Kılıçdaroğlu: İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız

CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın “Adım Adım İktidara” başlıklı toplantısı Yenikapı Avrasya Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve milletvekilleri katıldı.

Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi sert bir dille eleştirdi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Parlamentonun, Anayasa’nın askıya alındığı dönemden geçiyoruz. Bunu bizim bütün kitlelere soğukkanlı, özgüvenle anlatmamız gerekiyor. Bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. Bu yük hepimizin omuzlarındadır. Aynı sorumluluğu yüklenmek zorundayız. Genç tweet atacak korkuyor, başıma bir bela gelir mi diye… Gençler hata yapabilirler, yanlış yapabilirler. Onun gençliğini gözardı edip de, yaptığı hata yüzünden başına sopayla vurursanız o genç iflah olmaz. Bir düşünceyi, bir genci yok ediyorsunuz demektir.

”YARGININ BU KADAR KÖRELECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ”

İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi de yargının bu kadar köreleceği aklıma gelmezdi. Yargıçlar en azından hukuk fakültesi mezunudur, bu kadar çürümez diyordum. Ama alt mahkeme “en üst mahkemenin verdiği karar beni bağlamaz” diyorsa çürüme oradan başlıyor, adaletsizlik oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun görülmesi lazım.

”NEREDEN TALİMAT ALIYORUM, SARAY’DAN”

O hakimlerin topluma verdiği mesajı 5 madde halinde sizinle paylaşmak istiyorum. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi topluma şu mesajı veriyor. Biz hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar veren bir mahkeme değiliz. Hukukun üstünlüğü ve vicdani karar bizde yok diyor. Bizden böyle bir şey beklemeyin, diyor.  Böyle olmadığımız için de anayasalar ve yasalar bizi bağlamaz, biz gücümüzü anayasadan değil biz gücümüzü saraydan alıyoruz. Doğru mu doğru. Anayasanın ilgili maddeleri çok açık. Anayasa Mahkemesi’nin kararları, yürütme, yasama yargı herkesi bağlar diyor. Açık. Bağlayabilir demiyor, bağlar. Gücümü nereden alıyorum, Saray’dan. Nereden talimat alıyorum, Saray’dan. Ben onun gereğini yapıyorum, diyor.

“NE DEMEK DOKUNULMAZLIK? BEN ZATEN ANAYASA’YA UYMUYORUM”

Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz. Biz yasama organının üyesini, Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen yargılayıp mahkûm ederiz. Ne demek dokunulmazlık? Ben zaten anayasaya uymuyorum. Milletvekili yeniden dokunulmazlık kazanmış ben buna uymam diyor. Saraydan talimat aldım gereğini yapacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi ne derse desin milletvekilini yargılayacağım ve mahkûm edeceğim diyor.

”BİZİ TBMM BAŞKANI DAHİ ELEŞTİREMEZ”

Örtülü şöyle bir mesajı daha var. Bizi TBMM Başkanı dahi eleştiremez. Yasama dokunulmazlığı olan milletvekilinin yasalara aykırı olarak yargılanmasına itiraz etmesi gereken ilk kişi Meclis Başkanı’dır. Meclis başkanının sesi çıkıyor mu? Çıkmaz da zaten. Tıpkı 14. Ağır Ceza Mahkemesi gibi talimatı o da Saray’dan alır.

”HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU DA TALİMATI SARAYDAN ALIR”

Bizim Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymamamız Hakimler ve Savcılar Kurulu’nca sorgulanamaz. Çünkü Hakimler ve Savcılar Kurulu da talimatı saraydan alır. Hakimler ve Savcılar Kurulu’ndan bir tepki gördünüz mü?  Hayır. Niçin? Onlar da talimatı saraydan alıyorlar. Bazı olaylarda hakimler ve savcılar kurulunun nasıl hızlı harekete geçtiğini biliyorsunuz herhalde. Bir saat içerisinde toplanıp karar aldığını da biliyorsunuz. Anayasanın askıya alındığı bir kararı görmezlikten gelen bir Hakimler ve Savcılar Kurulu var.

”BİZ HUKUK DEVLETİNİN DEĞİL ŞAHSIN DEVLETİNİN HAKİMLERİYİZ”

Biz hukuk devletinin değil şahsın devletinin hakimleriyiz. Saraya yaptığımız hizmetler doğrultusunda üst makamlara atanmayı bekliyoruz. Anayasayı göz ardı ediyorsunuz, TBMM’yi göz ardı ediyorsunuz. Hepsini bir tarafa itiyorsunuz. Saraydan aldığınız talimatın gereğini yapıyorsunuz. Şimdi diyorsunuz ki ben artık üst makamlara atanmayı hak ediyorum. Böyle bir beklenti içerisinde karar veriyorsunuz. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Devletin dini adalettir.

 

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin