“Koğuşta 50. hatmimizi yaptık; düğünüm için ümitler ve dualar biriktiriyorum”

15 Temmuz sonrası hukuksuz bir şekilde tutuklanan 50 bini aşkın kişi cezaevlerinde özgürlüğü kavuşmayı bekliyor. İçeriden gelen mektuplar ise daha güzel yarınların hayalleri ile dolu. Manisa’da yurt müdürü iken önce kayyım zulmüne maruz kalan sonra da tutuklanan Zeynep Hoca, yaşadıklarını kaleme aldı. 18 gün gözaltında kaldığını söyleyen Zeynep Hoca, “… yanlış okumadınız.. tam 18 gün.. Banyo imkanı yok, kıyafet değiştiremiyorsunuz. Uzayan tırnaklarınızı bile kesemiyorsunuz…. Sonrasında tutuklandım. Şaşırdım mı? Hayır!” dedi.

Tutuklandıktan sonra 8 kişilik koğuşa konduklarını anlatan Zeynep Hoca, “Sayı az diye sevinmeyin. 8 ranza vardı evet ama biz 30 kişiydik…Mübalağa değil. Yere attığımız 2 yatakta 7 kişi yatıyoruz. Bırakın uyumayı Bazen nefes almakta zorlanıyoruz.. 30 kişi tek banyo tuvalet.. Daha neyini anlatayım ki… Ben terörist değilim ama ülkemde gerçek terör yanlıları bu muameleyi görmedi görmüyor…” dedi.

“50. hatmimiz bitti, düğünüm için ümitler ve dualar biriktiriyorum.”

“Bütün bunlara rağmen mayısta olacak düğünüm için ümitler ve dualar biriktiriyorum. Geçenlerde 50. Hatmimizin duasını yaptık bu arada. Koğuştaki arkadaşlar kına gecesi yapacaklar.. İnşallah bu kara kabustan uyanırız da dışarda yaparız kına gecemi düğünümü…”

Magduriyetler.com’da yayınlanan o mektup;

“Ben Zeynep yurt müdürüydüm, hayalleri olan ve bir dizi senaryosunu aratmayacak gerçek hikayemi yazacağım.

Tüm ülke genelinde 2014 senesi sonrası yaşanan olaylar Manisa’da belki en şiddetli şekilde yaşanıyordu. Bir kesimin toplum nazarında ötekileştirilip soykırım yapıldığı o senelerde ben liseli öğrencilerin yatılı kaldığı bir yurdun müdürüydüm. Asıl mesleğim olan eğitimciliği en iyi deneyimlerle yaşadığım bir müesseseydi yurdumuz. Yurdumuz rutin teftişlerin dışında teftiş edilmeye başlandı. Benim için hiç bir problem olmadı. Zaten örnek bir yurttuk. Ancak amacın teftiş olmadığını zamanla anladım. 10’u aşkın teftişten sonra bizi denetlemeye gelen amire asıl isteklerini sordum. Verdiği cevap tüm yaşananları özetler mahiyette…. “zaten biz sizden memnunuz burada yurtçuluğu sizden iyi yapan yok ama elimizden bir şey gelmiyor” deyip mahcup şekilde ayrıldılar.

Hemen şaşırıp üzülmeyin hukuksuzluğun boyutuna.. Daha neler yaşadım kendim bile inanamadım.

Nişan kıyafeti seçmeye gittiğim gün, yurdumuza kayyım atandı

Derken bir gün yurdumuza kayyım atandı. Tam nişan kıyafeti seçmeye gittiğim gün yurda döndüğümde elinde tebligatla bekleyen bir kayyım efendi ile karşılaştım. O kadar şaşırmıştım ki, kayyımın ukala tavrı ile şoku atlatabildim. “Hiç mi tebligat imzalamadınız?” diyordu. Böyle kara bir haber almamıştım daha önce diyebildim.

Komşuları nişanlımı, “Çok efendi, namazında niyazında, bu da şunlardandır” diye ihbar etti

Kara günlerime zift serpmeye devam ettiler sonrasında. Kayyım efendi beni işten çıkarmıyordu. Sakın merhametinden sanmayın tazminat ödeme korkusu sarmıştı. Nasılsa kendi istifa eder diye düşünüyordu. Tabiki etmedim. Tam bu olaylar yaşanırken mutlu yuva hayalleri kurduğum kişiyle nişanımız olacaktı. Ancak evini taşırken sözlümü komşuları ihbar etmiş. Bu adam çok efendi namazında niyazında bu da şunlardandır diye apar topar gözaltına alındı. Günlerce uyumadım. 5 gün gözaltından sonra sözlümü serbest bıraktılar. Ama ailelerimiz bu yaşananları kaldıramadı evlilik tarihimiz ertelendi…Nişanlım askere gitti. Tüm bu olanları hazmetmem mümkün olmadı. Günlerce tek başıma nöbetini tuttuğum yurdumdan istifa etmek zorunda kaldım. Ve memleketime döndüm.

Peki, bitti mi? Hayır…

Yeni bir hayat kurma düşüncesinin yeniden belirdiği zamanlarda sözleşmeli öğretmenliğe başvurdum.. Ve eylül ayında kabul edildim. Yeniden hayata tutunmuş gibiydim. Ancak 28 Ekim 2016 tarihinde evimize polis baskını yapıldı. İçlerinde öğretmen, ev hanımı, esnaf olan 90 kişi ile beraber alındım. İlk gün bulunduğum ilde gözaltında kaldım. Annemin yüreği dayanamadı.. Nasıl dayansın. O gece benimle nezarethanede sabahladı. Sabah Manisa’ya getirildim. Tabi ailemde arkamdan geldi. 18 gün…Yanlış okumadınız…Tam 18 gün. Banyo imkanı yok, kıyafet değiştiremiyorsunuz. Uzayan tırnaklarınızı bile kesemiyorsunuz. Sonrasında tutuklandım. Şaşırdım mı? Hayır…

8 kişilik koğuşta 30 kişiydik

8 kişilik koğuşa kondum. Sayı az diye sevinmeyin. 8 ranza vardı evet ama biz 30 kişiydik.. Mübalağa değil. Yere attığımız 2 yatakta 7 kişi yatıyoruz. Bırakın uyumayı Bazen nefes almakta zorlanıyoruz…30 kişi tek banyo tuvalet…Daha neyini anlatayım ki… Ben terörist değilim ama ülkemde gerçek terör yanlıları bu muameleyi görmedi görmüyor… Suçum fikirlerim inanışım mı? Beni hapsettiniz de fikirleri inanışları ne yapacaksınız.. İman hapsedilemez.

Bütün bunlara rağmen mayısta olacak düğünüm için ümitler ve dualar biriktiriyorum. Geçenlerde 50. Hatmimizin duasını yaptık bu arada. Koğuştaki arkadaşlar kına gecesi yapacaklar. İnşallah bu kara kabustan uyanırız da dışarda yaparız kına gecemi düğünümü…

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin