakında çıkar. Bu doğru ise Merkez Bankası karşılıksız para basımı yapıyor demektir. Karşılıksız para basmanın faturası yüksek enflasyon ve devalüasyondur. 1990’ların hastalığı nüksetti ise tedavi bu sefer daha zor olacaktır.

Türkiye özel sektörün 201 milyar dolar gibi devasa döviz açığı ile likidite krizine yakalanırsa 2001 krizini mumla arar hale gelebiliriz. Böyle bir atmosferde fırlayan kuru tutmak için faizlerde şok yükselişler olur ki bu mali kıyamet anlamına gelir.

TÜRKİYE GİBİ PİYASALARA PARA GİRİŞİ AZALDI

Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya’nın konuşmasında dikkat çeken şu dört madde ekonomiyi zor günlerin beklediğini gösteriyor:

1) ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırımı beklentileri tahvil getirilerindeki düşüşü durdurdu.

2) Gelişen piyasalara portföy girişleri azaldı. Şu an pek çok fon yöneticisi, ‘bekle gör’ politikasına geçti.

3) Son günlerde Türk lirası zayıfladı, Türkiye’nin risk primi arttı.

4) Yurtiçinde talep üçüncü çeyrekte yavaşladı.

Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya özetle, kısa vadede cari açığın artacağını, sanayi üretiminin üçüncü çeyrekte ikinci çeyreğin altında kalacağını ifade ediyor. Bu da büyüme ve enflasyon rakamlarına doğrudan etki edecek veriler olarak önümüzde duruyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin