Melih Bulu’dan ‘istifa’ çağrılarına cevap: Metallica dinliyorum, niye istifa edeyim!

Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan AKP’li Melih Bulu, istifa çağrılarına, “Yok canım, niye istifa edeyim” karşılığını verdi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan AKP’nin eski milletvekili aday adayı Prof. Dr. Melih Bulu, istifa çağrılarına cevap verdi. Habertürk’e canlı yayında soruları cevaplayan Bulu, “Benim durumumda bildiğim kadarıyla 9 aday başvurdu. Daha sonra mülakata davet ediliyorsunuz. Bir mülakata alındık. O komisyondaki mülakatta sizi Boğaziçi Üniversitesi’nin özelliklerine uygun sorular soruluyor. En son Cumhurbaşkanı tarafından karar veriliyor” açıklaması yaptı.

Siyasete CHP’de başladığını da öne süren Bulu, “İstifa etmeyi düşündünüz mü?” sorusuna, “Yok canım, niye istifa edeyim” karşılığını verdi.

Bulu’nun Habertürk’teki açıklamasından satır başları şöyle:

“Benim durumumda bildiğim kadarıyla 9 aday başvurdu. Daha sonra mülakata davet ediliyorsunuz. Bir mülakata alındık. O komisyondaki mülakatta sizi Boğaziçi Üniversitesi’nin özelliklerine uygun sorular soruluyor. En son Cumhurbaşkanı tarafından karar veriliyor.

“Benden önce de Boğaziçi dışından bir rektör atandı, İTÜ’den. Daha da önemlisi ben bir Boğaziçiliyim. Aynı zamanda ortak ders verdim hocalarıyla beraber. Sürekli de Boğaziçi içerisinde hocalarla beraber yemek yediğimiz, çay içtiğimiz…

”REKTÖR OLUNCA TEPKİ GELMESİNİ BEKLİYORDUM”

“Boğaziçi’nde ders verdiğim zamanlarda da öğrenciler benimle ilgili çok şey yazarlardı. Tabi Boğaziçi öğrencisi çok zeki öğrenciler. Onlar da hocalarını denemeyi severler. Ben bu tepkilere alışığım. Rektör olunca daha üst seviye tepki geldi. Açıkçası tepkileri bekliyordum.

“Benim hoşuma gitmeyen şey şu oldu, diğerlerinin Boğaziçi öğrencisinin içine girmesine öğrenciler nasıl izin verdi anlayamadım. Üniversiteli olmayanlar da var, alakasız insanlar. Burada provokatif bir şey olduğu, anladığım kadarıyla Boğaziçi öğrencisi burada kullanıldı. Boğaziçi öğrencisi istediği yerde protesto yapabilir, Boğaziçi öğrencisi olmayanları kampüse almayalım.

“Orada çok pratik bir şey var, kapı kırıkmış ve çok fazla şey olduğu için kapıyı tutturmak için kelepçe takmışlar.

“Boğaziçili olmayan öğrencilerin bir güruh halinde Güney kampüse girmeleri üniversitenin, bu bir galeyana dönüşebilir, camlar indirilebilir, bunu kontrol edemeyiz, Boğaziçi öğrencileri bunu bildiği için bir sorun yok.

“Kampüse polis davet edilmedi. Polis kampüsün önünde herhangi bir şekilde öğrenci olmayanların girişini durdurmak amacıyla yer aldı.

“Yok canım niye istifa edeyim. Zaman içinde biz birbirimizi tanıyınca ne kadar verimli çalışacağımızı göreceğiz.

“Şöyle bir rektör seçimi büyük üniversitelerde yok, hocalar oy verecek, bir tane rektör seçeceğiz. İyi üniversitelerde hep atanıyor. Kiminde arama komisyonu kuruluyor, komisyon değerlendiriliyor ve mütevelliye sunuyor. Biz devlet üniversitesi olduğumuz için 3 aşağı 5 yukarı gelişmiş üniversitelerle aynı yöntemle seçiyoruz rektörü. Bir kurumu yönetecek kişinin seçimle gelmesi pek kullanılan bir yöntem değil, verimli bir yöntem değil. Demokrasi iktidarın seçiminde çok verimli bir yöntem ama siz oy vererek bir rektörü ya da bir şirketin genel müdürünü seçemezsiniz.

”SİYASETE ODTÜ’DE CHP’DE BAŞLADIM”

“Ben siyasete ÖDTÜ’de okurken CHP’de başladım. Şimdi tabi bunları görmüyorum, beni hep AK Partili olarak yansıtıyorlar ama o zaman öğrenciydim, SHP’den bir yardım istenmişti ve ben öyle başladım. Daha sonra Liberal Demokrat Parti’den bir teklif geldi bana, onların gençlik teşkilatlarını yönettim. Ben hep bu işin içerisindeydim. Siyasete akademisyen olarak bakan birisiyim, bir şey olayım değil de, bu nasıl olur diye. Benim merakım yönetim ve organizasyon. Aday oldum ama doğal olarak o zamanı harcamadığım için…

“Ben Boğaziçi’nde doktora yaparken AK Parti’nin kurulduğu haberi gelince Sarıyer’de AK Parti’ye gittim, onlar da sağ olsunlar beni kurucu yönetim kurulu üyesi yaptılar. Bu partilerin hepsi Türkiye’ye hizmet etmek isteyen… Ben şuna da çok karşıyım, bizim çok daha birleştirici olmamız lazım. Boğaziçi Üniversitesi’ne de bu mantıkla gitmemiz lazım, gideceğiz inşallah.

Benim CV’me bakıldığında bundan önce 2 üniversite de rektörlük yaptım. İstinye, Haliç’te rektör şehir üniversitesinde dekandım. 2009’da aktif siyaseti bıraktım. Bu tarihten sonra bir ara aday adayı oldum ama çok önemli bir şey değildi. Böyle bir provokasyonu öngörmedim.

”BENİ TANIMAYAN HOCALAR SIRTINI DÖNÜYOR AMA BİN HOCAMIZ VAR”

Tutuklanan insanlardan da bu belli. Bu provokasyon olmasa biz standart Boğaziçi’nin kültürünü görecektik. Beni tanımayan hocalar sırtını dönüyor ama bin hocamız var. Hepsi tanımayabilir.

”İNTİHAL DEĞİL ALINTI”

(İntihal) Tezleri kaldırdığım filan yok. İntihal meselesi de iftira. Bu teknik bir şeye giriyor ama benim doktora tezimdeki literatür kısmındaki her şey bir yerden alıntıdır. En sonda da kaynak yazıyor. Tüm dert bazı şeyleri tırnak içine almamış olmam. Kurallar değişir. İşin özü, kaynağı yazmak ki ben de yazmıştım.

İTÜ’lü rektör de atanmıştı. 80’den beri böyle bir atama olmadığı doğru değil. Çok az kişi tepkili bana diye düşünüyorum. İnsanlar beni tanıdıkça bu değişecek. Ben paydaşlarla iletişim kuran bir insanım. Boğaziçi kültürünün devam ettiği görüldükçe hocalarımız ve öğrencilerimiz açısından sorun kalmayacaktır. Oradaki birçok insandan daha Boğaziçiliyim. 8 senem geçti orada.

(İtiraz kime) En istemeyeceğimiz şey Boğaziçi’nin 150 yıllık tarihinin harabeye dönmesi. Polis orada doğru olanı yaptı. Çünkü Boğaziçi’nden olmayan oranın değerlerini bilmeyenlerin okula girmesi züccaciye dükkanına girmek gibi olacaktır. Boğaziçililer her zaman okula girebilir, olmayanlar ancak bir işi varsa okula girebilirler. Boğaziçi bizim gözbebeğimiz. Türkiye’nin en elit kurumlarından bir tanesi.

”BÜYÜK RESMİ BEN GÖRÜYORUM”

Boğaziçi’ye gözbebeğimiz gibi bakmalıyız. Ben Boğaziçi’ne bu refleksle bakıyorum. Belki hocalarımız, öğrencilerimiz büyük resmi görmüyor ama ben görüyorum. Boğaziçi’ne zarar verme refleksi var. Bunun görülmesi lazım. Meselelerimizi kendi içimizde çözmeliyiz.

(A planı B planı var mı) Var, tabii. Hocalarımızla konuşmaya başladım. Bütün paydaşlarla öğrencilerle, kulüp başkanlarıyla konuşacağım. Ben çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum.

(Buna karar veren YÖK üyeleri arasında Boğaziçili yok denilmesi) Ben burada çuvaldızı kendimize batırmak istiyorum. Boğaziçi YÖK’e zaman ayırsa, orada çok Boğaziçili olur. Ankara’da daha fazla Boğaziçili olmalı.

”BEN METALLİCA DİNLEYEN BİR REKTÖRÜM”

(Hedefler) Boğaziçi kültürüne hiç bir şey yapmayacağım. Bütün hocalar bunu soruyor. Ben hard rock dinleyen, Metallica dinleyen bir rektörüm.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin