Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta millî gelirin (GSYH) yüzde 5 büyüdüğünü açıklamıştı. Aynı TÜİK 18 Eylül’de Gelir ve Hayat Şartları Araştırması’nın 2016 neticelerini ilan etti. Yüzde 5 büyüme için Alman finans devi Commerzbank, “Bu bir şaka olmalı” mukabelesinde bulunmuştu. Gelir ve hayat şartları verileri de ‘aynen öyle’ diyor… Gelir artışı mahdut kaldığı gibi toplam hasılanın taksimatı dar gelirlerin aleyhine.

TÜİK’e kalsa geçen sene hem büyüdük hem de fakir sayısı arttı. Türkiye’de ‘ciddi manada maddi mahrumiyet’ yüzde 30,3’ten 32,9’a çıktı. Demek oluyor ki üç kişiden biri evden uzakta bir haftalık tatil, iki günde bir et, tavuk, balık ihtiva eden yemek, evin ısınma ihtiyacı, çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon, otomobil sahipliği gibi dokuz maddenin en az dördünü karşılayamayacak kadar fakir.

Nüfusun içinde bu şekilde mahrumiyet yaşayanların sayısı 2015’e nazaran yüzde 2,6 arttı. Hani büyüyorduk? Kâğıt üzerinde büyüme ile olmuyormuş demek ki.

GELİRİN YÜZDE 47,2’Sİ EN ZENGİN YÜZDE 20’YE

TÜİK’in açıkladığı rapor millî gelirden zenginlerin daha fazla pay almaya devam ettiğini gösteriyor. En zengin yüzde 20’nin (16 milyon) gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,7 puan artarak yüzde 47,2 oldu. Bir başka ifadeyle gelirin yarısını 16 milyon alıyor, kalan yarısını da 64 milyon paylaşıyor. Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa! İsminde ‘adalet’ kelimesi olan AKP, mevcut gelirin daha adil taksim edilmesinde bile başarılı olamadı.

EN FAKİRİN ALDIĞI PAY YÜZDE 6,2

En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grup gelirden sadece yüzde 6,2 pay alabildi. En zengin yüzde 20’lik kesimin gelirinin en fakir yüzde 20’nin gelirine oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7,6’dan 7,7’ye yükseldi. Fakir daha da fakirleşti!

Değeri sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eden gelir dağılımı eşitsizliği birimi (Gini katsayısı) 2016’da bir önceki seneye nazaran 0,007 puan artış ile 0,404 oldu.

TÜRKİYE, BULGARİSTAN VE MACARİSTAN’IN GERİSİNDE

0,40’lık bir Gini katsayısı ile Türkiye’nin sicili pek parlak değil. Gelir dağılımının adaletli olduğu Kuzey Avrupa ülkelerinde (İsveç, Norveç, Finlandiya) Gini katsayısı 0,25 civarında, eski sosyalist ülkelerde (Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Macaristan) 0,30’larda bulunuyor. Türkiye gelirin adil dağıtılamadığı ekonomiler liginde açık ara önde.

2010-2013 arasında 0,40 seviyesine yerleşen Gini katsayısı 2014’te 0,391’e gerilemişti. Amma velakin müteakip iki sene içinde yükselerek yeniden 0,40’ın üzerine çıktı. ‘Türkiye’de istikrar sürsün’ sözünün içini hakiki manada dolduramayanların bu gerilemeyi de izah etmesini beklemiyorum. Muhakeme ve muhasebe çoktan tedavülden kalktı.

ZENGİNLE FAKİR ARASINDAKİ FARK 7,7 KAT

En yüksek gelir grubuyla en düşük gelir grubu arasındaki farkı gösteren değerlerde 2014’e kadar yaşanan düzelme 2015 ve 2016 senelerinde bozulmuş. Aradaki fark 2014’te 7,4 kata gerilemişken 2016’da 7,7 kata yükseldi. Hani yoksulluğu bitirecektiniz!

TÜİK’in gelire dair açıkladığı verilerle hükûmetin dillendirdiği ‘yüzde 5 büyüdük’ beyanları arasında bir illiyet maalesef görünmüyor. Nüfusun yüzde 42,2’si konutunda ‘izolasyondan dolayı ısınma’ problemi yaşıyor. Yüzde 38’in konutunun çatısı sızdırıyor, duvarları nemli ve pencereleri çürümüş.

Paraları varsa niye bunları tamir ettirip rahata ermiyor bu insanlar? Bir gecede fert başına millî geliri 1.750 dolar artırmayı başaran (!) TÜİK’in buna vereceği bir cevap yok tabiî!

SENELİK ORTALAMA GELİR 19 BİN 139 LİRA

Türkiye’de ortalama senelik eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri ise geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 15,9 artarak 16 bin 515 liradan 19 bin 139 liraya ulaştı. Halihazırdaki dolar/TL kuru üzerinden hesaplandığında 5 bin 547 dolar oluyor. Aylık ortalama gelir 462,2 dolara tekabül ediyor.

2016’da emeğin karşılığı olan ücretin payı düşerken, buna karşılık girişimciliğin karşılığı olan kârın payı yükseldi. Bu veri fonksiyonel gelir dağılımında da bozulma olduğunu ortaya koyuyor.

Hangi zaviyeden bakılırsa bakılsın netice değişmiyor. İmar ve arsa rantlarını iktidara yakın birilerine taksim etmekten ibaret bir kalkınma modelinden gurebanın, fukaranın sofrasına ne düşebilirdi ki!

***

TÜRKİYE YÜZDE 5 BÜYÜYORSA BUNLAR NEDİR?

–Nüfusun yüzde 68’i konut alımı ve konut masrafları haricinde taksit ödemeleri veya borçları olduğunu belirtiyor.

–Nüfusun yüzde 65,4’ü para bulamadığı için yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileyemediğini ifade ediyor.

–100 kişiden 17,4’ü konut masraflarının hanelerine çok yük getirdiğini beyan ediyor.

–Maddi yoksunluk oranı yüzde 32,9’a yükseldi.

–100 kişiden 14,3’ü yoksulluk sınırının altında maişet mücadelesi veriyor.

–Dört kişiden biri trafik ve endüstrinin sebebiyet verdiği hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevre meseleleri ile karşı karşıya.

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin