Löw’ün görevde uzun kalmasının sırrı: Değişim

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Dünya Kupası’nda tarihinin en başarısız sonuçlarından birine imza atan Almanya’da teknik patron Joachim Löw’ün günlerinin sayılı olduğu yorumları yapılmıştı. Rusya’ya son şampiyon unvanıyla giden Almanya’nın gruptan çıkamamasının elbet bir bedeli olacaktı. Bu bedelin tüm dünyada adı; teknik adam değişikliğiydi. Almanya Futbol Federasyonu, Löw’ü görevden almayı tercih etmedi. Bunun yerine Löw, işe temizlikle başlayıp yeni bir milli takımın temellerini attı.

2004’te Almanya’nın başına Jürgen Klinsmann geçince futbol dünyasında küçük çaplı bir şok yaşanıyordu. Futbolu bıraktıktan sonra ABD’ye yerleşip, golfe başlayan Klinsmann’ın yardımcılığına Fenerbahçe ve Adanaspor’dan tanıdığımız Joachim Löw getiriliyordu. Kilinsmann’lı Almanya, ev sahipliğini yaptığı 2006 Dünya Kupası’nda başarısız olunca, milli takımın dümeni Löw’e emanet edildi. Tıpkı Klinsmann gibi Löw döneminin de kısa süreli olacağı yorumları yapıldı. Ancak bu beklentiler boş çıktı. Koltukta 13 yılı geride bırakmaya hazırlanan Löw, şuan Avrupa’da en uzun süreli görevde olan teknik adam olmaya devam ediyor.

Euro 2008’te Almanya’yı final oynatan Löw, 2014 Dünya Kupası’nı kazanmıştı. 2018 Dünya Kupası’nda ise tam bir hüsran yaşandı. Kupa sonrası sert rüzgarlar esti.  Mesut Özil’in kupa öncesi İngiltere’de AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la fotoğraf çektirmesiyle başlayan tartışma kupa sonrası da devam etti. Türk asıllı oyuncu milli takımı bıraktığını açıklayınca, yaprak dökümü başlıyordu. Mesut Özil’den sonra milli formaya veda eden ikinci isim Mario Gomez oldu.

Almanya, Dünya Kupası’ndaki dağınık görüntüsünü UEFA Uluslar Ligi’nde de devam ettirdi.  Fransa ve Hollanda ile aynı grupta yer alan Almanya, sonuncu olarak taraftarına bir kez daha hüsran yaşattı. Bu sonuçtan sonra Löw için neşter vurma zamanı geliyordu. Hedefine Euro 2020 ve 2022 Dünya Kupası olarak belirleyen Löw, takımın iskeletinin önemli üç ismiyle yollarını ayırdı. Bu isimlerin üçününde Bayern Münih oyuncusu olması, Löw’ün operasyonunun ne anlama geldiğini anlatmaya yetiyordu. Bir nevi dokunulmazlara dokunuyordu.

Löw, Mats Hummels, Thomas Müller ve Jerome Boateng’e ’’birlikte geçirdiğimiz başarılı, olağanüstü ve benzersiz yıllar için teşekkür ediyorum“ diyordu. Löw’ün kadrosunda artık düşünmediği isimlerden Müller 29, Hummels ve Boateng ise 30 yaşındaydı. Önlerinde daha uzun yıllar vardı. Dahası her 3 oyuncuda Alman futbolunun bir numarası Bayern Münih’in kadrosunun değişmezleri arasında. Müller 100, Hummels 70 ve Boateng 76 kez milli formayı giymiş oyunculardı.

Löw, operasyona devam sinyallerini vermeye devam etti.  Juventus formasını giyen Sami Khedira’yı da artık milli takımda düşünmediğini yazın bu oyuncuya ifade ettiğini söylerken, kalede ise tercihinin Manuel Neuer yerine Barcelona kalesini koruyan Ter Stegen’in olacağını belirtiyordu. Sadece bir kaç ay öncesine kadar Alman milli takımının ilk 11’de sahaya çıkan oyuncularla yollar ayrılmış oluyordu.

Löw’ün neden koltuğunda uzun süre kaldığını şifreleri yaptığı operasyonda gizli. En önemli özelliği değişim. Milli formayla doyuma ulaşmış veya formsuz olan oyuncularla yollarını ayırmakta tereddüt etmiyor. Yeni bir takım kurarken, temel taşları yerinden oynatmaya cesaret ediyor. Benzer bir şans Şenol Güneş’in de önünde duruyor. Açıkladığı milli takımda gençler ağırlıkta. Güneş’in futbolunun son demlerini oynayan Emre’yi milli takıma almasını ‘abilik’ rolü olarak görmek gerekiyor. Bakalım hem Löw’ün hem de Güneş’in bu değişim hamlesi milli takımlara nasıl yansıyacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin